Kayyımın gelmesiyle birlikte Van’da yürütülen Urartu dönemine ait arkeolojik kazılara verilen destek kesildi.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında Van Kalesi çevresinde yürütülen ve Urartu tarihine ışık tutması beklenen arkeolojik kazı çalışmalarına, Van Belediyesi tarafından verilen destek, kayyımın gelmesiyle birlikte durdu.
2010 yılından beri Kültür ve Turizm Bakanlığı izni ile arkeolojik kazılarını yürüttüklerini belirten kazı başkanı Doç. Dr. Erkan Konyar karara isyan ederek, kazı alanına yürüyerek gitmek zorunda kaldıklarını söyledi.
(Yıl Boyunca Devam Edecek Arkeolojik Kazılar Açıklandı)
Cumhuriyet gazetesinin haberine göre Konyar, “Sen bütün enerjini buraya veriyorsun, herkes gönüllü geliyor, sonra birileri çıkıp ‘sana araba, yemek vermem’ diyor. Bu ülkenin büyük bir ayıbıdır.” dedi.
Kazı çalışmalarına ilişkin bilgi veren Konyar, “Değişik ülkelerden gelen 50 kişilik bir ekibimiz var. Bu bir kamu hizmetiydi. Bakanlığın verdiği destekle bu işi yürütmeye çalışıyorduk. Bu yıl HDP’li Van Belediyesi ile bir protokol yaptık. Her şeyimizi belediyenin karşılaması üzerine bir sistem oluşturduk. Bakanlık bize 80.000 TL para veriyor. Belediye ise lojistiği ve her şeyi karşılıyordu” diye konuştu.
“Kazı alanına yürüyerek gidiyoruz”
Kayyımın gelişinin ikinci gününde hiçbir gerekçe göstermeden bütün desteğin kesildiğini anlatan Konyar, kendilerine açıklama yapılmadığını belirterek, “En azından bir telefonla bana bildirmeleri gerekiyordu. Belediye tarafından sağlanan tüm hizmet geri alındı. Biz şu an yürüyerek kazı alanına gidiyoruz. Ben zaten bürokratik işlemlerin hepsini daha önce yaptım. Bir daha yapacak vaktim yok. Çok dinamik bir ekiple çalışıyorum.” dedi.
“Burası bunların hiçbirini haketmiyor”
Kazının önemine de değinen Konyar şunları ifade etti:
“10 yıldır, Urartu’nun bütün yeni verileri bu höyük kazılarından geliyor. Burada en az 5 profesör ve 50 kişi çalışıyor.
Bütün Fırat’ın batısından, kuzeyde Kafkaslar’a, güneyde Toroslar’a hakim olmuş bir devletin başkentini kazıyoruz. Lojistik olarak o kadar önemli bir yer ki burası. Ve bu yer bütün bunların hiçbirini hak etmiyor bu anlamda. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Bu İstanbul Üniversitesi’nin bir kazısı. Sen bütün enerjini buraya veriyorsun, herkes gönüllü geliyor, sonra birileri çıkıp ‘sana araba, yemek vermem’ diyor. Bu ülkenin büyük bir ayıbıdır.”
Cumhuriyet. 28 Ağustos 2019.
You must be logged in to post a comment Login