Teruzorlar, Dev Boyutlara Karada Yürüyerek Ulaşmış

Teruzorların dev boyutlara ulaşmasını sağlayan evrimsel adaptasyonlar ilk kez Leicester Üniversitesi paleontologları tarafından belirlendi.

Balaenognathus gibi kısa kuyruklu teruzorlar, karada yaşamaya uyum sağlamıştı. Bu tuhaf yaratık, çenesinde neredeyse 500 iğnemsi diş bulunduruyor ve muhtemelen bunları, günümüz flamingolarına benzer şekilde, sığ sularda çok küçük besinleri süzerek elde etmek için kullanıyordu. (C: Rudolf Hima)

Leicester Üniversitesi bünyesindeki Paleobiyoloji ve Biyosfer Evrimi Merkezi’ndeki paleontologlar tarafından gerçekleştirilen keşif, şaşırtıcı bir gerçeği ortaya çıkardı—yerde verimli şekilde yürüyebilme yeteneği, bu devasa uçan yaratıkların ne kadar büyük olabilecekleri üzerinde kritik bir etkiye sahipti ve bazıları 10 metreye kadar kanat açıklığına ulaşıyordu.

Current Biology dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmada, Leicester Üniversitesi liderliğindeki bir ekip, dünyanın dört bir yanından toplanan ve tüm evrimsel zaman çizelgesini kapsayan teruzor fosillerinin ellerini ve ayaklarını inceledi.

(İlgili: Brezilya’da Fosilleşmiş Uçamayan Teruzor Öncüsü Bulundu)

Modern kuşlarda görülenle benzer şaşırtıcı derecede çeşitlilik keşfettiler. Bu keşif, teruzorların yalnızca havada yaşayan canlılar olmadığını, aynı zamanda erken türlerinde ağaçta yaşama davranışlarından daha sonraki türlerde ağırlıklı olarak kara tabanlı yaşam tarzlarına kadar çeşitli karasal ortamlara adapte olduklarını gösteriyor.

Uçabilen ilk gerçek omurgalılar olan teruzorların evrimi, yaşam tarihindeki en dikkat çekici adaptasyonlardan bazılarını sergiliyor. Bu canlılar Mezozoyik dönemin (252–66 milyon yıl önce) tarihöncesi göklerinde uçma yetenekleriyle tanınsa da, bu yeni çalışma teruzorların havada olmadıkları zamanlarda nerede ve nasıl yaşadıklarına dair şaşırtıcı derecede yüksek bir çeşitlilik olduğunu ortaya koydu.

Scaphognathus gibi uzun kuyruklu teruzorların ellerinde ve ayaklarında tırmanmaya özel olarak uyarlanmış büyük, kavisli pençeler vardı. Keskin dişlerle donatılmışlardı, muhtemelen böcekler ve diğer küçük hayvanları avlıyorlardı. (C: Rudolf Hima)

Leicester Üniversitesi Coğrafya, Jeoloji ve Çevre Okulu’nda Paleobioloji ve Biyosfer Evrimi Merkezi’nde doktora araştırmacısı olan baş yazar Robert Smyth’e göre, erken teruzorlar tırmanma konusunda oldukça uzmanlaşmışlardı; tıpkı günümüzdeki kertenkelelerde ve ağaçkakanlar gibi kuşlarda olduğu gibi, uç boyutlara varan el ve ayak modifikasyonlarına sahiplerdi. Smyth, “Dikey yüzeylere parmak uçlarıyla uzun süre tutunmak zordur—küçük ve hafif hayvanlar için bu çok daha kolaydır” diye açıklıyor.

Bu erken teruzorlar muhtemelen ağaçlık yaşam alanlarıyla sınırlıydı ve dolayısıyla küçük vücut boyutlarına sahipti. Ancak Orta Jura döneminde büyük bir evrimsel değişim yaşandı ve teruzorların el ve ayakları, karada yaşayan hayvanlarınkine çok daha fazla benzemeye başladı.

