Uzmanlar, meyve tüketiminin ilk fosil kanıtlarını buldular. Bilinen en eski meyve yiyici, 120 milyon yıl önce yaşayan Jeholornis adlı bir kuştu.
Tukanlardan meyve yarasalarına, yeleli kurtlardan insanlara kadar yüzlerce hayvan meyve yiyor. Ancak meyve veren bitkilerin çoğu, Dünya tarihinde nispeten yakın bir tarihte evrimleşmiş ve ilk kez dinozorların son dönemi olan Kretase’de ortaya çıkmıştı.
Yeni bir çalışmada bilim insanları, fosil kuşların kafatası şekillerini ve mide içeriklerini karşılaştırarak meyve tüketiminin ilk fosil kanıtlarını buldular. Sonuç: Bilinen en eski meyve yiyici, 120 milyon yıl önce yaşayan Jeholornis adlı erken bir kuştu ve kendisi bugün dünyaya hakim olan bitkilerin yayılmasına katkıda bulunmuş olabilir.
(İlgili: 380 Milyon Yıllık, Bilinen En Eski Kalp Keşfedildi)
Yeni makalenin ortak yazarı Jingmai O’Connor, “Bu, herhangi bir hayvanda meyve yemenin en eski kanıtı.” diyor. “Meyveler, herkesin bildiği inanılmaz bir kaynak ve onları üreten bitkiler her yerde. Fakat her zaman bu kadar yaygın değillerdi. Kuşların bu kaynaktan nasıl ve ne zaman yararlanmaya başladıklarına dair keşif, bu tür bitkilerin bugün neden bu kadar baskın olduğunu açıklamaya yardımcı olabilir.”
Oxford Üniversitesi’nde araştırmacı ve çalışmanın ilk yazarı olan Han Hu, “Kuşlar bugün önemli meyve tüketicileri ve tohumların dağılmasında önemli roller oynuyorlar. Ancak şimdiye kadar erken dönem kuşların meyve tükettiğine dair doğrudan bir kanıt bulunmamıştı. Bu durum, önemli bitki-hayvan etkileşiminin kökenlerini anlamamızı engelliyordu.” diyor.
Kuşların üst grubu, bugün yaşayan grup Neornithler ve onların doğrudan atalarıdır. Ancak diğer kuşlar on milyonlarca yıl önce evrimleşmeye başladı; Bilinen en ilkel ikinci kuş, Jeholornis adında uzun kuyruklu kuzgun büyüklüğünde bir yaratıktı. İlk Jeholornis ile ilk T. rex arasındaki süre, son T. rex ile modern insanı ayıran süre ile eşit.
O’Connor, “2002’de açıklanan ilk Jeholornis fosili, etrafa saçılmış tüm bu bitki kalıntılarına sahipti, bu kalıntılar mide boşluğundan patlamış gibi görünüyorlardı.” diyor. “İncelenen mide içeriğinde yer alanlar yüzeysel bir şekilde tohum olarak tanımlandı, bu yüzden insanlar Jeholornis’in tohum yediğini savundu. Ardından 17 yıl sonra, diğer bilim insanları bu hayvanın sadece tohumları değil, bütün meyveleri yediğini öne sürdüler. Tohumlar daha sert oldukları için korunmuştu. Bu çalışmada, sadece tohumla mı beslendiğini yoksa meyve mi yediğini anlamak istedik.”
Hu, “Bu iki hipotezi netleştirmek önemli, çünkü meyve tüketimi birlikte evrimsel mutualizm (karşılıklılık) ile sonuçlanabilir, oysa tohum tüketimi bunu sağlamaz.” diyor. Bu durum şu şekilde açıklanıyor; meyve yemek ve ezilmemiş tohumları dışarı atmak, bitkilerin yayılmasına ve evrimleşmesine yardımcı olabilir, ancak tohumlar ezilip sindirilirse, bu bitkilere yardımcı olmaz.
Bu gizemi çözmek için Hu’nun Çin’in Shandong Tianyu Doğa Müzesi’ndeki düzinelerce Jeholornis örneğini incelemesi gerekiyordu. En iyi korunmuş kafatasına sahip olanı seçti ve onu Avustralya Nükleer Bilim ve Teknoloji Örgütü’nde (ANSTO) taradı.
Taramalar, Jeholornis’in kafatasının modern bir kuştan çok bir dinozora benzeyen birçok özelliğe sahip olduğunu ortaya koydu (modern kuşlar, hayatta kalan tek dinozor grubudur). Bununla birlikte, kafatasının ağzında ve gagasında, modern kuşlarda bulunan küçülmüş dişler gibi bazı özellikler vardı – bu özellikler potansiyel olarak meyve içeren “modern” bir diyete işaret ediyor olabilir.
