Kütahya’da yer alan Tavşanlı Höyük’te, 3.700 yıl önce yerleşmeye yapılan saldırıda ölmüş bir insanın beyin ve deri kalıntıları bulundu.
Günümüzden 8.000 yıl önce yerleşimin başladığı, Kütahya’nın bilinen en eski yerleşmesi olan Tavşanlı Höyük’teki kazılar, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Erkan Fidan başkanlığında devam ediyor. Tavşanlı Höyük, bugüne kadar çok az bilgi sahibi olduğumuz Ege ile Orta Anadolu arasındaki bölgede yer alıyor. Ayrıca MÖ 3. Binyıl, Asur Koloni Çağı ve Hitit İmparatorluğu ile çağdaş olan 45 hektarlık yayılım alanıyla Batı Anadolu’nun en büyük 2-3 Tunç Çağı höyüğünden bir tanesi.
Avrupa Arkeologlar Birliği tarafından 30 Ağustos-2 Eylül’de Kuzey İrlanda’nın başkenti Belfast’ta düzenlenen etkinlikte, kazı başkan yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Nihan Naiboğlu’nun hazırladığı sunumda, höyükte ortaya çıkan ilginç bulgulara yer verildi.
(İlgili: 2022 Yılında Türkiye’de Öne Çıkan 10 Arkeolojik Keşif)
Araştırmacılar, “Şehre yapılan saldırıdan kaçamayarak yapının altında kalan insanlardan bir tanesinin kafatası içinde çok nadir günümüze ulaşan beyin kısmı duruyordu. Ama en ilginci Anadolu’da ilk defa insanın yanmış derisini 3700 yıl sonra kemiğe yapışmış şekilde tespit ettik. Bugüne kadar mumyalama dışında bilinen tek örnek Tavşanlı’dan.” diyor.
Yıkılan evlerin içinde iki insan iskeleti
Batı Anadolu’nun en büyük Tunç Çağı yerleşmelerinden Tavşanlı Höyük, milattan önce 1700’lü yıllarda büyük bir saldırıya uğradı ve şehrin tamamının yakılıp yıkıldı. Bu büyük yıkımdan sonra yerleşme harabeye dönüştü ve yaklaşık 300 yıl boyunca buraya bir daha yerleşilmedi.
Bu büyük saldırı sırasında yerleşmedeki evler de yerle bir oldu ve bazı insanlar 3.700 yıl önceki bu yıkımdan kaçamayarak can verdi. Şimdi ise Tunç çağı sırasında yıkılan evlerin altında kalmış iki insanın iskelet kalıntılarına ulaşıldı.
Çöken oda içinde ahşap raftan düştüğü anlaşılan kapların ve ev molozunun altında 15-18 yaşlarında erkek ve 40-45 yaşlarında 130 santimetre boyunda bir erkeğe ait kalıntılar ortaya çıkarıldı. 40-45 yaşlarındaki birey odanın ortasında bulundu, ancak genç olan birey kapıdan çıkmak üzereyken yıkılan molozun altında kalarak ölmüş olmalıydı.
Muhtemelen ani bir saldırı sonucu yıkılan şehrin, saldırıya çok açık olan kuzeydoğu kenarındaki bu yapıda insanların evden kaçamadıklarının anlaşıldı. Kazılarda bugüne kadar bulunan hançer, mızrak ucu ve ok ocu gibi tüm silahlar da, bu ani saldırının büyüklüğünü gösteriyor.
Beyin ve deri kalıntıları
Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal, yeni bulunan iskeletlerin çok yüksek ısıya ve şiddetli ateşe maruz kaldığını söylüyor. Genç bireyin kafatasının içindeki beyin karbonize olarak günümüze kadar korunmuştu. Yine genç bireyin göğüs ve karnı arasında karbonize olan kendisine ait deri parçaları da bulundu.
Araştırmacılar, bugüne kadar Anadolu’da yapılan kazılarda çok az sayıda beyin kalıntısı bulunduğu, ancak karbonize insan derisinin Türkiye’de arkeolojik dönemlerde bulunan ilk ve tek örnek olduğunu söylüyor.
Kimler neden saldırdı?
“Koloni Çağı” olarak adlandırılan dönemin sonlarında, Tavşanlı Höyük büyük bir saldırıya uğradı ve şehir tamamen yakılıp yıkıldı. Ancak araştırmacılar, henüz bu saldırıyı kimlerin hangi nedenlerle gerçekleştirdiğini bilmiyor.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Erkan Fidan, bundan sonraki çalışmalarında bu büyük saldırının kimler tarafından hangi nedenlerle gerçekleştiğine dair bilgi arayacaklarını belirtiyor.
“Bu büyük yangın tabakasına ait bir yapıdaki kazılarda, yapının kerpiç ve ahşap molozunun altında, onlarca pişmiş toprak kabın odanın ortasına düştüğünü anladık. İki insan kalıntısı bulduk. 40-45 yaşlarında erkeğin üzerinde odanın ortasında raf devrilmiş, diğeri 15-18 yaşlarında genç olan erkek birey ise kapıdan çıkmasına iki adım kala ne yazık ki yıkılan molozun altında kalmış.”
Mühür ve hançer
Geçtiğimiz sene Tavşanlı Höyük’te 3.300 yıllık bir mühür ve Miken kılıçlarını anımsatan hançer ortaya çıkarılmıştı. Günümüzden 3.300 sene öncesine tarihlenen Hitit İmparatorluk Dönemi sonu ile çağdaş bir silonun tabanında bulunan mührün, buradaki muhtemelen Luwilere ait yerel bir yönetici ile ilgili olabileceği düşünülüyor. Mühür hiç bilmediğimiz bir şekilde hem Ege hem de Anadolu etkileri taşıyor ama bugüne kadar başka bir benzeri bulunamadı. Anadolu üslubunun yanında kürekli bir tekne motifi mührü ilginç kılıyor.
Antik Yunan’ın Kültürel Yükselişi Düşünülenden Bir Asır Önce Başladı
Karabük’te Süleyman Peygamberi Tasvir Eden Kolye Ucu Bulundu
Sefertepe’de Kafataslarıyla Dolu Bir Oda: Emre Güldoğan Röportajı
Kediler Kelime İlişkilendirmede İnsan Bebeklerinden Daha İyi
You must be logged in to post a comment Login