Çok az insan Tutankamon’un mezarının bulunabileceğine inandı. Fakat keşfedildiği günden beri arkeolojiye ve Antik Mısır’a dair anlayışımızı değiştirdi.
Tutankamon’un 1922 yılında keşfedilen mezarı şimdiye dek bulunan firavun mezarlarının en eksiksizi olma özelliğini elinde tutuyor. Keşfedildiği zaman Kral Tutankamon’a ait enfes eserler ve ayrıntılarla donatılmış defin mabedi, tüm dünyayı cezbetmiş ve Antik Mısır’a dair yeni bilgiler sunmuştu. Bir yüzyıl sonra keşif, herkesi büyülemeye devam ediyor ve Mısır’ın ulusal kimliği kadar arkeoloji sahası üzerinde de etkisini sürdürüyor.
(İlgili: Kral Tutankamon Nasıl Görünüyordu?)
Peki yaklaşık 3.000 yıl önce on yıldan daha kısa bir süreliğine hükümdarlık yapan bu genç kralın mezarının keşfi neden bu denli kalıcı bir etki yarattı? Bu sorunun cevabı, genç kralın ölmeden önce nasıl biri olduğuyla ilgili olmaktan ziyade genç kral öldükten sonra yaşananlarla ilgili. En önemlisi de mezarının ne zaman ve nasıl bulunduğu. Mezarın keşfi, bir zamanlar neden o kadar büyük sansasyon yarattığı ve günümüzde neden hala önemini koruduğuna dair soruların cevapları, aşağıdaki on başlık altında saklı.
1-Tutankamon’un Mezarı, İnanılmaz Derecede İyi Gizlenmişti
Tutankamon’un mezarı, Teb şehrinin batısında yer alan ve Krallar Vadisi olarak adlandırılan kalabalık bir kral mezarlığının merkezine yakın bir konumda bulunuyordu. Müthiş hazinelerin varlığının bir ilanı niteliğindeki diğer piramit mezarların aksine burada bulunan mezarlar, yağmacıların keşfinden korunmak üzere genellikle örtülüp kapatılıyordu. Tutankamon’un mezarı en sonunda 150.000 tondan fazla kayanın altında bulundu; bu tonlarca ağırlığa, mezarın üstündeki yamaca kazılan başka bir mezara ait molozlar da dahildi.
2-Çok Az Sayıda İnsan Mezarın Bulunabileceğine İnanmıştı
Tutankamon’u aramak, yalnızca gerçekten inananların yapabileceği türden bir işti. O dönemin uzmanları, vadideki mezarlardan her birinin ya antik zamanlarda yağmalanmış ya da yakın zamanda arkeologlar tarafından gün ışığına çıkarılmış olduğunu ileri sürüyorlardı. Gün ışığına çıkarılanlar arasında pek etkileyici olmayan bir alanın Tutankamon’un mezarı olduğu sanılmıştı. Ayrıca isminin geçtiği sadece birkaç eserin olması da Tutankamon’un önemsiz bir firavun olduğunun düşünülmesine sebebiyet vermişti.
3-Howard Carter Pes Etmeyi Reddetti
Arkeolog Howard Carter, yaygın görüşe karşı çıktı ve araştırmayı sürdürdü. Carter, I. Dünya Savaşı’nın gerçekleştiği zamanlar da dahil olmak üzere yıllarca kazı yaptı; yıllar süren kazılardan sonuç alınmaması nedeniyle neredeyse finansmanı İngiliz hayırsever Lord Carnarvon’un güvenini ve desteğini kaybedecekti. Fakat daha sonra, Kasım 1922’de yani kazıların son yılının başlangıcından günler sonra ekip, mezara giden merdivenin ilk basamağını buldu.
4-Tutankamon’un Mezarına Daha Önce Girilmişti
Ekibin kazdığı merdivenin sonundaki kapı, mühürlenerek kapatılmıştı fakat mezara daha önce iki kez girilmişti. Soygunlar definden kısa bir süre sonra yani Carter’ın mezarı keşfetmesinden yaklaşık 3.000 yıl önce gerçekleşmişti ve hırsızlar daha çok değerli taşlardan yapılmış boncuklar gibi küçük nesneleri çalmıştı. Antik görevliler, mezarın dış kapısındaki açıklıkları sıva kullanarak kapatmış ve son güvenlik ihlalinden sonra da yeni mühürler ile mühürlemişti. Eğimli koridorun ilerisinde yer alan iç kapı da kırılmış ve sonra yeniden mühürlenmişti.
