Bulgular, Çin’in Savaşan Devletler döneminde meydana gelen siyasi ve sosyal değişimlerin anlaşılmasına yardımcı olabilir.
Çin’deki arkeologlar, 2.200 yıldan daha uzun bir süre önce Savaşan Devletler döneminden kalma, aralarında birkaç bronz kılıcın da bulunduğu yüzlerce mezar ve kalıntı ortaya çıkardı.
Söz konusu mezarlar ve eserler, Çin’in merkezi Hubei eyaletindeki Xiangyang kentinin bir parçası olan Dengcheng köyündeki Baizhuang Mezarlığı’nda bulundu.
Arkeologların yaptığı açıklamaya göre, Kasım 2023’te yapılan kazılarda kılıçlar, bakır üçayaklı kaplar, ritüel kaplar, yeşim yüzükler, lake eşyalar, tekneler ve iki at iskeletinin yanına gömülmüş bir savaş arabası da dahil olmak üzere 500’den fazla obje ortaya çıkarıldı.
(İlgili: Çin’deki 2.300 Yıllık Mezarda Nadir Çarpım Tabloları Bulundu)
Eserler, mezarlıktaki MÖ 478 ile 221 yılları arasına tarihlenen 174 mezarda bulundu. Arkeologlar ayrıca MÖ 206 ile MS 220 yılları arasında Çin’in Han hanedanı dönemine ait iki mezar da ortaya çıkardı.
Xiangyang o dönemde güçlü Chu devletinin bir parçasıydı. Arkeologlar, buluntuların hem bu döneme, hem de devletin kendisine ışık tutacağını umuyor.
Arkeologlar, “Bu kazı, Orta ve Geç Savaşan Devletler döneminde Xiangyang bölgesindeki ölü gömme geleneklerinin ve ayrıca Chu kültürünün incelenmesi için bir dizi yeni materyal sağlıyor” diyor.
Savaşan Devletler
Uzmanlar, Savaşan Devletler dönemini, yedi antik devlet Qin, Han, Wei, Zhao, Qi, Chu ve Yan’ın Çin tarihinde biçimlendirici bir dönem olarak görüyor.
Bu dönem, bölgesel lordların merkezi Çin’in hüküm süren Zhou hanedanının otoritesini aşındırdığı İlkbahar ve Sonbahar dönemi olarak bilinen dönemi takip ettive Qin hanedanlığı altında ilk birleşik Çin İmparatorluğu’na yol açan Qin fetih savaşları ile sona erdi.
Pennsylvania’daki Ursinus College’da arkeolog ve tarihçi olan ve kazılarda yer almayan Glenda Chao, Savaşan Devletler döneminin Xiangyang bölgesinde büyük bir değişimin yaşandığı bir dönem olduğunu söylüyor.
Glenda Chao, “Savaşan Devletler döneminin ortalarından sonlarına doğru, bu bölgenin daha önce Deng adıyla özerk bir yönetimden, genişleyen Chu yönetimi altında fethedilmiş bir bölgeye siyasi geçişi görüldü” diyor.
“Mezarlık buluntuları, bu geçişi yaşayan insanların bunu yerel, topluluk temelli düzeyde kültürel ve sosyal olarak nasıl işlediklerine dair önemli bir bilgi envanteri olarak, zaman ve bölgeye ilişkin gelecekteki çalışmalara yardımcı olacak”
Mezarların göreceli büyüklükleri, mimarileri ve içerdikleri mezar eşyaları, farklı sosyal rütbe ve zenginlik seviyelerini açıkça gösteriyor ve bu da araştırmacıların ölü gömme uygulamalarının sosyal organizasyonları ne ölçüde yansıttığını belirlemelerine yardımcı olabilir.
Büyük bir mezarda bir savaş arabası ve iki at iskeleti bulunuyor. Arkeologlar bunların en yüksek sosyal sınıftan bir soyluya ait olduğunu düşünüyor.
Açıklamaya göre, ahşap arabanın iki tekerleği vardı, at iskeletleri ise tekerleklerin yanında, sırtları birbirine dönük ve başları kuzeye bakacak şekilde gömülmüştü.
Massachusetts Amherst Üniversitesi’nde Çin araştırma profesörü ve Savaşan Devletler Projesi’nin yöneticisi olan tarihçi E. Bruce Brooks, Chu devletinin başlangıçta fethettiği topraklara empoze ettiği kendine özgü bir kültüre sahip olduğunu söylüyor. Ancak MÖ 4. ve 3. yüzyıllarda devlet kuzey kültürünü edinmeye çalışıyordu. Bunda o kadar başarılıydı ki, Chu dilinden yalnızca birkaç kelime hayatta kaldı.
Ancak kazılarda yer almayan Brooks, herhangi bir ayırt edici Chu eserinden bahsedilmediğini belirtiyor: “Bu alanların kültürel yöneliminin ne olabileceğini görmek için ilgiyle bekliyoruz”
Live Science. 22 Mart 2024.
You must be logged in to post a comment Login