Eğer bir geminin kalasları zaman içinde orijinal parçalardan hiçbiri kalmayana kadar değiştirilirse, o gemi hala aynı gemi midir?
Yunan yazar Plutarkhos şöyle bir soru ortaya atmıştı: Eğer bir geminin kalasları aşınma ve yıpranma nedeniyle zaman içinde orijinal parçalardan hiçbiri kalmayana kadar değiştirilirse, o gemi hala aynı gemi midir?
Bir zamanlar, en azından antik Yunan yazarı Plutarkhos’a göre, kahraman Theseus, Atina’dan Girit adasına yelken açmış ve burada yarı insan yarı boğa Minotaur’u öldürdükten sonra Atina’yı yönetmek üzere geri dönmüştü.
Plutarkhos, Theseus’un bindiği ahşap geminin ulusal bir hazine olması gerektiğini düşünmüş ve o zamandan beri filozofları büyüleyen bir düşünce deneyi ortaya atmıştı: Theseus’un gemisini orijinal tahtaları kalmayacak şekilde kalas kalas tamir etseniz, yine de aynı gemi olur mu?
(İlgili: Maratonu Kim İcat Etti?)
“Gemide yelken açmış olan insanlar ‘Evet, aynı gemi! Yıllardır yelken açıyoruz ve tamir etmeye devam ediyoruz’ diyeceklerdir,” diyor Notre Dame Üniversitesi Din Felsefesi Merkezi Direktörü Michael Rea.
Rea, “Ama orijinal gemiyi müzeye koymak isteyen bir koleksiyoncu hayal edebilirsiniz.” diyor. “Gidip tüm orijinal kalasları topluyor, onları yeniden inşa ediyor ve ‘Theseus’un gemisini buldum’ diyor! Asıl soru şu: Bu gemi hangisi?”
Theseus’un gemisi düşünce deneyinin varyasyonları her yerde karşımıza çıkabiliyor. Marvel Stüdyoları’nın WandaVision adlı filminde Vision bir kopyasıyla yüz yüze gelir ve gerçek Vision’ın kim olduğunu bulması gerekir. The Good Place adlı dizide Chidi Anagonye yüzlerce ayrı hayat yaşıyor ve hangisinin gerçek benliğini temsil ettiğiyle yüzleşmek zorunda kalıyor. Başka çağlarda insanlar, hem sapı hem de ucu değiştirilen bir baltanın hala George Washington’ın baltası sayılıp sayılmayacağını sorguladılar.
Rea, “Sadece aptal bir parti bulmacası gibi görünüyor, değil mi? Ama bu bulmacalar üzerinde gerçekten dikkatlice düşünerek çok şey öğrenebilirsiniz.” diyor.
Theseus’un gemisi düşünce deneyi, nesnelerin maddi bileşimi hakkında sorular ortaya çıkarıyor: Gemi, kalaslarının toplamı mı, seyir geçmişinin toplamı mı, yoksa her ikisinden mi oluşuyor? Başka nesnelerden oluşan nesnelerin var olduğu söylenebilir mi?
Bu soruları yanıtlamak için filozoflar, iki şeyin aynı anda aynı yerde bulunup bulunamayacağı, parçaların bir bütünle nasıl ilişkili olduğu ve zamanın doğası hakkında nasıl düşünüleceği gibi muammalarla uğraşmalı.
Rea’ya göre cevaplardan biri, sadece kalasların gerçek olduğunu ve geminin “sadece bir aşama” olduğunu söylemektir. Bu cevap mantıksal uç noktasına götürüldüğünde, bu cevap, nihilizm, sadece temel parçacıkların var olduğunu ima eder; birden fazla parçadan oluşan nesneler sadece bir yanılsamadır.
Ama belki de gemiler vardır; eğer öyleyse, belki de parçaları tarafından tanımlanırlar. Bu durumda, “müze müdürü haklı.” diyor Rea. Eğer nesneler parça değişiminden kurtulabiliyorsa, örneğin hücrelerimiz sürekli ölüyor ve yenileniyorsa, o zaman belki de denizdeki gemi gerçek gemidir.
Ya da belki de başından beri iki gemi vardı ve bazen aynı konumu paylaşıyorlardı. Bu durumda Rea, “‘Theseus’un gemisi’ kelimeleri muğlaktı ve bu yüzden şimdi hepimizin kafası karıştı” diyor.
Eğer iki nesne aynı anda aynı yerde bulunabiliyorsa, bu durum uzay-zaman solucanlarıyla ilgili yepyeni sorular ortaya çıkarıyor.
Belki de Theseus’un gemisi, örtüşen uzay-zaman parçaları kadar var olabilir: İlk kalasın değiştirildiği andaki gemi, Theseus’un güvertede yürüdüğü zamanki gemi ve kalasları haline gelmek için büyüyen ağaçlardan geminin tüm varlığı, felsefi bir düşünce problemi olarak sonsuza kadar uzanabilir.
Tüm bu gemilerin hepsinin birlikte yok olduğu olduğu söylenebilir. Rea, “Eğer ölürsem, dört boyutlu olarak genişleyen bir şey olurum.” diyor. “İnsanlar bunlara uzay-zaman solucanları demeye başladı.” Bu görüş, yalnızca şimdiki anın gerçek olduğu bir zaman teorisi olan bugüncülük (presentism) aksine, genellikle geçmişin ve geleceğin var olduğu fikriyle (dört boyutluluk adı verilen felsefi bir duruş) el ele gider.
Ancak bu felsefi temellerin hiçbiri hangi geminin gerçek gemi olduğunu kesin olarak söyleyemez.
Letonya Üniversitesi’nde filozof olan Anne Sauka, “Bu soruya sahip olmamızın çok ilginç olduğunu düşünüyorum.” diyor. Sorunun kendisi belirli bir ontolojiyi ya da varlık teorisini varsayıyor.
Sauka, Theseus’un gemisi bulmacasının en çok, nesnelerin felsefi ilginin odağı olduğu töz ontolojisi bağlamında anlamlı olduğunu söylüyor. Bunun alternatifi, değişimi nesnelerden daha temelde gerçek olarak gören bir süreç ontolojisi.
Bu şekilde bakıldığında, kalaslar, gemiler ve Theseus’un kendisi durağan şeyler değil, her zaman değişen süreçlerdir. Theseus için herhangi bir gemiyi sahiplenmeye çalışmak, her iki geminin de yeni bir şeye dönüşmesine izin verme konusundaki isteksizliği gösterir. Sauka, “Sorunun kendisi değişimle ilgili bir sorunumuz olduğunu gösteriyor.” diyor.
Theseus’un gemisi benlik için bir metafor olarak da görülebilir: “Eğer değişirsek, farklı bir insan mı oluruz?” diyor Sauka. Süreç ontolojisinde değişim başlangıç noktasıdır. “Benlik, yalnızca değişim sayesinde gerçekleşen bir şeydir. Ölüm, sadece bir süre için istikrarlı bir süreç olan belirli bir sürecin çözülmesidir.”
Live Science. 27 Mayıs 2023.
You must be logged in to post a comment Login