Yerde hareket etmeye uyum sağlayan bu adaptasyonlar, yeni ekolojik fırsatların önünü açarak çok çeşitli beslenme stratejilerine yol açtı. Dikey yaşamın dayattığı boyut kısıtlamalarından kurtulmak, bazı teruzorların 10 metreye varan kanat açıklıklarıyla devasa boyutlara evrimleşmesine olanak sağladı.

Leicester Üniversitesi’nden eş-yazar Dr. David Unwin, “Erken teruzorlarda, arka bacaklar bir uçuş zarıyla birbirine bağlıydı ve bu da yürümeyi ve koşmayı ciddi şekilde engelliyordu. Daha sonraki, daha gelişmiş teruzorlarda bu zar orta hat boyunca ayrılarak her bir arka bacağın bağımsız hareket etmesine izin verdi. Bu, elleri ve ayaklarındaki değişimlerle birleşince teruzorların yerdeki hareket kabiliyetini büyük ölçüde artıran önemli bir yenilikti. Tırmanma kısıtlamalarından kurtulan bu sonraki teruzorlar muazzam boyutlara ulaşabildiler ve bazı türler Mezozoyik Çağ’ın gerçek devleri haline geldi” diye belirtiyor.

Bu evrim ağacı, teruzor ellerinin tırmanma yaşam tarzından karasal hareketlere uygun bir yaşam tarzına adapte olurken geçirdiği dikkat çekici dönüşümü gösteriyor. Tırmanmaya dayalı yaşayan ilk uzun kuyruklu teruzorlar daha küçük vücut boyutlarıyla sınırlıydı. Bunun tersine, daha sonra karada yürümeye adapte olan kısa kuyruklu türler daha fazla büyümekte özgürdü ve bu da bazılarının devasa boyutlara ulaşmasını sağladı. (C: Rudolf Hima)

Ellerin ve ayakların detayları açık bir ipucu sağlıyor. Erken teruzorlarda, parmakların ve ayak parmaklarının tabanındaki kemikler nispeten kısa kalırken, bedenden daha uzakta olanlar oldukça uzundu ve büyük, kavisli pençelerle sonlanıyordu. Bu özellikler bir araya geldiğinde, tırmanmak için ideal olan güçlü bir kavrama sağlıyordu.

Buna karşılık, daha sonraki daha gelişmiş teruzorlar tam tersi bir yapı gösteriyordu: Parmak ve ayak parmaklarının tabanındaki kemikler çok daha uzun, uçlara yakın olanlar ise daha kısaydı. Pençeleri de daha düz ve daha az kavisliydi; bu da onların tırmanmaktan ziyade yürümeye daha iyi adapte olduklarını gösteriyordu.

Smyth, “Bu bulgular, evrimlerini tam olarak anlamak için teruzorların sadece uçuşlarını değil, tüm hareket biçimlerini incelememiz gerektiğini vurguluyor. Uçma yeteneği, hikayelerinin yalnızca bir kısmı. Ağaçlarda veya yerde nasıl hareket ettiklerini araştırarak, eski ekosistemlerde oynadıkları rolleri anlamaya başlayabiliriz.” diyor.

Teruzorlar yere indiklerinde, burası hâlihazırda dinozorlar ve başka birçok sürüngen de dahil olmak üzere çeşitli hayvan grupları tarafından mesken tutuluyordu. Hem uçma hem de yürüme yeteneği gerektiren ekolojik nişleri kullanarak bu yerleşik gruplarla rekabetten kaçmayı başardılar.

Bu durum, suyu süzerek beslenmeye uygun yüzlerce ince, iğne benzeri dişin geliştirilmesi de dahil olmak üzere bazı oldukça sıra dışı beslenme stratejilerine yol açtı. Modern flamingoların beslenme yöntemine benzeyen bu olağanüstü adaptasyon, ilk flamingoların evrimleşmesinden en az 120 milyon yıl önce ortaya çıktı.


Leicester Üniversitesi. 4 Ekim 2024.

Makale: Smyth, R. S., Breithaupt, B. H., Butler, R. J., Falkingham, P. L., & Unwin, D. M. (2024). Hand and foot morphology maps invasion of terrestrial environments by pterosaurs in the mid-Mesozoic. Current Biology, 34(21), 4894-4907.

You must be logged in to post a comment Login