Polonya’da Hallstatt dönemine ait bir kremasyon mezarda, böcek kabuklarından yapılmış nadir bir süs eşyası ortaya çıkarıldı.
Dr. Agata Hałuszko ve meslektaşları Polonya’nın Domasław bölgesinde bir kremasyon mezarda böceklerden yapılmış bir süs eşyası keşfetti.
Kremasyon mezar, Hallstatt dönemine (yaklaşık MÖ 850 ila 400) tarihlenen Lusatian Urnfield kültürüne ait bir nekropolde bulunan 800 mezardan biriydi.
543 numaralı mezarda çeşitli urneler bulundu ve her biri tek bir insana ait kalıntılar içeriyordu. 1 numaralı urnede ise 9–10 yaşlarında bir çocuğun kalıntıları, bazı keçi ya da koyun kemikleri, bronz arp biçimli bir fibula, bir örgü, huş ağacı kabuğu parçaları, karahindiba poleni ve 17 böcek dış iskeleti yer vardı.
(İlgili: Kore’de Böcek Kanatlarıyla Süslenmiş 1.400 Yıllık Taç Bulundu)
Bu dış iskeletler Phyllobius viridicollis türüne ait bir uzun burunlu böceğe aitti. Toplamda bu türe ait 12 tam ve 5 parçalı örnek bulundu. Bu böcek türü genellikle Mayıs’ta ortaya çıkar ve Temmuz’a kadar kalır. Bu nedenle böceklerin varlığı, çocuğun gömülme zamanının büyük ihtimalle geç ilkbahar ya da erken yaz olduğunu gösteriyor.
Daha ayrıntılı inceleme, böceklerin mezara kasıtlı olarak dahil edilmiş olabileceğini ortaya koydu. Böceklerin tek tip görünümü ve baş, bacak ve karınlarının dikkatlice çıkarılmış olması, bilinçli bir işlem yapıldığını düşündürüyor. Bazı böcek parçalarının, korunmuş bir ot yaprağına dizildiği ve kolye benzeri bir forma getirildiği de tespit edildi.
Dr. Hałuszko, bu kadar hassas kalıntıların nasıl korunmuş olabileceğini şöyle açıklıyor:
“Son derece narin organik eserler genellikle yalnızca bataklık gibi özel ortamlarda (örneğin bataklık cesetleri) veya metal nesnelerle birlikte bulunduklarında korunma şansı bulur. Yüksek bakır içeriğine sahip bronz, korozyona uğradığında ortaya çıkan yeşil patina sayesinde böcek kabuğu süsü, tekstil veya bitki kalıntıları gibi bitişik organik maddeleri emdirerek doğal bir ‘konservasyon’ sağlayabilir. Bu şekilde kalıntılar korunabilir. Çok dikkatli ve hassas kazılarla bu izler belgelenebilir, daha sonra optik mikroskopla ve ardından taramalı elektron mikroskobu ile daha detaylı incelenebilir.”
Böceklerin mezara neden konulduğu tam olarak bilinmiyor, ancak böceklerin takı olarak kullanılması bilinen bir durum.
Örneğin, Batı Ukrayna ve Kuzey Romanya’da yaşayan Slav kökenli Hutsul topluluğu, gül böceği ve bakır böceklerinden yaklaşık 80 böcekten oluşan kolyeler yapıyordu. Bu kolyelerin, onları takan kızlara mülk getirdiğine inanılıyordu. Benzer şekilde, böcek takıları Britanya’da Viktorya döneminde (MS 1837–1901) de popülerdi.
543 numaralı mezarda bulunan Phyllobius viridicollis böceklerinin de benzer bir işlevi olup olmadığı bilinmese de, bir huş ağacı kabuğu kabının içine yerleştirilmiş bir kolyenin parçası olabilecekleri ya da kabı veya fibulayı süslemek için kullanılmış olabilecekleri düşünülüyor.
Dr. Hałuszko’ya göre, büyük ihtimalle böcek süsü özellikle bu mezar için yapılmıştı: “Kesin bir cevap vermek zor. Etnografik benzerlikler, böcek bazlı süslerin çok kısa ömürlü olduğunu gösteriyor. Bu nedenle, hassas ve kısa ömürlü doğaları göz önüne alındığında, bu özel süsün uzun süre kullanılan kişisel bir eşya olmaktan ziyade mezar için özel olarak yapılmış olması daha olası.”
Her durumda, bu bulgu faunal (hayvansal) malzemelerin, özellikle de böceklerin sembolik ve süsleyici amaçlarla kasıtlı kullanımına dair önemli bir kanıt sunuyor. Ancak bu tür nesnelerin doğası gereği geçici olmaları, arkeolojik kayıtlarda bu tür uygulamalara rastlanmasını son derece nadir kılıyor.
Makale: Hałuszko, A., Kadej, M., & Józefowska, A. (2025). Beetle body parts as a funerary element in a cremation grave from the Hallstatt cemetery in Domasław, south-west Poland. Antiquity, 1–9.
You must be logged in to post a comment Login