Paleolitik Dönem Dişleri Modern Diş Hekimliği için Çözümler Sunuyor

Paleolitik dönemde yaşamış insanların dişleri, modern insanınkilerden daha sağlıklıydı. Araştırmacılar, ağız sağlığıyla ilgili problemlerinin kökenlerini bulmaya çalışıyor ve bulgularını modern diş hekimliği uygulamalarını geliştirmek için kullanıyorlar.

F: Courtesy of Isabelle De Groote

TAÜ Steinhardt Doğal Tarih Müzesi İsrail Ulusal Bio-çeşitlilik Çalışmaları Merkezi’ndeki yaklaşık 5 milyon örnek arasında, günümüz diş problemlerine ışık tutan yüzlerce paleolitik dönem insan dişi de bulunmakta.

TAÜ Steinhardt Müzesi antropologlarından ve Maurice ve Gabriela Goldschleger Diş Hekimliği Fakültesi uzman ortodentistlerinden Dr. Rachel Sarig neden erken insan dişlerinin daha sağlıklı olabileceğini araştırıyor. Sarig; “Günümüz insan nüfusunun %70’inde çene ve dişlere bağlı sorunlar oldukça yaygın. Bu sorunlar arasında ağızda normalden fazla sayıda diş bulunması, rahatsız ettiği için çekilmesi gereken yirmi yaş dişleri, birbiriyle aynı hizada olmayan dişler ya da alt ve üst çenelerin birbiriyle uyum içerisinde olmaması sayılabilir.”

Dr. Sarig bu problemin prehistorik dönemlerden beri gelişmekte olduğunu söylüyor: “100.000 yıl öncesine tarihlenen kafataslarına baktığımızda, dişlerin çok düzenli ve uyumlu bir şekilde sıralandığını görüyoruz.”

Dan David İnsan Evrimi ve Bio-Tarih Araştırmaları Merkezi’nde çene ve diş örneklerini inceleyen Sarig ve meslektaşları ağız sağlığıyla ilgili problemlerinin kökenlerini bulmaya çalışıyor ve bulgularını modern diş hekimliği uygulamalarını geliştirmek için kullanıyorlar.

Hepsi beslenme alışkanlıkları ile ilgili

TAÜ’deki araştırmacılar ağzımızdaki bu sıkışıklığın, birçok modern sağlık sorunu gibi, çevresel etmenler ve beslenmeyle ilgili oluğunu düşünüyor. Sarig’e göre “eğer tohum, orman meyveleri ve kum ve taş parçacıkları ile karışmış çiğ gıdaları yerseniz, bu karışım aşındırıcıdır.” Böyle bir beslenme çene kaslarının etkin kullanımına ve dişlerin daha iyi öğütmesine ve çalışmasına yol açar. Sarig, “Günümüzde beslenmemiz genel olarak çenemizin daha pasif kullanımına ve buradaki kasların körelmesine neden olan işlenmiş gıdalardan oluşmakta.” diye ekliyor. 

Sarig ve meslektaşları çene ve diş dizilimindeki değişiklikleri Natuf kültüründe (12.000 yıl önce), yani tarım devriminin başlangıcında gözlemleyebildiklerini keşfetti. Sarig bu keşifle ilgili şunları ekliyor: “Bu dönem boyunca avcı-toplayıcılıktan örgütlenmiş bir topluma geçiş var ve hayvanlar ilk kez besin olarak tüketilmek üzere yetiştiriliyor. Bu insan gelişiminde bir dönüm noktası ve çok önemli fizyolojik etkileri var. Günümüzde, çenelerimizi atalarımız kadar etkin kullanmıyoruz. Bu açıdan tarih öncesi atalarımızın sağlıklı ağızlarını örnek almalıyız.”

Sarig, ayrıca, TAÜ’deki diş örneklerini, Afrika’dan İsrail ve Avrupa’ya erken insan göçlerini anlamak için de inceliyor. Kuzey İsrail’deki kireçtaşı mağaralarda yapılan kazılar sonucu çok sayıda uzun kemikler, çene ve diş örnekleri ele geçirildiğini belirten araştırmacı, bu buluntuların incelenmesi sonucu günümüz İsrail’i üzerinden en erken göçlerin 100.000 yıl önce gerçekleştiğini söylüyor ve daha erken bir tarihlemenin TAÜ koleksiyonlarındaki yeni bulgularla mümkün olabileceğini ekliyor.


https://english.m.tau.ac.il/impact/paleoteeth

Koç Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümünü bitirip aynı bölümde yuksek lisansını tamamladı. Hayırlısıyla doktoraya gidiyor. İletişim: serkusoz@ku.edu.tr

You must be logged in to post a comment Login