Yunanistan’daki bir Miken şehri olan Thorikos antik kentinin kıyısında, Ege dünyasının madencilik tarihinin yeniden yazılmasına neden olacak bir keşif yapıldı. Thorikos’taki gümüş madenini inceleyen arkeologlar, madenin sahip olduğu altyapının, o dönemdeki (MÖ 3200) hiçbir diğer madenle benzerlik göstermediğini ortaya çıkardı.
Keşfedilen maden sadece kapsamı ile değil, bu bölgedeki hiçbir madencilik sistemine benzemeyen planıyla da istisnai bir maden.
Antik madencilerin maden cevherlerinden faydalanıp, daha sonra bu cevheri madenin dışında işlerken gösterdiği yetenek ve fiziksel beceri, hem planlanmış bir stratejileri olduğunu, hem de tüm işlem üzerinde mekansal ve teknolojik bir kontrolleri olduğunu gösteriyor. Gümüşü madenden çıkarmak için hem olağanüstü miktarda kaynak hem de antik dünyada nadir görülen gelişmiş bir teknoloji gerekiyordu.
Madenin içindeki birçok galeri (açık alan) 5,000 yıldan uzun süredir el değmemiş durumda.
Madendeki maden kuyuları sisteminin bir planını çıkarmak, deneyimli arkeologlar için bile zor bir iş oldu. Planı çıkarmak için arkeologların boğucu ve havasız koşullarda, sıkışık ve birbirine dolanan kuyular arasında yüksek teknolojileri ekipmanlar giyerek çalışması gerekiyor.
Arkeologlar madende çanak çömlek parçaları ve taş baltalar da buldu. Bu eserler madenin MÖ 3200 yılına kadar kullanımda olduğunu gösteriyor. Madenin altyapısının organizasyonu ve yapısı da birkaç aktivite evresi geçirdiğini gösteriyor.
Klasik dönemde, yani MÖ 4. yüzyıldaki madencilik evresi en anlaşılır evre. Bu evrede görülen organizasyonu ve madencilik işleminin sürekliliği dikkat çekici. Yağ lambası ve seramik parçaları, duvardaki bir Yunanca yazı ve sivri aletlerle aşama aşama kazılan dörtgen maden kuyuları, bu evreden geriye kalan kanıtları oluşturuyor.
Daha sonra gelen MÖ 4. yüzyılın sonundaki evre de alet izleri ve seramik kalıntılarıyla tarihlendirilebiliyor. Bu evrenin maden kuyuları, maden çıkarma işleminin yapıldığı iki farklı katı birbirine bağlıyordu. Bu kuyular milimetresine kadar, fevkalade bir geometrik kesinlikle yapılmıştı, araştırmacılar bu kuyuların yapım tekniğini de inceliyor.
Çoğunlukla madenden cevher çıkarma işi köleler tarafından yapılıyordu. Madendeki grafiti ve alet izleri, madenin gün boyunca çalıştırıldığını gösteriyor. Boğucu ve havasız koşullar, sert taşların arasına açılmış sıkışık tünel ve kuyular, madenin ağır çalışma koşullarına tanıklık ediyor.
Gümüş yatakları MÖ 4. ya da 3. binyıldan beri kullanılıyordu. Fakat MÖ 3. ve 4. yüzyıllarda Thorikos’daki gümüş madenleri, Yunanistan’daki en önemli madencilik bölgesi olmalıydı. Gümüş madenleri ayrıca, büyük ihtimalle Atina’nın Ege dünyası üzerindeki hakimiyetinin de temelini oluşturuyordu.
New Historian, Ginger Perales 14 Şubat 2016.
You must be logged in to post a comment Login