Metropolis Antik Kenti’nde 1900 Yıllık Tuğla Tonoz Yapısı Ortaya Çıktı

İzmir’in Torbalı ilçesinde yer alan Metropolis Antik Kenti’nde oldukça iyi derecede korunmuş 1900 yıllık tuğla tonoz yapısı bulundu.

İzmir Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, hamam-palaestra kompleksine ait bu yapının, 1900 yıllık olduğu belirtildi. Antik hamamın caldarium (sıcak su banyosunun yapıldığı yer) bölümünde yer alan havuzlara sıcak su servisinin gerçekleştirildiği yer olduğu tahmin edilen yapının, inşa tekniği açısından Efes’teki Vedius Gymnasiumu ile birbirine benzemesi, her iki yapının da aynı usta ekibi tarafından inşa edildiğinin göstergesi sayılabilir.

Manisa Celal Bayar Üniversitesi öğretim üyesi ve Metropolis Antik Kenti kazı başkanı Doç. Dr. Serdar Aybek, oldukça iyi korunmuş tuğla tonozlu servis koridorlarından biri olan bu mekanın tamamen ayakta olmasının arkeoloji adına çok önemli olduğunu söyledi.

Efes Antik Kenti’nde ve Metropolis’te aynı usta ekibi çalışmış

Aybek bulunan yapı ile ilgili olarak şu bilgileri verdi:

“2013 yılı kazı sezonunun sonlarında başlanan servis koridoru çalışmaları büyük oranda tamamlanmıştır. Metropolis’deki tuğla tonozlu bu yapının çok benzer ve daha büyük ölçekli bir örneğini Efes Antik Kenti’nde görmekteyiz. İnşa tekniği ve iki kent arasındaki mesafenin kısa olmasının yanı sıra, her iki yapının da Antoninus Pius Hanedanlığı Dönemi’nde inşa edilmiş olduğu göz önünde bulundurulduğunda, aynı mimar veya usta ekibinin her iki yapıda da çalışmış olduğunu düşünebiliriz. Bu benzerliği hem yapının işçiliğinde, hem de çok geniş bir alana yayılmış olan, geometrik desenli mozaiklerin işçiliğinde görebilmek mümkündür. Ancak bu savımızı destekleyebilecek herhangi bir epigrafik buluntuya henüz rastlayabilmiş değiliz.”

Hamamlar bir sosyalleşme alanlarıydı

Doç. Dr., Aybek, hamam kazıları ile ilgi olarak ise şunları söyledi:

“MS. 2. yüzyılda, Roma imparatorlarından Antoninus Pius zamanında, hamam genişletilmiştir. Genişletme esnasında eklenen ve değiştirilen yeni bölümler sadece yıkanma ile ilgili değil, yeme-içme faaliyetlerinin de gerçekleştirildiği büyük salonlardır. Halk burada yıkanma ihtiyaçlarının yanında bütün günü geçirebilecek aktivitelerde bulunabiliyordu. Bir bakıma bu hamam yapılarını, halk için birer sosyalleşme alanı, cazibe merkezi gibi düşünmek gerekir.”

DHA