Resimler, İnsanların Amazon Hayvanlarıyla Temasını Gösteriyor

Amazonlarda keşfedilen kaya resimleri, kıtaya yerleşen ilk insanlar ile karşılaştıkları hayvanlar arasındaki karmaşık ilişkiye ışık tutuyor.

a) Las Dantas’ta kuş/insan, b) Currunchos’ta yuvarlak, insan benzeri kafalı kertenkele, c) Principal’da penisli kuş/bitki/insan, d) Demoledores’ta tembel hayvan/insan, e) Reserva’da kuyruklu ve penisli bilinmeyen dört ayaklı, f) Principal’da geyik/insan.

Arkeologlar tarafından Kolombiya Amazon’unda keşfedilen kaya resimleri, kıtaya yerleşen ilk insanlar ile karşılaştıkları hayvanlar arasındaki karmaşık ilişkiye ışık tutuyor. Hayvanların ve insanların birbirine dönüştüğü tasvirler de dahil olmak üzere çok çeşitli hayvan türlerinin etkileyici aşı boyası resimleri, nesiller boyu yerli Amazonlulara rehberlik eden zengin mitolojiyi gözler önüne seriyor.

Serranía de la Lindosa’daki Cerro Azul kayalıklarını süsleyen resimlerin henüz kesin bir tarihi olmasa da, insan faaliyetine dair kanıtlar bunların MÖ 10.500’e kadar uzanan binlerce yıl boyunca galeri olarak hizmet vermiş olabileceğini düşündürüyor.

Uluslararası bir ekip tarafından yürütülen araştırma, yakındaki kazılarda bulunan hayvan kalıntılarının zooarkeolojik analizini, sanatsal analizle birleştirdi.

(İlgili: Amazon Yağmur Ormanlarında Kayıp Şehirler Bulundu)

Hayvan kalıntıları balık, küçükten büyüğe çeşitli memeliler ve kaplumbağa, yılan ve timsah gibi sürüngenler de dahil olmak üzere çeşitli bir diyet ortaya koydu. Ancak hayvan kemiklerinin oranları hayvanların orantılı temsiliyle uyuşmuyor, bu da sanatçıların sadece yediklerini resmetmediklerini gösteriyor.

Dr. Mark Robinson, “Bu kaya sanatı alanları, 12.500 yıl öncesine dayanan Batı Amazon’daki insanların en eski kanıtlarını içeriyor” diyor.

“Bu sanat, ilk yerleşimcilerin dünyadaki yerlerini nasıl anladıklarına ve hayvanlarla nasıl ilişkiler kurduklarına dair inanılmaz bir içgörü sunuyor. Bağlam, Amazondaki insanların hayvanlarla hem bir gıda kaynağı olarak hem de doğaüstü bağlantılara sahip, ritüel uzmanlarının karmaşık müzakereler gerektiren saygıdeğer varlıklar olarak ilişki kurduklarını gösteriyor.”

Arkeologlar, 2016’da Kolombiya hükümeti ile FARC arasındaki bir barış anlaşmasının, bilimsel araştırmaların güvenli bir şekilde yeniden başlamasının önünü açmasından bu yana bölgedeki birkaç önemli kaya sanatı alanını belgeledi. Guaviare Departmanı’nın kuzeybatısında, Guayabero Nehri’nin yakınında bulunan, bağımsız bir tepe olan Cerro Azul bunlardan biriydi. Orada, birçoğuna yalnızca zorlu tırmanış ve ipler kullanılarak ulaşılabilen 16 adet aşı boyası resim ‘paneli’ bulundu.

Araştırma ekibini İngiltere, Kolombiya ve Almanya’dan akademisyenler oluşturdu ve altı panele yakından bakmaya karar verdiler. Bunlar arasında, 40 x 10 metre ölçülerinde ve 1.000’den fazla tasvir içeren daha büyük El Más Largo paneli ve 10 x 6 metre ölçülerinde, canlı kırmızı renkte dikkate değer şekilde iyi korunmuş 244 tasvir içeren daha küçük Principal paneli yer alıyordu. 

Toplam 3.223 tasvir drone fotogrametrisi ve geleneksel fotoğrafçılık kullanılarak kataloglandı. Resimler biçimlerine göre kategorilere ayrıldı ve figüratif tasvirler en sık görülenlerdi ve toplamın yüzde 58’ini oluşturuyordu. Bunların yarısından fazlası hayvanlarla ilgiliydi. Geyik, kuş, pekari, kertenkele, kaplumbağa ve tapir dahil olmak üzere en az 22 farklı hayvan tanımlandı.

Arkeolojik kalıntılarda balık kalıntıları bol olmasına rağmen, sanatta balıkların görünümü sadece iki panelde ve balık avlama sahnelerinde sınırlı kaldı. En üst düzey yırtıcılar olarak konumlarına ve Kolombiya’daki diğer alanlardaki sanat eserlerindeki kanıtlara rağmen, büyük kedilerin yokluğu dikkat çekiciydi.

Araştırmacılar, sanatçıların güçlü hayvanları, özellikle jaguar gibi büyük kedileri tasvir etmekten kaçınmış olabileceklerini öne sürüyorlar. İnsan ve hayvan özelliklerini birleştiren figürlerin tasvirleri, modern Amazon topluluklarında hala var olan karmaşık bir dönüşüm mitolojisini ortaya koyuyor.

Sanatta ve arkeolojik kalıntılarda temsil edilen çeşitli hayvan türleri, bölgedeki savanlar, sulak ormanlar ve nehirler de dahil olmak üzere çok sayıda ortamın geniş bir şekilde anlaşıldığını ve değerlendirildiğini gösteriyor.

Dr. Javier Aceituno, “Bu bölgedeki yerli halklar, sudaki balıklardan ağaçta yaşayan maymunlara, karadaki geyiklerden gece ve gündüz avlanan kuşlara kadar çeşitli ekolojilerden gelen hayvanları avlayıp tasvir ettiler” diyor.

“Bu insanlar, bölgedeki çeşitli habitatlar hakkında derin bir bilgiye sahiptiler ve geniş bir geçim stratejisinin bir parçası olarak her habitatta bulunan hayvanları izleyip avlamak ve bitkileri toplamak için gerekli becerilere sahiptiler.”

Exeter Üniversitesi’nden Profesör Jose Iriarte, “Yaklaşımımız, yerli toplulukların neyi yiyecek olarak kullandıkları ile neyi sanatta temsil etmenin—ve etmemenin—önemli olduğu arasındaki farkları ortaya koyuyor.” diyor.

“Bu imgelerin ne anlama geldiğinden emin olamasak da, yerli topluluklardaki mitlerin gücüne dair anlayışımıza kesinlikle daha fazla nüans sunuyorlar. Özellikle Amazon yaşamının daha kozmolojik yönleri söz konusu olduğunda, örneğin neyin tabu sayıldığı, gücün nerede bulunduğu ve doğaüstü varlıklarla müzakerelerin nasıl yürütüldüğü konusunda çok açıklayıcı oluyorlar.”


University of Exeter. 25 Temmuz 2024.

Makale: Mark Robinson et al. (2024). Animals of the Serranía de la Lindosa: Exploring representation and categorisation in the rock art and zooarchaeological remains of the Colombian Amazon. Journal of Anthropological Archaeology.

Ankara Üniversitesi, Tarih Öncesi Arkeolojisi bölümünden mezun.

You must be logged in to post a comment Login