Jeholornis’in bu yeniden yapılandırılmış kafatasını, tohumları öğüten türler de dahil olmak üzere modern kuşların kafataslarıyla özellikle de çeneleriyle karşılaştırdıktan sonra; tohumları kıran türler, meyveleri yiyen ve tohumları bütün bırakan türler ortaya çıktı. Analizler tohum çatlamasını değerlendirmenin dışında bıraktı.
Ancak O’Connor, “Aslında sadece çene şeklinden kaynaklı farklı diyetler söz konusu denilemez. Ancak fosillerin diğer kısımları da ek ipuçları sağlayabilir. Tohum yiyen kuşların mide değirmeni, kursağı vardır. Yiyeceklerini ezmelerine yardımcı olmak için taş yutarlar.” diyor.
Jeholornis’in bazı örnekleri, kursak taşlarınyla, bazıları da bağırsaklarda korunmuş tohumlar olarak bulundu. Ama hiç kimse aynı anda hem kursak taşları, hem de tohumları olan bir Jerholornis bulamadı. Dahası, Jeholornis’in mide boşluklarında bulunan tohumlar ezilmiş değil, bütündü.
Bu bulgular, Jeholonis’in yılın farklı zamanlarında farklı yiyecekler yediğini gösteriyor. Meyveler mevcut olduğunda, bütün meyveleri, tohumları yemiş ve ardından ezilmemiş tohumları dışkılıyor olmalıydı. Meyve mevsiminde olmadığında, farklı ve daha sert bir şey yiyor ve onları ezmek için bir kursağa güveniyordu. Midelerinde bütün halde tohum bulunan Jeholornis örneklerinin, meyve mevsiminde ölmüş olma ihtimalleri var.
Bu mevsimsel diyet, birçok modern kuşta bulunan bir özellik ile uyumlu. O’Connor, “Kuşlar, belirli bir mevsimde diyetleri ne olursa olsun uyum sağlamak için sindirim sistemlerinin oranlarını büyük ölçüde değiştirebilir. Bu, dinozorlardaki esnekliğin ilk kanıtı.” diyor.
Jeholornis sadece bilinen ilk meyve yiyici olmakla kalmadı, aynı zamanda bilim insanlarına kuşların meyve üreten bitkilerin evrimleşmesine nasıl yardımcı olduklarına dair bir bakış açısı kazandırdı.
Hu, “Kuşlar, en erken evrimsel aşamaları sırasında tohumların yayılımı için çalışmış olabilir. Son derece hareketli tohum dağıtıcılar olarak, meyve ile beslenen erken kuşlar, bu nedenle, anjiyosperm bitkilerin dünyayı ele geçirmeye başladığı Kretase Karasal Devrimi sırasında kuş-bitki etkileşimlerinin potansiyel bir rolünü gösterebilir.” diyor.
Ana bitkiden uzakta meyve yiyen ve tohumlarını dışkılayan kuşlar, meyve veren bitkilerin yayılmasına yardımcı olacaktı; bu model Jeholornis gibi kuşlarla başlamış olabilir.
Jeholornis’in meyve yemesi, uçarken dengede durmak için dümen gibi çalışabilecek uzun bir kuyruk da dahil olmak üzere, uçmasına yardımcı olacak özellikleriyle de örtüşüyor. Bir meyve diyeti, Jeholornis’in uçmakta daha iyi olması için evrimsel bir baskı oluşturmuş olabilir. Sonsuza kadar bir ağaçta oturup meyvelerini yiyemezsiniz, etrafta dolaşabilmeniz ve bu kaynakları uçarak ve nerede olduklarını görerek tanımlayabilmeniz gerekir.” diyor O’Connor.
Hu, “Araştırmamızın kuş ekolojisi, besleyici etkileşimler ve Kretase Karasal Devrimi ile ilgilenen paleontologlar, çevrebilimciler, zoologlar ve botanikçilerin araştırmalarına ilham vermesini umuyorum.” diyor.
Field Museum. 16 Ağustos 2022.
Makale: Hu, H., Wang, Y., McDonald, P. G., Wroe, S., O’Connor, J. K., Bjarnason, A., … & Benson, R. B. (2022). Earliest evidence for fruit consumption and potential seed dispersal by birds. Elife, 11, e74751.
You must be logged in to post a comment Login