Dünyanın bilinen en eski insan mezarları, Neandertaller ve Homo sapiens’in ortak kültür ve teknolojiyi paylaştığını gösteriyor.
Tinshemet Mağarası hakkında ilk kez yayınlanan araştırma, Orta Paleolitik dönem Levant’ta Neandertaller ve Homo sapiens’in yalnızca bir arada yaşamadıklarını, aynı zamanda teknoloji, yaşam tarzları ve cenaze törenleri gibi aktif etkileşimlerde bulunduklarını ortaya koyuyor. Bu etkileşimler, cenaze törenleri ve süsleme için aşı boyasının sembolik kullanımı gibi kültürel alışverişi, sosyal karmaşıklığı ve davranışsal yenilikleri teşvik etti.
Yaklaşık 100.000 yıl önce, Homo sapiens benzeri bir grup insan, Timshenet Mağarası’nda beş ölüsünü hayvan kalıntıları ve kırmızı aşı boyası parçaları içeren mezar eşyalarıyla birlikte gömdü. Aynı dönemde, daha Neandertal benzeri özelliklere sahip arkaik homininlerin oluşturduğu komşu kabileler de benzer gelenekleri benimsedi. Bu durum, bu tarihöncesi toplulukların kültürel fikirleri ve teknolojileri birbirleriyle paylaştığını, böylece ortak bir alışkanlık, gelenek ve uygulama dizisi oluşturduklarını düşündürüyor.
(İlgili: Neandertallerin Göz, Saç ve Ten Rengi Neydi?)
Timshenet Mağarası’ndaki bulgularını sunan yeni bir araştırmanın yazarları, bu farklı insan topluluklarının aynı avlanma stratejilerini ve taş alet yapım tekniklerini kullandığını ortaya koyuyor. Bir araya getirildiğinde, bu keşifler Homo sapiens ve Neandertallerin Levant’ta karşılaşıp etkileşime geçtiğini ve biyolojik olarak homojen bir nüfus ortaya çıkmadan çok önce ortak bir kültür geliştirdiklerini gösteriyor.
“Bu dönemde gördüğümüz homininlerin çoğu hibrit” diyor çalışmanın yazarı Profesör Yossi Zaidner. “Ortak bir kültüre sahipler çünkü birbirlerinden öğreniyorlar, ancak farklı gen havuzlarından veya biyolojik gruplardan geliyorlar ve burada birbirleriyle karışıyorlar.”
Levant bölgesi, dünyanın bilinen en eski insan mezarlarının keşfedildiği yer olma özelliğini taşıyor. İsrail’de bulunan Qafzeh, Skhul, Tabun ve Nesher Ramla gibi alanlardaki mezarların 100.000 ila 110.000 yıl öncesine tarihlendiği biliniyor.
Ancak, bu alanların hangi türler tarafından iskan edildiği konusunda bilim insanları arasında hâlâ görüş ayrılıkları var. Qafzeh ve Skhul örnekleri genellikle Homo sapiens’e daha yakın kabul edilirken, Nesher Ramla’dan çıkarılan kalıntılar her iki türün de özelliklerini barındırıyor. Tabun iskeletleri ise Neandertal ya da Neandertal öncesi bir popülasyona ait olarak değerlendiriliyor. Yeni keşfedilen Timshenet bireyleri ise kesin bir tanımlama yapılana kadar “Homo sapiens benzeri” olarak sınıflandırılmış durumda.
Araştırma, Timshenet’te keşfedilen taş aletlerin, bölgedeki diğer alanlarla aynı merkezcil Levallois taş endüstrisine uyduğunu ortaya koyuyor. “Bu spesifik taş alet üretim teknolojisini sadece bu dönemde görüyoruz. Daha önce yoktu” diyor Zaidner.
“Ve bu teknoloji, taş aletleri üreten bireylerin daha arkaik Homo sapiens özelliklerine mi yoksa daha Neandertal özelliklerine mi sahip olduklarına bakılmaksızın tüm bölgelerde görülüyor.”
Zaidner, merkezcil Levallois teknolojisinin yalnızca son ürünü değil, aynı zamanda belirli bir üretim sürecini ifade ettiğini, dolayısıyla bu tekniğin kültürel aktarım yoluyla öğrenilmiş olması gerektiğini açıklıyor.
Aynı zamanda, tüm bu bölgelerde bulunan hayvan kalıntıları, Orta Paleolitik dönemin Levant homininlerinin hem daha erken, hem de daha geç dönem insanlarından farklı olarak özellikle büyük otçulları (yaban öküzleri ve atlar gibi) avlamaya odaklandığını gösteriyor. Çalışmanın yazarları ayrıca “Ölüme karşı verilen kültürel tepkilerin” tüm bölgelerde benzer olduğunu belirtiyor.
“Üç alan da insanların ölülerini nasıl gömdükleri konusunda dikkat çekici benzerlikler gösteriyor. Bu özellikler arasında, ölen kişilerin oldukça bükülmüş (cenin pozisyonuna yakın) bir şekilde yerleştirilmesi ve mezarın içine hayvan kalıntıları ve kırmızı aşı boyası parçaları gibi nesnelerin bırakılması yer alıyor.”
Mezar ritüelleri ve aşı boyası kullanımı, tarihöncesi insanlar arasında sembolik düşüncenin gelişimine dair önemli göstergeler olarak kabul ediliyor. Bu unsurların çeşitli mağaralarda bulunması, farklı popülasyonlar arasındaki etkileşimlerin karmaşık sosyal davranışların ve geleneklerin ortaya çıkışını teşvik etmiş olabileceğini düşündürüyor.
“Bu uygulamaların sadece Levant’ta ve sadece bu zaman diliminde gerçekleşmesi önemli” diyor Zaidner. “Ne daha önce ne de daha sonra bu tür uygulamaları görmüyoruz. Dolayısıyla, tüm bu dört unsuru bir araya getirdiğimizde, bölgeler arasında açık bir davranışsal bütünlük görüyoruz” diye ekliyor.
Sonuç olarak, bu bulgular Orta Paleolitik dönemde farklı Homo soylarının nasıl etkileşimde bulunduğuna dair yeni bakış açıları sağlıyor. Araştırma, bu grupların sadece aynı bölgede bir arada yaşamakla kalmayıp, aynı zamanda aktif olarak fikir, teknoloji ve uygulamalarını paylaştığını öne sürüyor.
IFL Science. 11 Mart 2025.
Makale: Zaidner, Y., Prévost, M., Shahack-Gross, R. et al. (2025). Evidence from Tinshemet Cave in Israel suggests behavioural uniformity across Homo groups in the Levantine mid-Middle Palaeolithic circa 130,000–80,000 years ago. Nat Hum Behav.
You must be logged in to post a comment Login