Efsanevi Atlantis şehrinin 2,000 yıldan uzun süredir denizin altında olduğu düşünülüyordu. Yüzyıllar boyunca kaşifler, Yunan filozof Platon’un bahsettiği kayıp şehrin kanıtlarını aramak için Girit, Malta, Sicilya ve Santorini adalarını inceledi.
Şimdi ise bir bilgisayar programcısı bu teorileri reddederek, şehrin hiçbir zaman denize batmadığını iddia ediyor. Alman programcı Hubner şehri, Fas’ta kara üstünde bir alanda bulduğunu söylüyor.
Hubner, Atlantis’in bir tsunami altında kaldığını, fakat sonra tsunaminin geri çekildiğini iddia ediyor. Böylece şehir Fas’ta Marakeş sahili yakınında keşfedilememiş halde kalmış.
Alman bilgisayar programcısı, bu teoriyi, kayıp şehrin kesin GPS koordinatlarını hesaplayarak ortaya çıkarmış. Hubner, Platon’un Timaeus ve Critias eserlerinden Atlantis’le ilgili bulabildiği bütün detayları toplamış, ve toplamda 51 ipucuna ulaşmış.
Bu ipuçlarının arasında Atlantis’in denize yakın olduğu ve merkezini çevreleyen halkamsı bir apıya sahip olduğu var. Atlantis’in ayrıca Atina’dan 5,000 kilometre uzakta olduğu da önemli bilgiler arasında. Bu bölgeye Avrupa, Afrika ve Orta Doğu dahil oluyor.
Diğer ipuçları da Atlantis’in Avrupa’da ve Asya’da olmadığı; çok yüksek ve büyük dağları olduğu (Fas’ta Atlas dağları bulunuyor); ve Mısır ile Etrüsklerin geldiği Tyrrhenia/Etruria bölgesinin batısında kaldığı şeklinde.
Bu bilgileri kullanan Hubner, ölçümleri bir bilgisayar programına koymuş ve tüm alanı 400 kareye bölen bir harita kullanmış. Sonra Hubner bu ipuçlarının olduğu bölgeleri teker teker işaretlemiş, ve çoğunun bulunabildiği tek bir bölge bulmuş : Fas’ta Marakeş’in 160 km güneyindeki Souss Massa ovası!
Hubner daha sonra GPS koordinatlarını alarak bu alanı ziyaret etmiş. Alana vardığında, bölgede 2,600 yıl önce Platon’un anlattığı birçok özelliğin olduğunu görmüş.
Alan denize 11 km uzakta bir çöl havzasında. Ayrıca, Platon’un anlattığı “şehrin kalbinde yükseltilmiş bir bölge”ye benzer bir şekilde, ortasında küçük bir tepe bulunuyor. Etrafında kurumuş dairesel nehir yatakları var. Bu da Platon’un, “şehrin deniz ve kara arasında değişen eş merkezli dairelerle çevrili olduğu” anlatımına uyuyor.
Hubner, Atlantis’in bütün bu özelliklerinin hepsinin sadece şans eseri aynı alanda bulunmasının pek olası olmadığını düşünüyor.
Teori en inandırıcı şekilde, Mark Adams’ın “Meet Me In Atlantis” (Benimle Atlantis’te Buluş) kitabında anlatılmış. Adams, “Hubner’in hesaplarına göre, en dışarıdaki halkanın yarıçapının ölçümü, ve şehrin Atlantik Okyanusu’ndan uzaklığı, Plato’nun verdiği rakamlardan sadece %10 oranında farklıydı” diyor.
Adams ayrıca Hubner’in Atlantis’in batmadığı ve sadece büyük bir dalga altında kaldığı fikrini destekleyecek kanıtlar da bulmuş. Souss Massa çevresindeki bölge, bir şehri yok edecek büyüklükteki tsunamilere yol açabilecek depremlerin gerçekleşmesine yatkın bir bölge.
Hubner, Atlantis’in deniz altında kaldığı fikrinin, hikayenin gerçek halinin yüzyıllar boyunca tekrar anlatılırken kaybolmasıyla ortaya çıktığını düşünüyor. Ayrıca Fas, tarihsel olarak arkeologlar tarafından incelenmedi. Yani kayıp şehirle ilgili bilgi verecek birçok keşfedilmemiş kalıntı Fas topraklarında olabilir.
Hubner bu teoriyi 2008’de geliştirdi, ve 2013’te ölmeden önce Adams’la konuşup, onu hesaplamaları sonucu bulduğu bölgeye götürdü.
Daily Mail
You must be logged in to post a comment Login