5-Keşfedildiğinde Kraliyet Mezarında Kargaşa Hakimdi
Carter tarafından açılan ve “giriş salonu” olarak adlandırılan ilk odada birçok değerli eşya karmaşık bir şekilde yerleştirilmiş ve son hırsızlık olayından sonra mezarı düzeltmeye çalışan görevliler tarafından üst üste yığılmış gibi görünüyordu. Mezar içeriğinin görkemi şüphesiz Carter’ın beklentilerinin çok ötesindeydi. Odaya attığı ilk bakış sonrasında odanın “muhteşem” olduğunu dile getirmişti. Toz duman durulduğunda Carter, el feneri sayesinde “tuhaf hayvanlar, heykeller ve altın, her yerde altının parıltısı” olduğunu görmüştü.
6-Mezar, Arkeoloji İçin Yeni Standartlar Oluşturdu
Carter, daha önceki çalışmalarında öğrendiği teknikleri genişletti ve bundan sonra yapılacak çalışmalardaki titizlik ve kapsamlılık bakımından yeni bir standart oluşturdu. Dünyanın en yetenekli arkeoloji fotoğrafçısı Harry Burton her anı fotoğraflamadan önce mezarın içine o zamanlar için yenilikçi bir alet olan elektrikli aydınlatma yerleştirilmişti. Mezardaki nesneler yerlerinden oynatılmadan önce her bir eser fotoğraflanırken yanına numaralandırılmış birer kart yerleştirilmiş ve Carter, envanterini oluşturduğu hazineleri toparlamadan önce detaylı notlar almış ve bunların eskizlerini çizmişti.
7-Mezar, Mısır Tarihine Dair Anlayışımızı Şekillendirdi
Neredeyse eksiksiz olan mezar, Mısır tarihinin o anlarına dair eşi benzeri olmayan bilgiler sağladı. Savaş arabaları, silahlar, giysiler ve sanat eserleri o dönemin savaş tekniklerini ve Mısır’ın düşmanlarına bakış açısını yansıtıyordu. Duvar resimleri, dini inançları betimliyordu; bu resimler arasında Tutankamon’un selefi tarafından itibarı azaltılan tanrı Amon’a duyulan saygıyı betimleyenler de vardı. El değmemiş tabutlar, arkeologların ayrıntılı defin uygulamalarını daha iyi anlamalarını sağladı.
8-Tutankamon Çılgınlığı Bütün Dünyaya Yayıldı
Burton’ın eserleri detaylandıran fotoğrafları ile doğası gereği daha öncekinden çok daha global bir tavır sergileyen basın sayesinde bu benzersiz keşfe dair haberler, dünya çapında bir takipçi kitlesine ulaştı. Hatta İngiltere Kral ve Kraliçesi bile yeni gelişmeleri dört gözle bekliyordu. Popüler müzik ile modada, mimari ile dekorda ve hatta meyve markalarında Mısır ve Tutankamon motifleri görülmeye başladı.
9-Mısır, Tutankamon’a Ait Eserlerin Kontrolünü Elinde Tuttu
Mısır’da keşfedilen diğer birçok şeyin aksine Tutankamon’un hazineleri ülke dışına çıkmadı. Lord Carnarvon, bundan önceki tüm kazılarda alıştığı üzere bu eserlerden de büyük bir pay elde etmeyi umuyordu fakat işler beklediği gibi gitmedi. Bunun sebebi kısmen Carter’ın fevri kişiliği olmakla birlikte büyük oranda Mısır’ın keşfin gerçekleştiği dönemde İngiltere’den bağımsızlaşmaya çalışmasıydı; bu nedenle hükümet, hazinelerin tümünün Mısır’da kalması yönünde ısrarcı oldu.
10-Tutankamon Yeni Nesil Arkeologlara İlham Vermeye Devam Ediyor
Keşfin gerçekleştiği dönemde Tutankamon, hızlıca Mısırlı kimliğinin bir sembolü haline geldi. Günümüzde Tutankamon’un mezarına ait 5.000’den fazla hazine, Büyük Mısır Müzesi’nin göz bebeği olmaya hazırlanıyor; gün geçtikçe ülkede gerçekleştirilen arkeolojik çalışmaları yöneten Mısırlı sayısı artıyor.
Kendisinden önceki firavunun örtbas etmeye çalıştığı tanrılara hak ettikleri saygıyı yeniden göstermek için uğraşan Tutankamon, nüfuz sahibi bir firavundu fakat çok kısa bir süre hüküm sürdü ve tarihi kayıtlarda dikkat çekecek biçimde yer bulmadı. Ölümünden 3.000 yıl sonra Tutankamon, mezarının bu kadar enfes ve eksiksiz olması sayesinde dünya çapında ününe ün katmaya devam ediyor.
National Geographic. 21 Ekim 2022.
You must be logged in to post a comment Login