Suudi Arabistan’daki arkeologlar, 12.000 yıldan daha önce insanlar tarafından oyulmuş yüzlerce kaya sanatı gravürü keşfetti.
Suudi Arabistan’daki arkeologlar, 12.000 yıllık, gerçek boyutlu hayvan betimlemeleri ortaya çıkardı. Yeni bir çalışmaya göre bu buluntular, insanların bölgede bulunduğu düşünülen tarihten 2.000 yıldan fazla daha eskiye gidiyor.
Nature Communications dergisinde yayımlanan çalışmada araştırmacılar, develer ve diğer canlıların son derece gerçekçi tasvirlerinin, bu avcı-toplayıcılar için kültürel açıdan anlamlı olduğunu ve muhtemelen 16.000 ile 13.000 yıl önce bölge nemlenmeye başladığında oluşan vahaları bulmaya yardımcı olmak için yol işaretleri olarak kullanıldığını yazdı.
(İlgili: Suudi Arabistan Çölünde Gerçek Boyutlu Deve Oymaları Keşfedildi)
Araştırmacılar, kaya sanatının aynı zamanda eski seyahat güzergâhlarını işaretlemiş olabileceğini veya bir grubun bölgesini ve kuşaklar arası belleğini simgeleyebileceğini belirtiyor. Sonuçta bu bulgular, “insanların çölde sandığımızdan çok daha erken ve sandığımızdan çok daha zorlu koşullarda hayatta kalabildiğini” gösteriyor, diyor çalışmanın ortak yazarı, Max Planck Jeoantropoloji Enstitüsü’nden arkeolog Maria Guagnin.
Afrika ile Asya’nın kavşağındaki Arabistan, erken insanlar için kilit bir göç rotasıydı; Nature dergisinde yayımlanan araştırmalar, bu dağılımları mümkün kılan çeşitli “nemli evreler” yaşandığını doğruluyor. Yine de kuzey Arabistan’da, Son Buzul Maksimumu’nun sonu (yaklaşık 25.000 ila 20.000 yıl önce; son buzul çağının en soğuk dönemi) ile yaklaşık 10.000 yıl önce arası için insan yerleşimine dair kanıt yoktu.
Araştırmacılar, bölgenin hayatta kalmak için fazla kurak olduğu düşüncesiyle terk edildiğini varsayıyordu.
Şimdi ise yerel amatör arkeologlardan gelen dev bir kaya sanatı ipucunun ardından, araştırmacılar Suudi Arabistan’ın kuzeyindeki Nefud Çölü’nün güney kesiminde daha önce bilinmeyen üç alanı inceleyerek bu varsayımı altüst etti.
Guagnin’in aktardığına göre, alana vardıklarında ekipten biri çevreyi keşfetmeye giderken “ilk büyük heyecanı” yaşadı: su birikintisinin çevresini kuşatan eski kaya sanatıyla kaplı bir kaya oluşumu. Dağın öbür yanında ise eski bir gölün kalıntıları vardı.
Ekip, üç alanda toplam 62 kaya sanatı paneli ve 176 gravür tespit etti; bazıları 39 metre yükseklikteki devasa kaya yüzeylerine işlenmişti. Gravürlerin çoğu yaşam boyu hayvan tasvirleriydi ve ağırlıkla develeri betimliyordu.
Daha da önemlisi, bu tasvirlerde çoğunlukla çiftleşme mevsiminde boyun çevrelerinde oluşan belirgin şişlikleri bulunan erkek develer ve kalın kış tüyleri görülüyordu. Bu durum, eski su kaynaklarının kışın oluşmuş olabileceğini ve aynı zamanda bu hayvanların zorlu çevreye direncini simgelemiş olabileceğini düşündürüyor.
Çölü kazmak
Arkeologlar, yaşlarını belirlemek için dört deve gravürünün olduğu alanları kazdı. 1.200’den fazla taş, 16 hayvan kemik parçası ve üç ocak ortaya çıkardılar. Ekip; tortuların en son ne zaman ısıya ve güneş ışığına maruz kaldığını ölçen lüminesans tarihlemesi ile karbonun farklı izotoplarının oranını ölçen radyokarbon tarihlemesini kullandı.
Bu yöntemler, kaya sanatının 12.800 ile 11.400 yıl önceye tarihlendiğini gösterdi.
Bir kazı alanında, develerin bacakları tortu katmanları tarafından örtülmüştü. Aşağı doğru kazdıklarında, ekibin şaşkınlıkla bu sanatı üretmekte kullanılmış olması muhtemel taş aleti bulduğu ve bunun yaklaşık 12.200 yıl öncesine tarihlendiği anlaşıldı. Bu da “gravür için dolaylı bir tarih” sağlıyor.
Ayrıca ok ucu, küçük dilgiler ve taş boncuklar da buldular; ancak “bu sadece bir avuç ok ucundan ibaret değildi” diyor Guagnin. Bölgedeki bir topluluk, Levant’ta (Doğu Akdeniz çevresi) görülen Natufian kültürüne özgü alet ve süs eşyaları yapmıştı. “Bir şekilde yüzlerce kilometre ötede bulunan Levant’la temas hâlindeydiler”; en yeni alet ve aksesuarlardan haberdardılar.
Çalışmanın ortak yazarı, Griffith Üniversitesi’nden arkeolog Michael Petraglia’nın belirttiği gibi, “bazı şeyler ithal edilmiş ama bazıları da özgün.” Bu insanlar kendi kültürlerini de geliştiriyordu; kaya sanatı hem simgesel bir anlam taşıyor hem de su kaynaklarına giden rotaları işaretlemenin açık bir yolunu sunuyordu, diyor.
Kurumuş su kaynaklarındaki tortuların analizi, bölgenin yaklaşık 16.000 ila 13.000 yıl önce daha nemli hâle geldiğini ve mevsimlik göller oluştuğunu ortaya koydu. Bu keşif, Son Buzul Maksimumu sonrası kuzey Arabistan’da artan nemliliğe dair bilinen en erken kanıtı temsil ediyor.
“Bu, Suudi Arabistan tarihinin şimdiye dek pek görünür olmayan bir bölümünü ortaya koyan son derece heyecan verici bir çalışma” diyor çalışmada yer almayan arkeolog Hugh Thomas. “Bu sonuçlar, tüm bölgenin iskân edildiğini ve o dönemde bile birbirine bağlı bir peyzaj olduğunu gösteriyor”.
Live Science. 30 Eylül 2025.
Makale: Guagnin, M., Shipton, C., Al-Jibreen, F. et al. (2025). Monumental rock art illustrates that humans thrived in the Arabian Desert during the Pleistocene-Holocene transition. Nat Commun16, 8249.
You must be logged in to post a comment Login