Palmira’nın Anonim Tanrısının Gizemi Çözülüyor

Suriye’deki Palmira Antik Kenti’nde, anonim bir tanrıya hitap eden 200’den fazla yazıtın incelenmesiyle 100 yıllık bir gizem çözülüyor.

“Anonim Tanrı’ya” ithafen yazılmış bir yazıtın yakından görünümü. C: Aleksandra Kubiak-Schneider

Aleksandra Kubiak-Schneider, keşfini yaptığında bugünün Suriye’sinde Palmira olarak bilinen antik bir metropolde araştırma yapıyordu.

Palmira çevresine dağılmış çeşitli mimari unsurlar üzerine Aramice yazılmış yaklaşık 2.500 yazıt arasında, esas olarak MS 2. ve 3. yüzyıla tarihlenen yaklaşık 200 metin buldu. Hepsi bir tanrıya hitap şeklinde gizemli ifadeler içeriyordu: “Adı sonsuza kadar kutsanmış olan”, “Kainatın efendisi”, “Merhametli”.

(İlgili: Palmira Antik Kenti’ni Korumak Uğruna Ölen Arkeolog Halid Esad)

Kubiak-Schneider, “Bu yazıtlar, tütsü, ardıç taneleri ve diğer aromaları yakmak ve sıvıları dökmek için tasarlanmış taş sunaklar üzerindeydi.” diyor.

Yaklaşık 100 yıldır bilim insanları, bu özel ifadenin muhatabının hangi tanrı olduğunu belirlemeye çalışıyorlar. Bulmacayı çözme beklentisiyle, bu tanrı için “Palmira’nın Anonim Tanrısı” terimini kullandılar.

“Bu durum, tek tanrıcı tezahürler ve tek tanrıya, Cennetin Efendisi Baalshamin kültünün mistik bir boyutuna ibadet etme eğilimleri olarak yorumlandı, çünkü bu ifadeler İncil’deki çağrışımları andırıyor.”

Palmira Müzesi’nde ‘Adı sonsuza dek kutsanmış olan’ yazılı sunaklar. C: Aleksandra Kubiak-Schneider.

Ancak, bulmacanın çözümü başka bir yerdeydi. Kubiak-Schneider, anonim tanrıya hitap etmenin özgün biçiminin, eski Mezopotamya’nın MÖ 1. binyıl tapınaklarında birçok önemli tanrıya yardımlar için teşekkür etmek için söylenen ve okunan ilahilerdekiyle aynı olduğunu fark etti: Marduk-Bel (Babil’in en önemli tanrısı), Nabu (okuma yazmanın koruyucu tanrısı), Nergal (yeraltı tanrısı), Hadad (fırtına ve yağmur tanrısı).

Kubiak-Schneider’e göre, bu sözlerin muhatabı, sonsuz şükran ilahisini hak eden birden fazla tanrıydı. Ona göre ‘Merhametli’ adı, Palmira’da da tapılan Babil panteonunun başı, insanları ve tanrıları, kaos ve karanlığı bünyesinde barındıran bir canavar olan Tiamat’tan kurtaran Bel-Marduk’tu.

‘Dünyanın Efendisi’, Evrenin Efendisi Bel’e atıfta bulunabileceği gibi, Zeus ile özdeşleşen fırtına ve bereket tanrısı Baalshamin’e de atıfta bulunuyor olabilir. Sadece ‘Adı sonsuza dek kutsanmış olan’ ifadesi evrensel olabilir ve dua eden kişinin isteklerini dinleyen ve Büyük İskender’den ve Roma’dan önceki dönemlerden Babil ve Asur’dan gelen eski ilahiler ve dualarla onaylanan sonsuz ihtişamı hak eden herhangi bir erkek tanrıya atıfta bulunuyor olabilir.

Yazıtlı sunak: ‘Adı sonsuza dek kutsanmış olan, iyi olan. Adanmış Taimar ve Shalmallat, çünkü onu aradılar ve sıkıntı anında onlara cevap verdi. Adalet gününde, MS 214, Ayar ayında bir mucize yaptı.’ C: Aleksandra Kubiak-Schneider

Bu nedenle, adanma durumunda tanrının adının kullanılmaması bir saygı işaretiydi. Kubiak-Schneider, Palmiralı insanların tanrılarının adlarının tamamen farkında olduklarını iddia ediyor.

“Bu nedenle, ilahın suretinin sunaklarda bulunmaması şaşırtıcı değil; bu durumda bu, ilahî yüzün sunulması yasağıyla bağlantılı değil. Anonim bir Tanrı yoktu, istekleri dinleyen ve lütuf gösteren her tanrı sonsuz bir övgüyü hak ediyordu.”

Palmira’daki bu yazıtları finanse eden insanlar çoğunlukla seçkin ve orta zengin ailelerden geliyordu. Onları görevlendirenler arasında hem kadınlar hem de erkekler vardı; bazıları köleler, serbest bırakılmış eski köleler, özgür insanlar ve Roma vatandaşlarıydı.

Kubiak-Schneider’e göre, bulgu oldukça önemli, çünkü Orta Doğu’da günümüzün büyük tek tanrılı dinlerinin şeklini etkileyen Helen öncesi geleneklerin sürekliliğini gösteriyor: Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam. Elde ettiği sonuçlar ayrıca yaklaşık 2000 yıl önce ritüellerde kullanılan, ancak bugüne kadar korunmayan dini şiirin varlığını da gösteriyor.

Yazıtlı sunak. C: Aleksandra Kubiak-Schneider.

Ayrıca araştırmalar, tanrıların duruma ve onlara hitap eden kişiye bağlı olarak kullanılan birçok isim ve unvana sahip olduğunu gösteriyor.

Kubiak-Schneider, “Her isim, Palmira’da veya Mezopotamya şehirlerinde veya Roma İmparatorluğu’nda olduğu gibi çok tanrılı sistemlerde tapılan tanrıların farklı yönlerini gösteren farklı bir mesaj taşıyor.” diyor.

Palmira, Roma İmparatorluğu ile Uzak Doğu – İran, Çin ve Hindistan arasındaki ticarette aracılık eden eski bir metropoldü. Başlangıçta mütevazı bir kervan şehriydi ve sonunda 1-2. yüzyılda Akdeniz bölgesinin en büyük metropollerinden biri haline geldi. Öncelikle, uzun sütunlar ve çeşitli tanrılara adanmış çok sayıda tapınak gibi anıtsal taş mimarisiyle ünlendi. Palmira, 1980 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Alanı ilan edildi.


Science in Poland. 20 Haziran 2022.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login