Vahşi dingo popülasyonları önceden düşünülenden daha yüksek oranda safkan dingolar içermekle birlikte, daha az oranda köpek soyuna sahip.
Yeni yapılan araştırmalar, safkan dingoların sayısının melezleme nedeniyle düşüşte olduğu fikrine meydan okuyor.
Molecular Ecology’de yayımlanan bulgular, daha önceki çalışmaların vahşi doğadaki dingo-köpek karışımlarını gereğinden fazla önemsediğini ve “vahşi köpekleri” kontrol edebilmek için kullanılan öldürücü yöntemlerin safkan dingoları hedeflediğini ortaya koydu.
(İlgili: Dingolar, Evcil Köpeklerden Genetik Olarak Farklı Çıktı)
Dingolar genetik olarak evcil köpeklerden farklılar fakat birbirleriyle çiftleşebiliyorlar. Türler arası melezleşme veya diğer ismiyle hibridizasyon, genetik seyrelme yoluyla neslinin tükenmesine açık olabilecek safkan türleri tehdit edebilir.
Yeni çalışmanın başyazarı olan Dr. Kylie Cairns, “Onlarca yıldır, dingoların kendi kendilerini yok ettiklerinden korkuluyordu. Ancak bulgularımız bunun böyle olmadığını, dingoların büyük ölçüde kimliklerini koruduklarını ve bunun da yönetim ve korunmaları üzerinde etkili olduğunu gösteriyor.” diyor.
Melezlerden Daha Fazla Safkan Dingo
Çalışma için araştırma ekibi, Avustralya’nın farklı bölgelerindeki dingo hibridizasyonunun kapsamını araştırdı. 391 vahşi ve tutsak dingonun DNA analizini yapabilmek için yeni bir genom çapında test kullandılar ve ayrıntılı bir soy modellemesi ve biyocoğrafik analiz gerçekleştirerek vahşi dingoların önceki genetik çalışmalarda gösterilenden çok daha az köpek kökenine sahip olduğunu buldular.
Dr. Cairns, “Görece az sayıda genetik belirteç ve sınırlı referans popülasyonuna dayanan eski yöntem, dingo örneklerindeki kopek kökenini miktarını gereğinden fazla ön planda tutuyor- bazen yüzde 30’dan da fazla. Bu durum, safkan bir dingo olduğunda veya tarihsel bir geri melezleşme durumunda bir hayvanın sıklıkla melez olarak tanımlandığı anlamına geliyordu.” diyor.
“Ancak daha önceden genom genelinde bakılabilen nokta sayısı 23 iken, yeni test ile 195.000 noktaya bakabiliyoruz. Dolayısıyla bu, güvenilirlik ve doğruluk açısından muazzam bir adım.”
Önceki raporlarda safkan dingo popülasyonunun yüzde 4 kadar az miktarda olduğunun öne sürüldüğü Victoria’da, test edilen hayvanların yüzde 87.1’inin safkan dingolar olduğu ve yüzde 6.5’inin yüzde 93’ten fazla dingo kökenine sahip tarihsel geri melezleşme ile oluşmuş dingo melezleri olduğu bulundu.
Benzer şekilde, dingo-köpek hibridizasyonunun yaygın olduğu varsayılan New South Wales ve Queensland’de birçok hayvanın safkan dingo olduğu bulundu, sadece iki vahşi köpek yüzde 70’ten az dingo kökenine sahipti.
Dingo popülasyonundaki melezleşmeye dair bazı kanıtlar ayrıca Avustralya’nın Kuzey Toprakları bölgesinde, Güney Avustralya ve Batı Avustralya’da da bulundu.
Dr. Cairns, “Geçersiz DNA analiz yöntemlerine güvenmek, Avustralya’da dingo-köpek melezleşmesinin gerçekte olduğundan çok daha yaygın bulunduğu inanışına yol açtı. Vahşi doğada bulunan çoğu dingo safkan, kalan hayvanlar ise başka herhangi bir şeyden daha fazla dingo.” diyor.
“Avustralya’da dingo-köpek melezleşmesinin daha yüksek oranda olduğu bölgelerde bile inanmaya yönlendirildiğimiz bu durum yaygın bir tehdit değil.”
Örnekteki hiçbir hayvan yüzde 50 melez değildi- yani hiçbiri vahşi doğadaki bir köpek ve bir dingonun direkt olarak yavruları değildi. Safkan dingo olmayan birkaç hayvan, çoğunlukla geçmişte dört veya beş nesil önce tek bir köpek atası ile tarihsel geri melezleşmelerdi.
Dr. Cairns, “Geçmişte bir miktar melezleşme olabiliyorken, bugün yüksek hızda gerçekleşmiyor. Bunun gerçekleştiği yerlerde, melez yavrularının zamanla dingo kökenlerine döndüklerini görebiliriz.” diyor.
