Düşmanlarının gözünde korkunç bir savaşçı olan Kral Asurbanipal aynı zamanda hevesli bir bahçıvandı. Gelin Asur krallarının egzotik botanik bahçeleriyle yeryüzünde nasıl bir cennet yarattıklarına göz atalım!
Krallara layık bahçeler
İş inşa ettirmeye gelince Asur kralları cimrilik etmiyordu. Asurbanipal’in başkenti Ninova devasa bir metropol, sarayları ise zenginlik ve ihtişamının birer sembolüydü. Ancak bu kraliyet yerleşimlerini etkileyici kılan yalnızca mimarileri değildi. Dönemin ileri teknolojisiyle inşa edilmiş bu sarayları bereketli meyvelikler, oyun parkları ve yeryüzünde cennetten bir köşe gibi gözüken yemyeşil bahçeler çevreliyordu.
Yazmalarda Asur krallarının imparatorluk boyuncu çeşitli yerlerden bitki ve hayvan toplattıklarından övgülü bir dille bahsediliyor. Bu yazmalara göre meyvelikler nar, armut, incir ve zeytin de dahil envai çeşit ağaçla doldurulmuştu. Bu cennetvari bahçeler yapılırken hükümdarlar da dünyaya bolluk ve uyum getirme becerilerini sergilemiş oluyordu.
Bir mühendislik harikası
Ninova’daki bahçeler Asurbanipal’in büyükbabası Sanherib tarafından inşa edilmiş muazzam bir kanal ağıyla sulanıyordu. Tıpkı Asurbanipal gibi başarılı savaşçı olan Sanherib inşa ettiği ağın parçası olan kanal ve su kemerleriyle şehre çok uzak mesafelerden su taşımış böylelikle içinde her türden çiçekle tüm yıl boyunca yeşil kalan bir vaha yaratmıştı.
Dağlara doğru 50’yi aşkın kilometre boyunca uzanan bu kanal ağının mucidi Sanherib kullandığı mühendislik teknolojisiyle çokça övülmüştü. Jerwan vadisinde bugün kalıntılarını hala görebileceğiniz anıtsal su kemeri 2 milyondan fazla taş ve su geçirmez çimento kullanılarak yapılmış. Romalılar kendi su kemerlerini inşa etmeden 500 yıl önce yapılan bu su kemerinden yazmalarda şu şekilde bahsediliyor:
“Ben Sanherib, Asur’un kralı dünyanın hakimi. Çok uzun bir mesafeden suları bir araya katarak Ninova’ya varan bir suyolu açtım… Dik yamaçlı vadilerin üzerine beyaz taştan bir kemer geçirdim. Suları bu kemerden akıttım.”
(Asur Kralı Asurbanipal’ın Aslan Avı)
Saray rölyeflerinden birinde şehir yakınındaki gür bahçelerde yer alan su kemerleri görülüyor. Rölyefte meyvelikler ve bahçeler araziyi çaprazlamasına bölen kanal tarafından sulanıyor. Aşağıda görüleceği gibi dijital olarak renklendirilen rölyef orijinalinde zengin renklerle boyanmıştı.
Kralın hayvanat bahçesi
Asur kralları oyun parklarını ve zevk bahçelerini yalnızca çiçek ve ağaçlarla değil aynı zamanda geyik, ceylan hatta aslanın da aralarında olduğu çeşitli havyalarla doldurmuştu. Aşağıdaki rölyefte görkemli bir yelesi olan erkek aslanın dişisiyle cennetsi bir bahçede dinlendiği görülüyor. Asurlular için aslan dünyandaki tehlikelerin bir simgesiydi, dolayısıyla bu rölyefteki aslanlar aslında kralların doğanın vahşi güçlerini kontrol etme becerisini gösteriyordu.
(Gılgamış, Dünyanın İlk Süper Kahramanı)
Kraliyet oyun parklarında ayrıca aslan avları da yapılıyordu. Krallar dramatik halk gösterilerinin bir parçası olarak bu vahşi hayvanları öldürüyor böylelikle imparatorluğu koruyabileceklerini kanıtlamış oluyorlardı. Kral Asurbanipal’in sarayındaki rölyefler aslan avı sahneleriyle bezenmişti.
Barış ve refahın sembolü
Asur kralların bahçeleri güzel bir yer olmaktan ibaret değildi; bu bahçeler aynı zamanda kralların imparatorluktaki barış ve refahı sürdürme becerilerini gösteriyordu. Saray rölyeflerinden birinde Asurbanipal’in bir bahçede yanında kraliçesi, özenle hazırlanmış bir koltuğa yaslanarak dinlendiği görülüyor. Müzisyenler kraliyet çiftini eğlendirirken hizmetçiler de yiyecek sunuyor. Arkada gözüken palmiye ağaçları, hurma ve asmalar bereketi ve çoğalmayı çağrıştırıyor. Ancak, dikkatlice bakılırsa ağaçlardan birinde bir savaş hatırasının asılı olduğunu görmek mümkün. Asurbanipal’in düşmanlarından birine ait olması muhtemel bu kesik baş bu cennetin uzun ve kanlı bir savaş sonucunda elde edildiğine dair ufak bir hatırlatma.
Babil’in Asma Bahçeleri
Kimi araştırmacılar Antik Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri sayılan Babil’in Asma Bahçeleri’nin aslından Ninova’daki bahçeler olduğunu öne sürmüştü. İddia ettiklerine göre, daha sonraki yazarlar Ninova ve Babil’i birbirine karıştırmıştı ki bu durum Babil’deki kazılarda yükseltilmiş herhangi bir bahçe izine rastlanılmamasını açıklamaya yardımcı oluyordu. Ninova’dan alınmış şu an kayıp olan bir rölyef üzerindeki çizimlerde klasik kaynaklarda Asma Bahçeler’e ilişkin bahsedilenlere benzer, çatılı sıra sütunlar olduğu görülüyordu. Babil’in Asma Bahçeleri aslında Ninova’daki bahçeler olmasa bile, bu görkemli bahçelerin Babil veya diğer yerlerdeki daha ileri tarihli bahçelere ilham vermiş olması muhtemel.
blog.britishmuseum.org.
You must be logged in to post a comment Login