Mekaniğin ve Estetiğin Buluştuğu Yer: Sütun Başlığı

Tapınak mimarisinin vazgeçilmez taşıyıcı elemanlarından biri olarak görülen sütun başlığı, tarih içerisinde nasıl bir gelişim gösterdi?

Sütun başlığı, arşitrav ve friz gibi yapısal unsurların sayısal yoğunluğu, bulunduğu bölge veya kentte inşa edilen yapılarla doğru orantılı olarak görülüyor. Böylelikle mimari plastiklerdeki ayrıntılı işçilik ve kalite, dönemin ve banilerin gücüne dair çıkarımlar yapılmasına olanak sağlıyor. 

İşlevsel olarak bir sütun başlığını ele alırsak, üzerindeki yapı yükünü sütun gövdesine emniyetli bir şekilde aktardığı görülür. Bu sebeple, geniş olan üst yüzeyi kare, sütun gövdesine birleşecek olan daha dar kesitli alt yüzeyi ise dar şekillidir.

Erken Dönem Yunan mimarisinde henüz taş işçiliğinin gelişmemiş olması sebebiyle yapıların ahşap malzemeden yapıldığı görülüyor. Sonraki dönemlerde ise Yunan dünyası Mısır’dan taş işçiliğini öğrendi ve bu yeni keşfi ustalıkla geliştirdi.

Yunan mimarisinin bu yeni keşfi ile beraber son derece dayanıklı olarak inşa edilen yapılar, kütlesel olarak daha ağır olduklarından bu ağırlığı taşıyabilecek sağlam sütunlara ihtiyaç duydu. 

İlk acemilik dönemleri için yapının yükünü taşıyabilecek süslemeden uzak ve kaba yontu Dor Düzeni’nde sütun başlıkları kullanıldı.

Taş işçiliğinin ve mekanik bilginin gelişmesiyle beraber işlevin yanında estetiğe de önem verilmeye başlandı. Böylelikle daha süslemeci bir tarza sahip, İon Düzeni ortaya çıktı.

Artık Roma döneminde, çatı ağırlığı gibi mekanik sorunların çözüme kavuşmuş olmasıyla beraber daha süslemeci, görkemli ve karmaşık bir düzen olan Korinth Düzeni benimsendi.

Dor düzeni

Dorların Yunanistan’a geldikten sonra geliştirdikleri dor düzeninde sütunun, kaidesiz olarak doğrudan zemin yüzeyine oturduğu görülür. Aşağıdan yukarıya doğru incelen sütun bir ağaç gövdesini, gövdede bulunan yivler ise kabuğu soyulmuş bir ağaç yüzeyini anımsatır. Dor nizamdaki bir sütun başlığı, biçim olarak çanak şeklinde yuvarlak bir yastık ve üzerinde yer alan abakustan meydana gelir.

Antik Yunan mimarlığının ilk üslubu olan bu düzen, Dor kavimlerine bağlandığı için bu şekilde isimlendiriliyor. 

İon düzeni

Anadolu’nun batı ve güney kıyılarında ortaya çıktı ve bu bölgede gelişim gösterdi. İon düzeninde temel olarak, doğudan alınan zengin bezemelerin belli bir kurala bağlı kalmaksızın mimari elemanlar üzerine uygulanması esaslı. 

İon Düzeni, yayıldığı bölgelere göre yenilikler göstererek gelişti.

İon Düzeni kesin kuralları olmamasından dolayı, Dor düzeniyle karşılaştırıldığında saf bir klasik düzene sahip olarak görülmez. İon nizamı daha ince, zarif ve dekoratifti. Bu nizamda inşa edilen tapınaklar, incelik ve yüksekliği nedeniyle Dor nizamının tam aksi olarak görülür. 

Önden bakıldığında sütun başlıklarının iki yanında, volt olarak isimlendirilen helezonik iki kıvrım görülür. Bu iki kıvrım arasında kalan alan ise zarif motifler ile doldurulur. 

Korint düzeni

Birbiri ardına gelen her düzen ondan bir öncekinin bazı ayrıntılarının değiştirilmesi ile oluşturuluyordu.

İon düzenin bazı ayrıntılarının değiştirilmesi ile oluşturulan bu düzende, temel olarak volütlerin başlığının alt bölümünden çıkan akanthus (akn : üç, antos: çiçek) yapraklarının olmasıdır. 

Dünyanın ilk mimari ders kitabı olarak görülen ‘De Architectura’da, Vitruvius’un şöyle bir anlatısı yer alır. 

“Korinth’de birbirini seven iki genç vardır. Kader onları günün birinde genç yaşta ayırır. Delikanlının sevgilisi aniden ölür. Her gün sevgilisinin mezarını ziyarete giden delikanlı, bir gün sevgilisinin mezarı üzerine bir sepet içinde çeşitli yiyecekler ve çiçekler bırakmak ister. Bunların yağmurdan ıslanmaması ve zarar görmemesi içinde sepetin üzerini bir kiremit parçasıyla kapatır. Zamanla mezar üzerinde biten akanthus yaprakları sepeti dıştan sarmaya başlar. Yine yağmurlu bir ilkbahar gününde buradan geçen Callimakhus, mezarın üzerinde gördüğü sahneden fazlasıyla etkilenir. Tanrının kendisine verdiği ilhamla, Korinth başlığını oluşturur.”

Atina’da bulunan Zeus Tapınağı, Korint nizamda yapılmış sütun başlıkları ile ünlü ve en iyi örnekler olarak kabul görülüyor. 


Kaynakça

Turani, Adnan: Sanat Terimleri Sözlüğü 

Hasol, Doğan: Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü.

İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi bölümü mezunu. Aynı okul ve aynı bölümde yüksek lisans için hazırlanıyor.

You must be logged in to post a comment Login