Çalışmada ayrıca, Avustralya topraklarında dört farklı vahşi dingo popülasyonuyla birlikte dingolar arasında belirgin bölgesel farklılıklar bulundu.
Dr. Cairns, “Avustralya’nın her bölgesinden örnek almadık. Bu nedenle dingolar arasında, sandığımızdan daha fazla çeşitlilik mevcut olabilir. Ayrıca, bazı köpek DNA bölgelerinin dingo genomuna entegre olma ihtimali de var çünkü bu durum evrimsel bir avantaj sağladı. Dolayısıyla bu, gelecekte yeni analiz yöntemini kullanarak araştırmayı planladığımız bir konu.” diyor.
Bulgular, genom çapında analizin, politikacıların dingo yönetimini bilgilendirebilmesi için soy tanımlamada çok daha kesin sonuç verdiğini kanıtlayan diğer türlerdeki çalışmalarla uyumluydu.
Çalışmanın kıdemli yazarı olan Profesör Mike Letnic, “Mevcut yönetim kararları, sınırlı çözünürlüklü eski DNA analiz teknolojisinden elde edilen bulgulara dayanıyor. Artık popülasyonları daha doğru bir şekilde değerlendirmek ve mevcut en iyi bulgularla yönetim stratejilerini şekillendirmek için dingolar üzerinde uygulanabilecek, daha yüksek yoğunluklu genomik verileri kullanan, daha ileri düzey bir yaklaşıma sahibiz.” diyor.
Kanıta Dayalı Dingo Yönetimini Şekillendirme
Avustralya’da “vahşi köpek” terimi, dingo-köpek melezleşmesinin yaygın olduğu ve safkan dingoların çok az kaldığı varsayımlarıyla birlikte politikada sıkça kullanılıyor.
“Vahşi köpekler” adı altında dingolar, dingo melezleri ve vahşi evcil köpeklerin hepsi biyogüvenlik mevzuatı kapsamında istilacı türler olarak kabul ediliyor. Aynı zamanda yerel hayvanların koruma altında olduğu Milli Parklar da dahil olmak üzere Avustralya anakarasının genelinde havadan yemleme veya tuzağa düşürme gibi yok etme önlemlerine tabi bulunuyor.
Dr. Cairns, “Tüm dingoları vahşi köpekler olarak isimlendirmek uygun. Fakat bu terim, birçok safkan dingo ve dingo-baskın geri melezleşme ile oluşmuş melezlerin öldürüldüğü gerçeğini gölgeliyor. Aslında diğer hiçbir yerel türe, koruma altında olması gerekenler de dahil olmak üzere tüm arazilerde öldürücü kontrol önlemlerine tabi olan dingo ile aynı şekilde muamele edilmiyor.” diyor.
Dingoların bulunmadığı çevreler, diğer yerel hayvanları tehdit edebilecek ve bitki örtüsünü önemli ölçüde değiştirebilecek kanguru, tilki ve vahşi kediler tarafından istila edilebilir.
Prof. Letnic, “Dingolar bazı çiftlik hayvanları için bir tehdit, fakat her durumda bitkilere zarar vermiyorlar. Süper avcılar olarak ekosistem fonksiyonunu ve biyoçeşitliliği sürdürmede kritik rol oynuyorlar. Bu nedenle, yönetimde dengeyi yakalamaya ve popülasyonları korumakta olduğumuz yerlerin varlığından emin olmaya gerçek bir ihtiyaç var.” diyor.
Özellikle dingoların çiftleşme dönemlerinde uygulanan öldürücü kontrol yöntemleri, safkan dingo çiftlerin varlığını azaltarak istemsizce hibridizasyon riskini artırabiliyor. Ancak bu bağlantıyı doğrulamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.
Dr. Cairns, “Daha önce öne sürüldüğü gibi, dingo-köpek melezleşmesinin olduğu yerlerde dolaşan çok sayıda melezimiz olmasa da, yoğun şekilde öldürücü kontrolün kullanıldığı ve çok sayıda evcil köpeğin bulunduğu bölgelerde bu var.” diyor.
Araştırmacılar koruma politikasında bulunan “dingo” tanımının, yüzde 93 veya daha fazla oranda dingo kökenlerine sahip tarihsel geri çaprazlamayla oluşmuş melezleri içerecek ve onları “vahşi evcil köpeklerden” ayırt edecek şekilde revize edilmesi gerektiğini öne sürüyorlar.
Dr. Cairns, “Tüm bunlar, Avustralya’daki vahşi köpeklerin kimliğini daha doğru biçimde yansıtacak ve dingoların yerel ve kültürel açıdan önemli bir tür olarak değerini tasdik edecek.” diyor.
University of New South Wales. 30 Mayıs 2023.
Makale: Cairns, K. M., Crowther, M. S., Parker, H. G., Ostrander, E. A., & Letnic, M. (2023). Genome‐wide variant analyses reveal new patterns of admixture and population structure in Australian dingoes. Molecular Ecology.
You must be logged in to post a comment Login