Modern Tıptan Önce de İnsanlar Uzun Yaşıyordu

Bir arkeolog, Ortaçağ’da yaşamış insanların dişlerini inceleyerek, bu insanların en fazla 40’lı yaşlarına kadar yaşadıkları efsanesini çürütmüş olabilir.

Günümüzde çoğu insanın inandığının aksine modern tıptan önce de insanlar oldukça uzun yaşıyordu. F: Australian National University

Bir arkeolog, tarih boyunca tüm kültürlerdeki yaşlı insanlar hakkında bildiklerimizi yeniden tanımlamaya ve modern tıbbın öncesinde çoğu insanın 40 yaşı geçemediğine dair söylentileri ortadan kaldırmaya hazırlanıyor.

Avustralya Ulusal Üniversitesi’nden doktora öğrencisi Christine Cave, dişlerin ne kadar yıprandığına dayanarak iskelet kalıntılarının ölüm yaşını belirlemek için yeni bir yöntem geliştirdi.

Cave’in dişler üzerindeki aşınmayı analiz ederek ve benzer kültürlerin yaşayan popülasyonları ile karşılaştırarak geliştirdiği yeni yöntemle, üç Anglo-Sakson mezarlığındaki iskelet kalıntılarını inceledi. Bu mezarlıklar, 475 ila 625 yılları arasında gömülmüş insan kalıntılarını barındırıyordu.

(Dişlerimiz Bizimle İlgili Ne Anlatıyor?)

Araştırmaya göre o dönemde insanların yaşlanana kadar yaşaması nadir görülen bir şey değildi.

“İnsanlar bazen o dönemlerde 40 yaşına kadar yaşamış olmanın olabilecek en iyi ihtimal olduğunu düşünüyor. Ancak bu doğru değil.

Modern tıbbın ya da eczanelerin olmadığı geleneksel yaşamlarını sürdüren insanlar için en yaygın ölüm yaşı 70 civarındadır ve bu tüm farklı kültürler arasında oldukça benzerdir.”

Cave, yaşlıların arkeolojik araştırmalara göre sınıflandırılmasındaki yetersizlikler nedeniyle bu efsanenin ortaya çıktığını söylüyor.

“Yaşlı insanlar arkeolojik araştırmalarda çoğunlukla gözardı ediliyordu ve bunun sebebinin bir kısmı da onları tanımlayamamış olmaktı.”

(1600 Yıllık Bilinen En Eski Diş Macunu Tarifini Deneyin)

“Bir çocuk kalıntısının yaşını belirlerken, dişlerin çıkması ya da  her zaman belirli yaşlarda görülen kemik kaynaşmaları gibi gelişim noktalarına bakılır.”

“Ancak bir insan tamamen yetişkin bir hale geldikten sonra iskelet kalıntısından yaşını belirlemek oldukça zordur. Bu yüzden bugüne kadarki birçok arkeolojik araştırmanın en üst yaş kategorisi 40 üstü ya da 45 üstüdür.”

“Yani sonuç olarak sağlıklı ve formda 40 yaşında bir insan kalıntısıyla, çelimsiz bir 90 yaşında insan kalıntısı ayırt edilemiyordu. Eğer yaşlı insanlar üzerine çalışmak istiyorsanız bunların hiçbir anlamı yok.”

Cave’e göre yeni yöntem, arkeologlara geçmiş toplumların daha doğru bir izlenimini ve yaşlı insanlar için yaşamanın nasıl bir şey olduğunu gösterecek.

Araştırmaya dahil olan üç mezarlıkta (Greater Chesterford, Mill Hill, Worthy Park) incelenen iskelet kalıntılarına göre,  yaşlı kadın ve yaşlı erkeklerin gömülme biçimleri konusunda önemli farklar tespit edildi.

(14.000 Yıllık Bilinen En Eski Dişçilik Örneği Bulundu)

“Kadınlar eğer genç yaşta öldüyse, onlara önemli mezarlar verilme ihtimali daha yüksekti. Ancak eğer yaşlı bir kadın öldüyse önemli bir mezara gömülme ihtimali daha düşüktü.

“Yüksek statülü erkekler, genellikle mızrak, kalkan ya da kılıç gibi silahlarla birlikte gömülüyordu.

“Kadınlar takılarla, broşlarla, boncuklarla ve iğnelerle gömülüyordu. Bu durum, genç kadınların gömüldüğü yüksek statülü mezarlarda güzelliğin önemli olduğunu vurguluyor.”


Science Daily. 4 Ocak 2017.

Makale: Christine M. Cave, Marc F. Oxenham. Sex and the elderly: Attitudes to long-lived women and men in early Anglo-Saxon England. 2017. Journal of Anthropological Archaeology. 48: 207

Anadolu Üniversitesi Arkeoloji Bölümü mezunu. İstanbul Üniversitesi Prehistorya Bölümü Yüksek Lisans mezunu. Aynı üniversitede Doktora adayı. İletişim: ermanbu@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login