En ünlü firavunlardan biri olmasına rağmen, III. Amenhotep’in mumyası en kötü korunmuş mumyalardan biri, ama şimdi yüzü yeniden canlandırıldı.
“Muhteşem” lakabıyla da tanınan Firavun III. Amenhotep, Antik Mısır tarihinin belki de en görkemli dönemine liderlik ederek imparatorluğa barış ve refah getirdi ve en görkemli anıtlarından bazılarının inşasını başlattı. Şimdi ise, ölümünden 3.350 yıldan fazla bir süre sonra, antik hükümdarın mumyalanmış yüzü yeni bir rekonstrüksiyon sayesinde eski ihtişamına kavuştu.
Yeni Krallık Dönemi’nin 18. Hanedanı sırasında yaklaşık 40 yıl boyunca Mısır’a hükmeden III. Amenhotep, tahta henüz bir çocukken çıktı ve Nil kıyılarında yürüyen en ünlü insanlardan biri haline geldi. Yaklaşık olarak MÖ 1.388 ve MÖ 1.351 yılları arasında hüküm süren firavun, Luksor tapınağının ana bölümünün yanı sıra Karnak ve Memphis’teki birçok etkileyici yapının inşasını yönetti.
III. Amenhotep adına yapılan en ikonik anıtlardan biri, Kom el-Hettan’daki anıtsal tapınağıydı. Bu tapınak, Memnon Heykelleri olarak bilinen iki devasa heykel tarafından korunuyor.
(İlgili: Polonya’daki 400 Yıllık ‘Vampirin’ Yüzü Yeniden Canlandırıldı)
Ancak, III. Amenhotep en ünlü ve en çok incelenen firavunlardan biri olmasına rağmen, mumyası ne yazık ki yüzyıllar boyunca mezar soyguncuları ve nem nedeniyle ciddi şekilde zarar görmüştü. Yeni bir yüz rekonstrüksiyonu çalışmasının yazarları, bozulmanın boyutunu vurgulayarak şöyle açıklıyor: “Büyük ölçüde iskeletleşmiş kafa, iyi korunmuş mumyalarda olduğu gibi bireyin yaşarkenki yüz görünümü hakkında doğrudan bir sonuca varılmasına olanak tanımıyor.”
Durumu daha da karmaşık hale getiren bir başka nokta ise III. Amenhotep’in geleneksel bir yöntemle mumyalanmamış olmasıydı. Çalışmanın yazarları, “Doymuş bir sıvı natron banyosunda kurutulmuş, içi doldurulmuş, birkaç kat reçine ile kaplanmış ve nihayetinde ‘heykel gibi bir mumya’ya, geleneksel bir mumyadan çok bir heykele dönüştürülmüş gibi görünüyor” diye yazıyor.
Firavunun yüzünün yeniden oluşturulabilmesi için, araştırmacılar, mumyayı ilk kez 1905 yılında inceleyen Avustralyalı anatomist Grafton E. Smith’in notlarına başvurdu. Bu verileri mumyanın fotoğraflarıyla karşılaştıran araştırmacılar, Smith’in kafatası uzunluğunu 194 milimetre olarak yanlış kaydettiğini, aslında bu uzunluğun yalnızca 174 milimetre olduğunu tespit etti.
Smith ayrıca III. Amenhotep’in gözleri arasındaki mesafeyi, göz çukurlarının boyutlarını, burnunun genişliğini ve diğer birçok önemli özelliği ölçtü. Tüm bu veriler, araştırmacıların firavunun kafatasının doğru bir modelini oluşturmasına olanak sağladı. Canlı bireylerden alınan bilgisayarlı tomografi taramaları bu model üzerine yerleştirilerek yumuşak doku tanımlandı ve antik yüzün tam bir rekonstrüksiyonu elde edildi.
Ortaya çıkan bu model, III. Amenhotep’in saç stili veya rengi, göz şekli ya da ten rengi hakkında bilgi içermediği için, çalışmanın yazarları saçsız, kapalı gözlü ve gri tonlamalı bir “nesnel” görüntü yayınladı. Bunun yanı sıra, daha sanatsal bir ikinci görüntü de oluşturuldu. Bu ikinci görüntüde firavun, döneme uygun kraliyet kıyafetleriyle, açık gözlü ve renkli bir şekilde resmedildi.
IFL Science. 6 Aralık 2024.
Makale: Moraes, C., Habicht, M. E., Artico, M., Forte, F., Varotto, E., & Galassi, F. M. 2024. The mummy of Pharaoh Amenhotep III (reigned ca. 1388-1351 BC) and its facial approximation: An anatomical approach. Clinical anatomy (New York, NY).
You must be logged in to post a comment Login