Araştırmacılar, yaklaşık 15.000 yıl önce Levant’ta yaşayan insanların kafatasında kulak iltihabına dair kalıntılar buldu.
Araştırmanın baş yazarı Dr. Hila May, “Araştırmamız, çevremizin hastalıklar üzerinde farklı zamanlardaki etkisini belirlemeye çalışıyor.” diyor. “Laboratuvarımızda geliştirilen ileri teknolojileri ve benzersiz yöntemleri kullanarak orta kulakta oluşmuş uzun süreli iltihap belirtilerini tespit edebildik.”
Araştırmacılar, insanların yaşam koşullarındaki değişiklikler nedeniyle, avcılık ve toplayıcılıktan çiftçiliğe geçtikten sonra kulak iltihabındaki hastalık oranında bir düşüş yaşandığını gördü. Ancak Kalkolitik dönemde, yaklaşık 6.000 yıl önce yaşamış yerleşik bir toplumda hastalık oranının zirve yaptığı gözlemlendi.
(İnsanlar 40.000 Yıl Önce Avrupa’dan Levant’a Göç Etmiş)
Dr. May bunun iki nedeninin olduğunu söylüyor: sosyal ve çevresel. “Bu döneme ait arkeolojik kazılarda, önceki dönemlere benzer şekilde, insanların yemek pişirmekten hayvan yetiştirmeye kadar tüm faaliyetlerini gerçekleştirdiği ortak bir alanda yaşadığını biliyoruz. Sonuç olarak, evdeki nüfus yoğunluğu fazla, hijyen azdı ve insanlar ev içi hava kirliliğinden muzdaripti. Bu dönemde bilinen diğer iki faktörün de -beslenme değişikliği, süt ürünlerinin tüketiminin artması ve sıcaklıkta düşüş, yağışta artışın yaşandığı iklim değişikliği- kulak iltihabının yayılmasında etkili olduğu görüldü.”
20. yüzyılda antibiyotikler ortaya çıkana kadar, kulak iltihapları kronik hale geldi. Ayrıca kalıcı işitme kaybına ve hatta ölüme bile neden olabiliyordu.
Dr. May, “Kulak iltihapları hala çok yaygın bir çocukluk çağı rahatsızlığı, günümüzde hala küçük çocukların yüzde 50’sinden fazlası öyle ya da böyle bir kulak iltihabı geçiriyor.” diyerek açıklıyor. “Küçük çocuklarda, orta kulaktan yutağa sıvı ileten tüpler az gelişmiştir, bu nedenle kulakta sıvı toplanması iltihaplanmaya neden olur.”
(Levant’ta Bulunan 6000 Yıllık Kurşun Değneğin Kaynağı Anadolu Çıktı)
“Uzun süreli bir kulak iltihabı, orta kulağın kemiksi duvarında yetişkinliğe kadar süren kalıcı bir hasara neden olabilir. Bu nedenle, bölgede zaman içinde yaşanmış toplumsal sağlıktaki değişiklikleri araştırmaya çalıştığımızda, kulak iltihaplarına üzerine çalışmayı ve bunu yaparken de özel bir yöntem kullanmayı tercih ettik.” diyerek ekliyor.
Bilim insanları, kemiksi duvarları gözlemlemek için kafatasına giden kulak kanalından, orta kulağa kadar uzanan esnek bir tüpün ucuna sabitlenmiş küçük bir kamera, vidyoskop, yerleştirdi. Ayrıca, yüksek çözünürlüklü mikro-BT ile kafatası kalıntılarını tarayıp, orta kulağın kemik duvarını bir ışık mikroskobu kullanarak inceledi.
Araştırmaya göre yaşam şartları geliştikçe, kulak iltihaplarındaki hastalık oranı düştü. Dr. May, “Evlerin boyutu zamanla daha çok büyüdü ve belirli faaliyetler için ayrı alanlar da dâhil olmak üzere birkaç oda oluşturuldu, örneğin mutfak ayrı bir odadaydı ya da dışarıdaydı ve hayvancılık ayrı bir alanda yapılmaya başlandı.” diyor. “Dolayısıyla yaşam tarzındaki ve iklimdeki değişiklikler, hastalık oranında düşüşe yansıyor.”
Dr. May, “Çalışmamız, çevresel ve sosyal davranışların hastalık oranları üzerindeki etkilerini ele alıyor. Bunu araştırmak için insanlığın başlangıcından bu yana görülen bir hastalık olan kulak hastalığını inceledik.” diyerek devam ediyor.
“Hastalıkların insanlık tarihi boyunca nasıl göründüğünü, yayıldığını ve sona erdiğini anlamak, çağdaş hastalıkların önlenmesine ve çözüm bulunmasına yardımcı olabilir. Çalışmamız, risk faktörlerini açıkça ortaya koyuyor ve yaşam tarzındaki değişikliklerin, hastalığın ortaya çıkışını nasıl etkileyebileceğini gösteriyor.”
“Hem kulak iltihaplarında hem de COVID-19’da, sosyal mesafeye ve hijyen kurallarına uymanın enfeksiyonun yayılımını azalttığı, yakın mesafenin ve hijyenik olmayan yaşam koşullarının ise enfeksiyonlarda ani artışa neden olduğu açıkça görüldü.”
Tel Aviv University. 27 Mayıs 2020.
Makale: Floreanova, K., Gilat, E., Koren, I., & May, H. (2020). Ear infection prevalence in prehistoric and historic populations of the southern Levant: A new diagnostic method. International Journal of Osteoarchaeology.
You must be logged in to post a comment Login