Roma imparatoru Lucius Verus’un, çağdaş tanımlamaların yanı sıra arkeolojik kanıtlara dayanarak yapılmış fotogerçekçi bir rekonstrüksiyonu.
MS 161 yılından ölümüne kadar Marcus Aurelius’la birlikte müşterek imparatorluk yapan Roma İmparatoru Lucius Verus, tam adıyla Lucius Ceionius Commodus Verus Ermenistancus, 15 Aralık 130’da, Hadrianus’un varis olarak gördüğü Lucius Aelius Caesar’ın oğlu olarak dünyaya geldi. Roma’nın siyasi atmosferinde büyüdü ve eğitim gördü, genç yaşta çeşitli önemli görevlere atandı. Babasının erken ölümünden sonra üzerine, Hadrianus’un isteği üzerine halefi Antoninus Pius, geleceğin liderleri olarak yetiştirmek üzere Lucius Verus ve Marcus Aurelius’u evlat edindi. Hadrianus aynı yılın sonlarında öldü ve Antoninus Pius tahta çıktı.
Antoninus Pius’un 161 yılındaki ölümünün ardından Lucius Verus ve Marcus Aurelius, Roma’nın ilk ortak imparatorları olarak tahta çıktılar, bu durum o zamana kadar eşi benzeri görülmemiş bir durumdu. Her ne kadar yönetimin ağır yükü genellikle Marcus Aurelius’un omuzlarında olsa da, Lucius da resmi olarak eşit yetkilere sahipti. Lucius’un 164 yılında Marcus’un kızı Annia Aurelia Galeria Lucilla ile evliliği, iki lider arasındaki bağı daha da güçlendirdi ve stratejik bir birlik oluşturdu.
Lucius Verus, özellikle 162-166 yılları arasında Doğu’da gerçekleşen Part Savaşları sırasında askeri zaferlerle adını duyurdu. Savaş, Roma zaferi ve bazı bölgesel kazanımlarla sonuçlanmıştı fakat savaş sonrası Tuna ve Ren kıyılarına dönen askerlerce bu bölgelere taşınan çiçek hastalığı kısa süre içinde tüm imparatorluğu sarsmaya başladı. Antonine Vebası olarak bilinen bu salgın, tarihteki en büyük salgınlardan biriydi.
Markoman Savaşlarına katılmasının hemen ardından hastalanan Lucius Verus, 169 yılında henüz 39 yaşındayken öldü. Kaynaklar, ölüm nedeninin ya çiçek hastalığı ya da gıda zehirlenmesi olduğunu belirtiyor. Ölümünün ardından Roma Senatosu tarafından “Divus Verus” (İlahi Verus) olarak tanrılaştırıldı.
Bazı kaynaklar, Lucius Verus’un doğrudan savaş meydanında bulunmak yerine, komutasındaki orduları genellikle uzaktan yönettiğinden bahsederken, sıklıkla zevk düşkünü ve lüks bir yaşam tarzını benimseyen biri olarak tasvir ediyor. Ziyafetler, şatafatlı eğlenceler ve çeşitli halka açık gösterilere olan düşkünlüğüne atıfta bulunan kaynaklar, savaş seferlerinde dahi eğlence anlayışının bir yansıması olarak, aktörler, müzisyenler ve gladyatörlerden oluşan bir eşlikçi grubu getirdiğinden bahsediyor.
Lucius Verus’un saltanatı ve karakteri, tarihçiler ve yazarlar tarafından farklı şekillerde yorumlanıyor. Bazıları onu etkisiz ve fazla lüks düşkünü bir hükümdar olarak gösterirken, diğerleri onun sağlam yönetimini ve Marcus Aurelius ile olan etkili ortaklığını vurguluyor.
You must be logged in to post a comment Login