Polonya’daki İnsanlar 18.000 Yıl Önce Birbirlerini Yiyordu

Araştırmacılar, yaklaşık 18.000 yıl önce insanların yamyamlık yaptığını ve hatta insan beyniyle beslendiğini gösteren kesin kanıtlar buldu.

18.000 yıllık kemiklerdeki kesik izleri. C: Marginedas, F., Saladié, P., Połtowicz-Bobak, M. et al. (2025).

Çalışma, bu döneme ait cenaze ritüelleri ve ölümle ilgili uygulamalar hakkında önemli yeni bilgiler sunuyor.

Üst Paleolitik Avrupa’daki avcı-toplayıcıların ölüme nasıl yaklaştıkları konusundaki bilgilerimiz oldukça sınırlı. Bunun temel nedeni, bu döneme ait arkeolojik buluntuların oldukça nadir olması. Ancak bazı iyi korunmuş örnekler, Magdalenian kültürüne ait cenaze uygulamalarına dair ipuçları sağlıyor.

Bugüne kadar bulunan iskelet kalıntıları, ölü bedenlerin nasıl yerleştirildiğine dair bilgi sağladı. Bazı durumlarda, bedenlerin aşı boyası ile kaplandığı ve mezar hediyeleriyle çevrelendiği gözlemlendi. Ancak bazı mezarlarda kemiklerin eksik olduğu görüldü ve bu, geçmişte yırtıcı hayvanların müdahalesiyle açıklanmaya çalışıldı. Alternatif bir teoriye göre ise bu kemikler, Magdalenian insanları tarafından bir tür yadigar olarak saklanmış olabilir.

Ancak eksik kemiklerin sıklığı ve bazı bölgelerde birbirleriyle bağlantısız vücut parçalarının bulunması, insanların belirli kemikleri kasıtlı olarak seçip ayırdığına işaret ediyor olabilir.

(İlgili: Gough Mağarası’nda 14.700 Yıl Önce Yamyamlık ve Ritüeller)

Bilinen bir gerçek de Magdalenian kültürünün, insan kemiklerini hammadde olarak kullanmış olması. Bu insanlar, bazen kafataslarını kupa haline getiriyor, bazen de takılar yapıyordu. Özellikle Fransa’daki Magdalenian kalıntılarında, kesik izleri veya oyma işaretleri oldukça yaygın. Hatta bu döneme ait incelenmiş bireylerin yaklaşık yüzde 40’ında benzer işaretlere rastlandı.

Peki burada tam olarak neler olmuştu? Bilim insanları, bu döneme ait insan kalıntılarında görülen “insan kaynaklı değişiklikler” konusunda ikiye bölünmüş durumda. Bazıları, kemikler üzerindeki kesik izlerinin ölüm sonrası beden temizliği (perimortem işlem) için yapıldığını savunuyor. Diğerleri ise bu izlerin, insan etinin tüketilmesine yönelik hazırlık işlemleri olduğunu öne sürüyor.

Bu tartışma akademide uzun süredir devam ederken, yeni bir çalışma yamyamlık hipotezini destekleyen yeni kanıtlar sundu. Uluslararası araştırmacılardan oluşan bir ekip, 19. yüzyılda keşfedilmiş ve içinde taş aletler, hayvan ve insan kalıntıları barındıran Polonya’daki Maszycha Mağarası’nda bulunan insan kemiklerini inceledi.

1990’larda yapılan araştırmalarda, Maszycha Mağarası’nda bulunan kafataslarının yamyamlığa işaret ettiği öne sürülmüştü. Ancak daha sonraki çalışmalar, bu hipotezi reddetti. Kafataslarında diş izleri veya kültürel değişikliklere dair doğrudan kanıtlar olmadığı savunuldu.

Ancak önceki analizlerde modern teknikler kullanılmamıştı. Yeni çalışmada ise araştırmacılar, gelişmiş 3B mikroskopi teknikleri kullanarak 63 insan kemiğini yeniden inceledi. Bunlar arasında kafatasları ve uzun kemikler (humerus ve femur) da bulunuyordu. Bu teknikler sayesinde, doğal süreçlerden değil, insanlar tarafından kasıtlı olarak yapılan kesik izleri tespit edildi.

Elde edilen kanıtlar, bu insanların bedenlerinin kasıtlı olarak tüketildiğini gösteriyor. Örneğin, kemiklerde “kas dokularının, beynin ve iliğin” çıkarıldığını gösteren açık işaretler var.

“Kesik izlerinin konumu ve sıklığı ile iskeletin kasıtlı olarak kırılması, bu bedenlerin besin kaynağı olarak kullanıldığını açıkça gösteriyor. Bu durum, yamyamlık dışındaki cenaze uygulamaları hipotezini geçersiz kılıyor” diyor çalışmanın başyazarı Francesc Marginedas.

Araştırma ekibi, cesetlerin çürümeye başlamadan önce işlenmiş olabileceğini düşünüyor. Özellikle kafataslarında, derinin ve etin sıyrılmasıyla ilişkili kesik izleri tespit edildi. Ayrıca, beyin çıkarılmaya çalışılırken oluşmuş kırıklar bulundu. Bunun yanı sıra, humerus ve femur kemiklerinde iliğin çıkarılması için yapılan hassas kırılma izleri tespit edildi. İlik, yüksek miktarda yağ ve kalori içerdiğinden önemli bir besin kaynağı olarak kabul ediliyordu.

Genel olarak, kanıtlar bu insan kalıntılarının sistematik olarak tüketim amacıyla işlendiğini ve yamyamlığı uygulayanların en besleyici parçaları öncelikli olarak seçtiğini gösteriyor.

“Yamyamlık, insan evrimi boyunca çeşitli dönemlerde belgelenmiş bir davranış” diyor çalışmanın ortak yazarı Dr. Palmira Saladié. “Tarihöncesi bağlamlarda, bu uygulama hem hayatta kalma ihtiyacına hem de ritüel uygulamalara ya da hatta gruplar arası şiddet dinamiklerine karşılık gelebilir.”

Bu yamyamlık uygulamalarının, Son Buzul Maksimumu’ndan (Last Glacial Maximum) sonra gerçekleşen demografik genişlemeler nedeniyle artan gerilimlerle bağlantılı olması mümkün. İnsan nüfusunun artması, gıda için daha fazla rekabete yol açmış olabilir; bu da çatışmaları artırarak nihayetinde “savaş yamyamlığı” olarak adlandırılabilecek uygulamalara neden olmuş olabilir.

Bugün Avrupa genelinde bu döneme ait insan yamyamlığına dair açık kanıtlar sunan beş arkeolojik alan var. Maszycha Mağarası’ndan gelen yeni kanıtlar ve ilgili arkeolojik verilerle birlikte değerlendirildiğinde, araştırmacılar yamyamlığın Magdalenian kültürünün bir parçası olduğu sonucuna varıyor. Bu uygulama ya kendi ölülerini tüketmenin bir yolu ya da düşmanlarını yok edip yemeye dayalı bir ritüeldi.


IFL Science. 8 Şubat 2025.

Makale: Marginedas, F., Saladié, P., Połtowicz-Bobak, M. et al. (2025). New insights of cultural cannibalism amongst Magdalenian groups at Maszycka Cave, Poland. Sci Rep 15, 2351.

Anadolu Üniversitesi Arkeoloji Bölümü mezunu. İstanbul Üniversitesi Prehistorya Bölümü Yüksek Lisans mezunu. Aynı üniversitede Doktora adayı. İletişim: ermanbu@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login