Mısır’ın Eski Eserler Bakanı Mamdouh Eldamati, İskenderiye’nın Doğu Körfez bölgesinde bir sualtı müzesi inşa etme planlarında ilerlemeye karar verdiklerini duyurdu.
1996’dan bu yana devam eden çalışmalarda, yalnızca batan tarihi eserlerin ve yapıların halka açılması değil, aynı zamanda bu bölgeyi, tehditi altında olduğu kirlilikten, balıkçı teknelerinin çapalarından ve izinsiz avlanan dalışçılardan da korumak amaçlanıyor.
2008’de, Fransız mimar Jacques Rougerie, bu projeden haberdar olarak Mısır Bakanlığı ile mekanın konsept çalışmaları ile ilgili iletişime geçmişti.
Mimar Rougerie’nin tasarımları, deniz içinde, yaklaşık 20 fit derinlikte yer alacak fiberglas tünellerin, bölgede batık olan 2,500’den fazla eseri çevrelediği bir sistemi tasvir ediyor. Bu eserler içinde, 13. yüzyılda Körfez’in sularına gömülmeden önce, Antik Dünya’nın 7 Harikası’ndan biri olan İskenderiye Deniz Feneri’nin kalıntıları olduğuna inanılan dev bloklar da bulunuyor. Ayrıca, bu batık eserlerin arasında VII. Cleopatra’nın sarayına ait olduğu düşünülen kalıntılar da mevcut.
Fiberglas tünellerin Körfez’in Doğu kıyısının iç kesiminde yer alan bir binaya bağlanması da planlananlar arasında.
Proje, Mısır hükümeti tarafından değil, içerisinde Mısır’ın alt yapısına destekte bulunmuş birkaç Çin şirketinin de bulunduğu, özel işletmeler tarafından finanse edilecek.
Bu çeşit ve ölçekte bir sualtı müzesi, Çin’de Yangtze Nehri’nde bulunan küçük bir benzerinin haricinde, türünün ilk örneği olacak.
Eski Eserler Bakanlığı Sualtı Faaliyetleri Departmanı Başkanı Mohammed Abd El-Maguid, “Sualtı dünyası çok gizemli ve sualtı arkeolojisi de aynı derecede gizemli; bu nedenle elimizde bir araya gelerek büyümüş bir gizem var.” diyor. “Bu proje ile, burada bulunanlara dikkat çekmeye, onları en iyi şekilde korumaya, herkes için ulaşılabilir yapmaya ve tarih kitaplarına yeni bölümler eklemeye çalışıyoruz.” dedi.
____________________________________________________________________________
archdaily
You must be logged in to post a comment Login