Newall Kayası’nın yüzlerce kilometre uzaktan Stonehenge’e nasıl ulaştığına dair iki ana teori var: buzullar mı taşıdı yoksa insanlar mı?

1924 yılında Stonehenge’de bulunan küçük bir kaya parçası, bu tarihöncesi anıtın nasıl inşa edildiğine dair gizemin anahtarı olabilir. Newall Kayası olarak bilinen mermi biçimli bu taş parçası, taş çemberin dev yapı bloklarının insanlar tarafından mı, yoksa doğal güçler tarafından mı getirildiği konusundaki hararetli arkeolojik tartışmanın merkezinde yer alıyor.
İngiltere’nin güneyindeki Wiltshire’da, Salisbury Ovası üzerinde yer alan Stonehenge, Neolitik topluluklar tarafından Britanya’nın dört bir yanından getirilen hammaddelerle inşa edildi. Örneğin anıttaki “mavi taşlar” (bluestones), Stonehenge’den yaklaşık 240 kilometre uzaktaki Galler’deki Preseli Tepeleri’nden geliyor; “Altar Taşı” ise olağanüstü bir mesafeden, İskoçya’nın kuzeydoğusundan, yaklaşık 700 kilometre öteden.
(İlgili: Stonehenge Sunak Taşı Sanıldığı Gibi Galler’den Getirilmemiş)
Bu dev taş blokların böylesine büyük mesafeler boyunca nasıl taşındığı hâlâ net değil. Ancak 1990’ların başında Newall Kayası üzerinde yapılan bir analiz, onun bir “buzul artığı” olabileceğini öne sürdü. Yani binlerce yıl önce bir buzul tarafından Salisbury Ovası’na taşınmış olabileceği gündeme geldi. Bu durumda Stonehenge’in yapı taşlarının çoğu ya da tamamı, anıtın inşacıları tarafından çevrede hazır bulunmuş olabilir; yani taşları ülkenin bir ucundan ötekine sürüklemek zorunda kalmamış olabilirler.
O zamandan beri arkeologlar, bir kısmı buzul artığı hipotezini desteklerken, diğerleri şiddetle karşı çıkarak, hararetli bir ileri–geri tartışmanın içinde. Bu bilimsel çekişmenin son perdesinde, yeni bir çalışmanın yazarları, buzulların taşıdığı hipotezini nihai olarak çürütüp, taşların tamamının insanlar tarafından Stonehenge’e getirildiği görüşünü savunmaya çalışıyor.
Makale, geçen yıl yayımlanan ve Newall Kayası’nın yüzey aşınma özelliklerinin, taşın buz tabakası altında sürüklenmesiyle oluşan “buzul aşındırması”na uyduğunu, dolayısıyla taşın buzla taşındığını öne süren başka bir çalışmaya cevap niteliğinde. Ancak araştırmacılar bu sonucu reddediyor ve “bu aşınma özelliklerinin hiçbirinin buzul taşınmasına özgü açık bir tanı kriteri olmadığını; çoğunun sadece, taşın iç yapısındaki süreksizlikleri kullanan yüzeysel ayrışma ile de oluşabileceğini” savunuyorlar.
Ayrıca, Salisbury Ovası’nda buzullaşmaya dair hiçbir kanıt bulunmadığını, bölgede başka buzul artığı kayalar ya da buzul çökelleri olmadığını vurguluyorlar. Bu durum, Stonehenge’in yapı taşlarının buzullar tarafından buraya taşınmış olma ihtimalini büyük ölçüde dışlar nitelikte.
Newall Kayası’nı daha yakından inceleyen çalışma yazarları, bu taş parçasının muhtemelen Stonehenge’in mavi taşlarından birinden kopmuş olduğunu belirtiyor. Ayrıca, petrografik özelliklerinin, Preseli Tepeleri’nde yer alan Craig Rhos-y-felin adlı kaya çıkıntısındaki riyolit ile birebir aynı olduğunu söylüyorlar.
Önemli olan şu ki, bu noktadan Stonehenge yönüne uzanan herhangi bir buzul izine rastlanmıyor; buna karşın, Craig Rhos-y-felin’de tarihöncesi taş ocağı faaliyetlerine dair kanıtlar “çok güçlü” olarak tanımlanıyor. Araştırmacılara göre bütün bu unsurlar, Stonehenge’in mavi taşlarının MÖ 3.000 civarında insanlar tarafından aktif olarak çıkarılıp taşınmaya başlandığına işaret ediyor ve buzul taşınmasına dair veri ise yok denecek kadar az.
Araştırmacılar şu sonuca varıyor: “Özetle, Newall Kayası’nın bir buzul artığı olmadığı, Salisbury Ovası’nda buzullaşma kanıtı bulunmadığı ve mavi taşların buzullar tarafından değil, insanlar tarafından Stonehenge’e taşındığı yönündeki önceki yorumumuzu yineliyoruz.”
IFL Science. 21 Temmuz 2025.
Makale: Bevins, R. E., Pearce, N. J., Ixer, R. A., Scourse, J., Daw, T., Pearson, M. P., … & Power, M. (2025). The enigmatic ‘Newall boulder’excavated at Stonehenge in 1924: New data and correcting the record. Journal of Archaeological Science: Reports, 66, 105303.
You must be logged in to post a comment Login