Neolitik kemiklerin analizi, vebaya neden olan Yersinia pestis bakterisinin pandemilere değil, izole enfeksiyonlara yol açtığını gösteriyor.
Cumbria ve Somerset'teki Tunç Çağ alanlarında gömülen insanların dişlerinde Yersinia pestis bakterisinin izleri bulundu.
Kırgızistan'da 1338'den kalma mezarlarda veba bakterileri DNA'sı belirlendi ve bu patojenler, Kara Ölüm'e neden olanların ataları gibi görünüyor.
Yeni kanıtlara göre, Letonya'da 5.000 yıldan daha uzun bir süre önce ölen bir adamda vebanın bilinen en eski suşu vardı.
DNA analizi, geçmiş pandemiler sırasında travmatik zamanlarda bile ölen insanların büyük bir özenle ayrı ayrı gömüldüğünü gösterdi.
Genetik analiz, insanların vebayı 4.400 yıl önce Sibirya'ya getirdiğini ve oradaki nüfusun çökmesine neden olmuş olabileceğini öne sürüyor.
Vebanın, dört yüz yıl boyunca Avrupa, Orta Asya ve çevresini etkilediği ve her 10 ila 20 yılda bir tekrar döndüğü az bilinen bir gerçek.
Arkeolojik kanıtlar altıncı yüzyıl salgınının, Avrupa tarihini abartıldığı kadar değiştirmediğini ileri sürüyor.
Uygarlığın en yayılımcı katillerinden olan veba, binlerce yıl boyunca insanların bilgisi olmadan onları takip etti.
Kurbanlar üzerinde yapılan genetik araştırmaya göre veba bakterisi, Avrupa’da bilinmeyen bir kaynakta 14. ve 17. yüzyıllar arasında varlığını sürdürmüş olabilir.
Kara Ölüm'e neden olan bakterinin 34 örneğinin genomunun analiz edilmesi, en eski bakteri DNA'sının Rusya'dan geldiğini gösterdi.
Jüstinyen Vebası ile başlayan Birinci Pandemi sırasında daha önce bilinmeyen bir Yersinia pestis çeşitliliği olduğu ortaya çıkarıldı.
Bilinen en eski Yersinia pestis bakterisi 5.000 yıllık mezarda keşfedildi. Bu, Avrupa’nın ilk çiftçilerinin azalmasıyla bağlantılı olabilir.
Eski kalıntılar üzerine yapılan detaylı bir araştırmaya göre veba virüsü, Avrupa'ya taş devrinin sonlarında girmişti.