Danimarka’daki Kopenhag Üniversitesi, Antik Mısır’dan kalma el yazması papirüslerden oluşan eşsiz bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Koleksiyonun büyük bir bölümünün henüz tercüme edilmemiş olması, araştırmacıları bu metinlerde ne yazdığı konusunda bilgisiz bırakıyor.
Kopenhag Üniversitesi Carlsberg Papirüs Koleksiyonu başkanı Mısırbilimci Kim Ryholt, “Metinlerin büyük bir kısmı hala yayımlanmadı. Bunlar tıp, botanik, astronomi, astroloji ve Antik Mısır’da uygulanan diğer bilimlere ait metinler” diyor.
Şu an, uluslararası bir araştırma ekibi, daha önce keşfedilmemiş metinleri tercüme ediyor. Araştırmacılardan birinin belirttiğe göre, bu metinler bize Antik Mısır’a dair yeni ve heyecan verici bir bakış kazandıracak bilgiler içeriyor.
(Antik Mısır Mezarlığındaki İskeletlerde Kanser Bulundu)
ABD, New York Üniversitesi Antik Dünya Araştırma Enstitüsü’nden doktora öğrencisi Amber Jacob, “Yayımlanmamış materyallerle çalışmak benim için eşsiz bir deneyim oldu. Bu, her yerde olabilecek bir olay değil” diyor. Jacob, Kopenhag’da tutulan yayımlanmamış el yazmaları üzerinde çalışan dört doktora öğrencisinden biri.
Mısırlılar böbreklerin varlığından haberdardı
Jacob’un araştırması, MÖ 200’den beri, yani ünlü İskenderiye Kütüphanesi’nden çok daha önce var olan Tebtunis tapınak kütüphanesinden alınmış tıp metinleri üzerine yoğunlaşıyor.
Bildirildiğine göre Jacob, metinlerin birinde Antik Mısırlıların böbreklerin varlığından haberdar olduğuna dair bir kanıt buldu.
Jacob, “Bu, böbreklerden bahseden bilinen en eski tıp metni. Şu ana kadar, bazı araştırmacılar Mısırlıların böbrekleri bilmediğini düşünüyordu, fakat bu metinde aslında öyle olmadığını açıkça görüyoruz” diyor.
Papirüs, Mısırlıların astroloji anlayışına dair yeni bilgiler de sunuyor.
Ryholt,“Günümüzde, astroloji bir sözdebilim olarak görülüyor, ancak antik dünyada durum farklıydı. Astroloji, geleceği tahmin etmenin önemli bir aracıydı ve çok merkezi bir bilim olarak kabul görüyordu.
Örnek verecek olursak, kralın sefere çıkmak için hangi günün uygun olduğunu bilmesi lazımdı.
(Hipokrat’ın Araştırmalarını İçeren 1500 Yıllık El Yazması Bulundu)
Onlar için yanlış bir günde, örneğin gök cisimleri belirli bir biçimde hizalandığında, sefere çıkmaktan kaçınmanın yolu astrolojiydi” diyor.
Ryholt’un belirttiğine göre yayımlanmamış el yazmaları bilim tarihine de ışık tutuyor.
Ryholt konuya ilişkin, “Bilim tarihi söz konusu olduğunda, odak genellikle Yunan ve Roma materyallerindedir. Ancak, elimizde bunlardan çok daha eskiye dayanan Mısır materyalleri mevcut. Koleksiyonumuzdaki tıp metinlerinden biri 3.500 yıl önce yazılmış, o dönemde Avrupa kıtasında tek bir yazılı materyal yoktu” diyor.
3.500 yıllık bu metni analiz etmek Kopenhag Üniversitesi’nden doktora öğrencisi Sofie Schiødt’in işi.
Schiødt’in belirttiğine göre, el yazmasının bir yüzünde göz hastalıkları için uygulanacak alışılmadık tedavilerden bahsediliyor.
Papirüsün diğer yüzünde ise gebelik tarama testinin Antik Mısır’daki muadili yer alıyor.
Schiødt’in bildirdiğine göre metinde, gebe olan kadının bir torba arpaya ve bir torba buğdaya işemesi gerektiği söyleniyor. İlk hangi torbanın filizleneceği çocuğun cinsiyetini belirliyor. Torbalardan ikisi de filizlenmezse kadının gebe olmadığı anlaşılıyor.
Schiødt’in araştırması, Antik Mısır tıp metinlerinde kaydedilen fikirlerin Afrika kıtasının sınırlarını aştığını ortaya çıkardı.
Schiødt, yaptığı açıklamada, “Antik Mısır tıp metinlerindeki fikirlerin birçoğu daha sonra Yunan ve Roma metinlerinde karşımıza çıkıyor. Buradan Orta Doğu’daki Ortaçağ tıp metinlerine yayılan bu fikirlerin izlerini pre-modern tıbba kadar takip edebiliyoruz” diyor.
Mısırlıların kullandığı bu gebelik testinin aynısı 1699 yılından bir Alman folklor koleksiyonunda da geçiyor.
Mısır fikirlerinin binlerce yıl sonrasında iz bıraktığını göstermesi, bu koleksiyonu dikkate şayan kılıyor.
Almanya, Leipzig Üniversitesi Mısırbilim Bölümü’nden Mısırbilimci Hans-Werner Fischer-Elfert’e göre yayımlanmamış metinlerin tercüme edilmesi son derece büyük önem taşıyan bir iş.
Fischer-Elfert, “Antik Mısır’daki doğa bilimlerine dair bölük pörçük bilgiye sahibiz. Bu nedenle, bilgi birikimimize yapılacak her katkı önemli.
Günümüzde, bilim insanlarınca teorik olarak bilinen belirli kaynaklar var, ancak kimsenin detaylıca bakmadığı bu kaynaklar dünyanın her yerindeki çeşitli koleksiyonlarda uyumaya terk edilmiş. Artık bunları incelemenin vakti geldi” diyor.
https://phys.org/news/2018-08-unpublished-egyptian-texts-reveal-insights.html
You must be logged in to post a comment Login