Uzuncaburç Antik Kenti’nde Terazi Seti ve Ağırlıklar Bulundu

Mersin’deki Uzuncaburç Antik Kenti’nde, 1.600 yıllık bir terazi takımı ve Antik Yunan harfleri şeklinde beş demir ağırlık bulundu.

Mersin’de yer alan Uzuncaburç Antik Kenti’nde ortaya çıkarılan terazi ve harf biçimli ağırlıklar.

Mersin’in Silifke ilçesindeki Uzuncaburç Antik Kenti’nde yürütülen kazılarda, Geç Antik Dönem’e tarihlenen yaklaşık 1.600 yıllık bir terazi takımı ile Antik Yunan harfleri şeklinde beş demir ağırlık keşfedildi. Bu buluntular, dönemin ticaret uygulamaları hakkında önemli ipuçları sunuyor.

Antik kentin ortasından geçen iki sütunlu caddede gerçekleştirilen kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Mersin Üniversitesi işbirliğinde, Prof. Dr. Ümit Aydınoğlu başkanlığındaki ekip tarafından yürütülüyor. Çalışmalar, Bakanlık tarafından desteklenen “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında sürdürülüyor.

(İlgili: Türkiye’de Görmeniz Gereken Az Bilinen 20 Örenyeri)

Kazılar bu sezon özellikle sütunlu caddelerde yoğunlaştı. Bölgedeki dükkanların ortaya çıkarılmasıyla birlikte sikke, kesici aletler ve şimdi de terazi gibi ticareti belgeleyen nesneler gün ışığına çıkarıldı.

Harf Şeklinde Ağırlıklar

Kazılarda bulunan demir terazinin dikkat çeken bir yönü, tam takım olarak günümüze ulaşmış olması. Prof. Dr. Aydınoğlu, bu tip demir askılı baskül terazilerin Geç Antik Dönem’de yaygın olarak kullanıldığını, ancak şimdiye kadar bir örneğine rastlamadıklarını belirtiyor.

Terazinin yanında bulunan beş ağırlığın her biri, Antik Yunan alfabesinden harfler biçiminde dövülmüş. Ağırlıkların tümü belli bir sistematik içinde, birbirinin katı olacak şekilde tasarlanmış. Dönemin “litra” ağırlık sistemiyle uyumlu olan bu parçalar, yaklaşık 150 gram ile 1,5 kilogram arasında değişen değerlere sahip.

Prof. Dr. Aydınoğlu bu keşifle ilgili olarak, “Bu ölçü sistemi sembolik harflerle tanımlanmış. Belki yerel tüccarların tercih ettiği bir sistemdi, belki de daha yaygın bir uygulamaydı. Ancak elimizde şimdiye kadar ilk kez tam takım bir ölçüm sistemi var. Bu bizim için çok kıymetli bir veri” diyor.

Antik Kente Yeni Bir Kimlik

Uzuncaburç, sütunlu caddeleri, tapınakları, anıtsal çeşmeleri ve tiyatrosuyla antik çağlardan bugüne ulaşmış önemli bir yerleşim. Hellenistik Dönem’de kurulan kent, uzun süre kesintisiz yerleşim görmüş.

Kazı ekibi, antik kentin ana iskeletini ortaya çıkarmayı ve özellikle bazı dükkanları restore ederek, kente canlılık kazandırmayı hedefliyor. Yürütülen çalışmalar sadece arkeolojik bulgularla sınırlı değil; antik kentin çevre düzenlemesi, tabelalandırma ve yürüyüş yolları da tamamlandı.

Aydınoğlu, “Uzuncaburç, birkaç yıl içinde Türkiye’de örnek gösterilecek arkeolojik köy modellerinden biri haline gelebilir” diyerek, bölgenin gelecekte kültürel miras turizmi açısından daha görünür hale geleceğini ifade ediyor.

Uzuncaburç (Diocaesarea-Olba) Antik Kenti

Helenistik dönemde merkezi Uzuncaburç’un 4 km doğusundaki Olba Territoriumu’nun ibadet merkezi olan bugünkü Uzuncaburç yerleşim yeri, MS 72 yılında Roma İmparatoru Vespasianus zamanında Olba’dan ayrılarak Diocaesareia (Tanrı-İmparator Kenti) adıyla özerk, kendi adına para basan kent durumuna gelmişti. Bizans döneminin ardından Türklerin buraya şehrin sembolü olan yüksek burcun (Hellenistik Kule) ismini vermesiyle “Uzuncaburç” olarak anıldı. 

Antik kentin en erken yapılarından biri ve belki de tarihsel olarak en önemlisi Zeus Olbios Tapınağı. I. Seleukos Nikator tarafından yaptırıldığı düşünülen tapınak, Anadolu’nun dört bir yanı Korinth tarzında tek sıra 36 sütunla çevrili, peripteros planlı, en eski tapınaklarından biri olarak sanat tarihinde önemli bir yere sahip. Tapınağın yanı sıra beş katlı, konut ve savunma kulesi formundaki kule ve yaklaşık 17 m uzunluğundaki anıt mezar Hellenistik döneme ait. Sütunlu cadde, tiyatro, anıtsal giriş kapıları, nymphaeum, Tyche Tapınağı da Roma döneminden kalma dikkat çeken yapılardan.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login