Yeni bir analiz, MS 79 yılında Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla yaşanan felaketin kurbanlarından bazılarının ölümünü detaylandırıyor.
MS 79’da Vezüv Yanardağı patladığında, antik Pompei kenti büyük oranda yok oldu ve binlerce insan öldü. İnsanlık tarihinin en ünlü ve en iyi korunmuş doğal afetlerinden biri olmasına rağmen, bu insanların nasıl öldüğü konusunda hala çok fazla tartışma var. Şimdi ise yeni bir analiz, en azından bazılarının yanardağ tarafından püskürtülen zararlı gaz ve kül bulutları yüzünden boğulduğu teorisini güçlendiriyor.
Çalışmada, boğulmanın yanı sıra, kurbanların vücut sıvılarının ilk piroklastik dalgalanmanın yoğun ısısı nedeniyle buharlaşmasıyla aşırı ısınarak ölmüş olabileceği öne sürüldü. Diğer teoriler, onların daha da tüyler ürpertici ve uzun süreli bir ölümle, esasen canlı canlı pişerek öldüklerini veya sıcaklık yükseldikçe kademeli olarak dehidrasyona maruz kalmış olabileceklerini öne sürdü. Yakın zamanda yapılan bir araştırma, ilk sıcak gaz dalgasının insanların beyinlerini cama çevirebileceğini ileri sürdü.
(İlgili: Pompeii’deki İnsanlar Gerçekte Neler Yiyordu?)
Yeni araştırmada uluslararası bir ekip, taşınabilir X-ışını floresansı adı verilen yenilikçi bir teknik kullanarak yedi kişinin kalıntılarını analiz etti ve bu kişilerin muhtemelen boğulma sonucu öldükleri sonucuna vardı.
Ekip, volkanik malzeme katmanları altında gömülü çürümüş cesetlerin bıraktığı oyuk boşluklara alçı dökülerek oluşturulan yedi alçı kalıbı üzerinde çalıştı. Bu alçı kalıpların altısı Porta Nola şehir kapısından ve biri banliyö hamamında bulunmuştu.
Araştırmacılar, zarar verici olmayan X-ışını analizini kullanarak hem kemiklerin hem de alçının bileşimini belirleyebildiler ve ardından bunları Roma ve Valencia’daki nekropollerdeki diğer yanmış kemiklerle karşılaştırdılar.
Ekip, Pompeii’de bulunan kemiklerin yanmasının, ölü yakma işlemine benzer şekilde, kurbanlar öldükten sonra meydana geldiği sonucuna vardı.
Araştırmanın yazarlarından Dr Llorenç Alapont, “Kemikleri piroklastik dalgalar ve magma akıntılarının neden olduğu yüksek sıcaklıkların etkisine maruz kaldığında, kurbanlar zaten muhtemelen zehirli gazları solumaktan ölmüştü.” diyor.
Araştırmacıların incelediği cesetler rahat bir pozisyonda, genellikle sırtüstü veya yana dönük yatmış vaziyetteydi ve bazı kişiler kendilerini giysi parçalarıyla kapatmışlardı. Bu da onların boğularak öldüklerini ve kendilerini kül solumaktan alıkoymaya çalışmış olabileceklerini gösteriyordu.
Porta Nola bireylerinin öldükleri sırada şehirden kaçmaya çalıştıkları düşünülüyor; Hatta bazıları tehlikeli pomza tabakası üzerinde yürümelerine yardımcı olmak için dallardan bastonlar bile yapmıştı.
Çalışma yazarı Dr Gianni Gallello, “Kurbanlar kaçmaya çalışırken çok çabuk boğuldular ve aynı zamanda hızla küllerle kaplandılar.” diyor.
Ancak araştırmacılar, bu bulguların Pompeii’deki 2.000’den fazla kurbanın tamamının bu şekilde öldüğü anlamına gelmediğini de vurguluyor.
Araştırmacılar, “Felaket niteliğindeki patlamanın insanları farklı şekillerde öldürmüş olması muhtemel. Tek bir ölüm hipotezini genelleştirmek ve desteklemek aşırı indirgemeci hale gelir.” diyor.
Ne olursa olsun araştırmacılar, Pompeii’deki kalıntıları müdahalesiz bir şekilde analiz etmek için taşınabilir X-ışını floresansını kullanmaya devam ederek şehir halkının son anlarına daha fazla ışık tutabileceklerini ve belki de onların ölümüyle ilgili tartışmayı sonlandırabileceklerini umuyorlar.
IFL Science. 25 Ağustos 2023.
Makale: Alapont, L., Gallello, G., Martinón-Torres, M., Osanna, M., Amoretti, V., Chenery, S., … & Pastor, A. (2023). The casts of Pompeii: Post-depositional methodological insights. PloS one, 18(8), e0289378.
You must be logged in to post a comment Login