Modern Melanezyalıların, Denisovalılardan gelen genetik bileşenleri olduğu ortaya çıktı. Yeni araştırmaya göre Melanezyalılarda %2 oranında Neandertal, %3-4 oranında da Denisovalı DNA’sı bulunuyor.
Bu da Melanezyalılarn belgelenen en yüksek arkaik insan DNAsı çeşitliliğine sahip oldukları anlamına geliyor. Neandertal ve Denisovalıların brikaç binyıl önce soyunun tükendiği düşünülürse, Melanezyalıların köklerinin oldukça eskiye gittiği söylenebilir. Science dergisinde yayınlanan araştırma, bütün insanların aslında melez olduğuna dair gittikçe fazlalaşan kanıtlara bir yenisini eklemiş oldu.
Melanezyalılar Vanuatu, Solomon adaları, Fiji, Papua Yeni Gine, Yeni Kaledonya, Batı Papua ve Maluku adalarında yaşayan yerli halktır.
Neandertal ve Denisovalı gibi geçmişte soyu tükenen modern insan atalarına ait korunabilmiş DNA örnekleri, bu türlerin genetik dizilerinin çıkarılmasını sağlıyor. Bu dizilerden, geçmişte gerçekleşen gen akımının bir haritası çıkarılıyor, ve bu da geçmişte farklı türler arasındaki çiftleşmelerin insan evrimini nasıl etkilediğini anlamamıza yardımcı oluyor.
Geçmişteki araştırmalar modern insanlardaki Neandertal gen akımına dair bilgiler ortaya çıkarmıştı, fakat modern insanlarda devam eden Denisovalı DNA’sı hakkında çok daha az şey biliniyordu. Bu konu hakkında daha fazla şey öğrenebilmek için Benjamin Vernot ve meslektaşları 35i Kuzey Melanezya Adası ve Papua Yeni Gine’den olmak üzere, dünya çapından 1,523 kişinin genomunu inceledi.
Sonuçlar, Afrikalı olmayan tüm popülasyonlarda yaklaşık %1.5-4 oranında Neandertal DNAsı varken, Melanezyalıların önemli oranda Denisovalı DNA’sı taşıyan tek popülasyon olduğunu ortaya koydu. Melanezyalılarda %1.9 ila %3.4 oranında Denisovalı DNAsı olduğu görüldü.
Araştırmanın yazarlarından Joshua Akey, bunun oldukça garip olduğunu söylüyor “Denisovalıla ilgili veriler, Kuzey Sibirya’daki bir mağarada bulunan bir küçük parmak kemiğinden geliyor. Fakat fark edilir oranda Denisovagenine sahip tek insan popülasyonu bu mağaradan binlerce km uzaklıkta, Melanezya’da bulunuyor” dedi.
Bu bulgu, Denisovalıların yaşam alanının Neandertallerden çok daha geniş olduğunu, Siberya’dan Güneydoğu Asya’ya kadar uzandığını düşündürüyor. Akey, neden sadece Melanezya popülasyonlarında Denisovalı DNA’sının bulunduğunun belirsiz olduğunu söylüyor.
Araştırmacılar, bu düşük görünen yüzdelerin yanıltıcı olduğunu söylüyor, çünkü araştırmada farklı insan grupları çiftleştiğinde, arkaik DNA’ya karşı gelişen bir doğal seçilim olduğu da keşfedildi. Bunun sonucu olarak da, bugün mevcut olan Neandertal ve Denisovalı genleri yüzdesi, büyük ihtimalle gerçekten gerçekleşen türler arası çiftleşme oranını yansıtmıyor.
Neandertal ve Denisovalı gen akımının haritasını çıkaran uzmanlar, Neandertallerle gen karışımının tarih boyunca en az 3 kez gerçekleştiğini ortaya koydu.
Buna karşın Denisovalılarla karışım büyük ihtimalle sadece bir kere gerçekleşti. İncelemeler, modern insan genomunun belli bölgelerinde, bu arkaik genlerin özellikle eksik olduğunu da orataya çıkardı. Beyindeki korteks ve striatumun gelişiminde rol oynayan genler de bu bölgeler arasında.
Beyindeki korteks ve striatum bölegeleri, konuşma ve dil gelişiminde önemli rolleri olan bölgeler. Bu da, dil ve konuşma yeteneğinin insanları Neandertaller ve Denisovalılardan ayırdığını düşündürüyor.
Daha önceki araştırmalara göre, insan genomuna katılan Neandertal genomunun, bağışıklık sistemine katkı, ve Afrika dışı ortamlara daha uyumlu saç ve deri rengi gibi yararları olmuş olabilir.
Discovery News, Livescience, Popular Archaeology, 17 Mart 2016
Makale: Vernot, B., Tucci, S., Kelso, J., Schraiber, J. G., Wolf, A. B., Gittelman, R. M., … & Scheinfeldt, L. B. (2016). Excavating Neandertal and Denisovan DNA from the genomes of Melanesian individuals. Science, 352(6282), 235-239.
You must be logged in to post a comment Login