Yeni bir araştırma, Ürdün’deki bir nehrin 7000 yıl önce bakırla kirlendiğini ve bu nehrin insanlar tarafından kirletilmiş ilk nehir olabileceğini ortaya koyuyor.
Ürdün’ün güneyinde Wadi Faynan bölgesinde çalışmalar yürüten bilim insanları, günümüzde kuru olan bir nehir yatağını inceledi. Kanada’daki Waterloo Üniversitesi’nden arkeolog Russell Adams ve ekibi, 25 yıldan uzun bir süredir, tarihin önemli bir dönüm noktası olan metalurjinin (taştan alet yapımından metalden alet yapımına geçiş dönemi) gelişimi hakkında Ürdün’de araştırmalar yapıyor.
Adams, “Bu bölge, Ortadoğu’da bakıra en kolay ulaşılabilen yerlerden biri olarak bilinmekte.” diyor.
Araştırmacılar erken bakır üretiminin bu bölgede Kalkolitik veya Tunç çağında MÖ. 5000 ila MÖ. 3200 arasında gerçekleştiğini düşünüyor. Adams, Kalkolitik dönemi Geç Neolitik dönem ile Bronz çağı arasında bir geçiş dönemi olarak tanımlamakta.
Adams, “Bu bölgede yaşayan insanlar ateş ve çömlek yardımı ile bakır kullanarak denemeler yapmaktaydı. Bu üç bileşen, bakır cevherlerinin erken üretiminin parçaları olarak düşünülebilir. Teknolojik bir yenilik olarak toplumlar tarafından metalin benimsenmesi ve yaygınlaşması, modern dünyanın başlangıcına işaret etmekte.” diyor.
Adams tarafından bahsedilen bakır üretiminin bu erken yöntemi; kömür ile bölgede bol miktarda bulunan mavi-yeşil bakır cevherinin çömlek kaplar içerisinde ateş üzerinde ısıtılması işlemlerini içermekte. Araştırmacılar bu üretim sürecinin oldukça uzun ve yoğun emek gerektiren bir işlem olduğunu, bu yüzden bakırın insan hayatında önemli bir yere gelmesinin bin yıllar sürdüğünü belirtiyor.
Zamanla bölgedeki topluluklar büyüdü ve bakır üretimi genişledi. Daha sonra yaklaşık olarak MÖ. 2600 yıllarında, bölge toplulukları ilk madenleri kurdu ve büyük ergitme fırınları ve işlikler inşa etti.
Adams, “Bu bölge dünyanın ilk sanayi devrimine ev sahipliği yapıyor. Burası bu yenilikçi teknolojinin merkezi.” diyor.
Adams ve ekibi metarlurjinin kökeni dışında bakır üretiminin bölgede, çevre üzerindeki uzun vadeli etkilerini de inceledi. Adams, Wadi Faynan havzasında, bölgedeki üretim sonucunda ortaya çıkan cürufların çevreye ve insan sağlığına uzun süre içerisinde yoğun bir etkisi olmuş olabileceğini belirtiyor.
Araştırmacılar bölgede yapılan tortu incelemeleri sonucunda, Wadi Faynan’da kıvırılan eski bir derenin yaklaşık 7000 yıl önce kirlenmeye başladığını öne sürüyor. Adams bu sonucu, insanlığın dünya üzerinde yarattığı kirliliğinin en eski örneği olarak yorumluyor.
Bakır üretimi sonucunda ortaya çıkan cüruflar, bakır, kurşun, çinko, kadmiyum ve hatta arsenik, cıva ve talyum gibi metalleri içermekte. Bu cürufların doğaya atılmasının çevredeki bitkileri etkilediği ve bu bitkileri yiyen hayvanların ve insanların bu zararlı metaller sonucunda sağlık problemleri ile karşı karşıya kaldığı düşünülmekte.
Adams, binlerce yıldır devam eden bakır madenciliği ve üretiminden kaynaklanan kirlenmenin bölgede yaygın olan kısırlık, yenidoğan malformasyonları ve erken ölüm gibi sağlık problemlerine yol açtığını söylüyor. Bölgede özellikle Roma dönemi mezarlarında daha önce yapılan kemik incelemelerinde, sağlıksız metal seviyeleri ile karşılaşılmıştı. Bu aşırı metal içeren kemiklerin birçoğunun metal işçiliği yapan bireylerde değil, küçük çocuk ve bebeklerde yoğun olarak karşılaşılması, bakırın çevreye ve besin zincirine olan etkisine önemli bir kanıt oluşturuyor.
Bu bölgedeki mevcut çevre kirliliğinin çözümünde yapılan ve yapılacak olan benzer araştırmaların faydalı olabileceği düşünülüyor.
Araştırma hakkında detaylar, “Science of the Total Environment” dergisinde yayınlanacak.
Çeviri: Live Science
Makale: http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0048969716318010
1453’te Ölen Son Bizans İmparatoru’nun Nadir Portresi Bulundu
2.700 Yıllık Assur Başkenti Horsabad’ta Yeni Keşifler Yapıldı
Göbeklitepe Aslında Ne Anlatıyor? Kimler, Neden, Nasıl Yaptı?
Afyon’da Homo erectus ve Neandertal İzleri: Yavuz Aydın Röportajı
You must be logged in to post a comment Login