Tayland’ın Malay Yarımadası’nda bulunan Sam Roi Yot Ulusal Parkı’nda, haritalanmamış mağaralardan birinde kaya resimleri keşfedildi.
Bir antilop, yalnız bir figür, kolları birbirine bağlı bir aile; Kanniga Premjai el fenerini açarak bir mağarada uzun süredir saklı olan resimleri ortaya çıkardı.
Kanniga ve ekibi aylarca, palasıyla dikenli bir yolu onlar için açan bir korucunun peşinden giderek, Bangkok’un yaklaşık 4 saat güneybatısındaki Sam Roi Yot Ulusal Parkı’nı taradı.
Yaklaşık 40 mağarayı araştırdıktan sonra, kayalık bir uçurum arazisinde, dik bir tırmanış yolu bulunan bir mağaraya rastladılar.
Kanniga, söylediğine göre, el ele tutuşuyormuş gibi görünen pas renkli figürleri gördüğünde tepkisini çığlık atarak vermişti.
(Tayland’ta Maymunlar 50 Yıldır Taş Devrini Yaşıyor!)
İlk bakışta karanlık duvarlar sebebiyle gravürler gözükmüyordu ama dikkatli inceleme ve araştırmacıların kaya sanatını belirginleştirmeye yardımcı olan bir mobil uygulama sayesinde çizimler ortaya çıktı.
Kanniga, çizimlerin tarih öncesine ait olduğunu ve yaklaşık 2.000 ila 3.000 yaşında olduğunu belirtiyor.
Tayland, tarihi eski başkenti Ayutthaya ve kuzey Chiang Mai’deki kalıntılarla yerli ve yabancı birçok turisti çeken antik tapınaklar ve şehirlere ev sahipliği yapıyor.
Ancak, Tayland’ın çalışan yetersizliğinden muzdarip Güzel Sanatlar Departmanı için, mağara çizimlerini aramak zorlu yürüyüşler gerektiriyor.
Güneydoğu Asya’nın bölgesel arkeoloji ve güzel sanatlar merkezinde uzman Noel Hidalgo Tan: ‘’Birincil çalışmaların çoğu bulunan çizimleri korumak üzerine ve bu zaten çok zaman alıyor. Tayland’da hala keşfedilmemiş birçok yer var.’’ diyor.
Yüzyıllardır kayıp
Yerliler genellikle guano (gübre olarak kullanıla yarasa dışkısı) toplamak için mağaralara giriyorlar ancak duvar sanatını fark etmiyorlar. Kanniga’nın amacı parktaki her mağarayı aramak.
40 yaşındaki arkeolog: ‘’Mağaranın iç odalarını ararken ne ile karşılaşacağımızı bilmiyoruz.’’ diyor.
Tayland’ın en eskisi olmamasına rağmen (Bu ünvan, kuzeyde bulunan 5.000 ila 11.000 yıl arasına tarihlendiğine inanılan işaretlere ait), “Kil Mağarası”, Kanniga’nın Sam Roi Yot bölgesinin tarih öncesi insanlara ev sahipliği yaptığı hipotezini destekliyor.
Mağara keşfi, Kanniga’nın tutkusu, fakat kariyerinde ilk defa bu yıl bu araştırmayı tam anlamıyla yapabilecek zaman ve kaynaklara sahip oldu.
Kanniga Ratchaburi Güzel Sanatlar Departmanı’nda altı ili denetleyen üç arkeologdan biri ve daha önce tarihi yerlerin yaşını ve kökenini belirlemek için çalışmalar yaptı.
Kanniga: ‘’Yabancı arkeologlar genellikle bir konuda uzmanlaşırlar ancak Tayland’da her şeyden biraz yapmanız gerekiyor.’’ diyor.
Sam Roi Yot’un çevresini üstün körü bir şekilde tarayan yetkililer tarafından 2016 yılında keşfedilen resimler, Kanniga’yı parkın haritalanmamış arazisinde daha fazla araştırma yapmaya itti.
Günümüzde bu milli park, yakınlarındaki plajları ziyaret eden yerli turistler ve sulak alanları gözlemleyen hevesli kuş gözlemcileri tarafından popüler sayılıyor.
Hazineyi bulmak
Bölgedeki mağara ve kaya sanatı konusunda kıdemli bir uzman olan Tan, kanıtların bölgede yaklaşık 3.000 yıl önce avcı-toplayıcıların yaşadığını gösterdiğini belirtiyor.
Tan’a göre, kamp yerleri arasında taşınan avcı toplayıcıların dağlarda da bir kamp yeri olması gerekiyordu. Tayland Körfezi’nin kıyı şeridi daha iç kesimlerde olmalıydı.
Tan, bölgenin potansiyeline rağmen, arkeologlar tarafından sürdürülen keşiflerin muhtemelen zor olacağını çünkü tarihi tapınaklar gibi mağaraların kolayca turizm alanlarına dönüştürülemeyeceğini söylüyor: ‘’Onları korumanın bir yolunu sağlayabilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor ancak bu, para kazanılabilir bir şey değil.’’
Ancak Kanniga, iki araştırmacıyla birlikte parkın keşfedilmemiş mağaralarında gizli buluntuları aramaya devam ediyor. Mağara içindeki resimleri gördüğünde hala tüylerinin diken diken olduğunu söyleyen Kanniga: ‘’Resimleri bulduğunuzda sanki bir hazine buluyorsunuz. Arkeolojinin cazibesi bu, asla sıkılmamanız.’’
kaynak: https://phys.org/news/2020-10-cave-raiders-thai-archaeologists-ancient.html
AFP. Dene-Hern Chen. 6 Ekim 2020.
You must be logged in to post a comment Login