Dresden Kraliyet Kütüphanesinde yer alan bir Maya yazıtına göre, MS. 10. yüzyılda oldukça detaylı bir şekilde Venüs gezegenin döngüsü incelenip kayıt tutuluyordu. Oldukça zahmetli ve uzun süren bu incelemeler aynı zamanda Maya takviminde oluşan sapmaların düzeltilmesi için de kullanılıyordu.
Dresden Kraliyet Kütüphanesinde yer alan ve Dresden Kodeksi olarak adlandırılan Maya yazıtı, çift taraflı 39 sayfadan oluşuyor. Kodeksin günümüze ulaşma hikayesi ise ilginç. Yazıtın Yucatan Yarımadası’ndan Almanya’da bulunan Dresden’e nasıl geldiği bilinmiyor. Eser 1730’larda kütüphaneye geldikten sonra bir süre üzerinde herhangi bir çalışma yapılmadı. 1800’lerin sonunda daha önce Maya kültürü ve tarihi ile ilgili hiçbir çalışması olmayan Alman matematikçi Ernst Förstemann yazıtın 24.sayfasında yer alan tablodaki numaraları inceledi ve Venüs gezegenin hareketleri ile ilişkili olduğunu fark etti.
Daha sonra, 1920’lerde kimya mühendisi John Teeple numaraları daha dikkatli incelediğinde tablonun sadece Venüs gezegeninin hareketleri ile ilişkili olmadığını fark etti. Mayalar bu ölçümlerle takvimlerinde Venüs’ün düzensiz döngüsü sebebiyle oluşan sapmaları gelişmiş bir teknikle engelliyordu.
Ancak tablo sayfadaki tek bilgi değildi. Bu kayıtların etrafında Maya hiyeroglifleri ile yazılmış metinler de yer alıyordu. Förstemann ve Teeple’ın incelemelerini yaptıkları dönemde Maya hiyeroglifleri tam olarak çözülememişti. Bu nedenle tablonun etrafında yazılanlar okunamıyor ve tablo ile ilişkisi çözülemiyordu. Son araştırmalar bu metinlerin ışığında gerçekleştirildi.
Metne göre Mayaların dini törenlerinin tarihini belirleyebilmek için Venüs’ün hareketlerini düzenli olarak ölçüyorlardı. Maya takviminde Venüs’ün farklı evrelerine denk gelen çok sayıda dini ritüel yer alıyor. Venüs Tablosunda yer alan kayıtlar, yapılan ölçüm ve düzenlemelerin dini ritüellerin tarihlerinde önemli sapmaları engellediğini gösteriyor. Bu kayıtlara göre Venüs’ün hareketlerinden, daha önceki döngüler hesaplanarak gerçekleşecek sapmalar belirleniyordu.
Tablo ve metinde yer alan bilgiler bu gelişmiş tekniğe dair gözlemlerin ne zaman yapıldığını da ortaya koyuyor. Gözlemin, 25 yıllık bir süreçte 10. yüzyılın ilk yarısında yapıldığı tespit edilmiş. Bu tarih de Mezoamerika Son Klasik Çağına denk geliyor.
Araştırmacıların Maya Kopernik’i olarak adlandırdığı bu isimsiz yıldız gözlemcisinin Chichen Itza’daki El Caracol (salyangoz) gözlem evinde yıllarca gözlem yaptığını tahmin ediyor. Gözlemcinin bu göreve K’ak’ U Pakal K’awiil tarafından getirildiği düşünülüyor.
Ayrıca, Venüs tablosunun antik Maya medeniyetlerinden biri olan Copan’da bulunan bir yazıtta yer alan ölçümlerle uyuştuğu da belirtiliyor. Copan Yazıtı, Dresden Kodeksinden yaklaşık 200 yıl önce yazılmış bir metindir. Bu iki yazıt Mayaların gelecek nesillerin incelemesi için astronomik kayıtlar tuttuğunu göstermesi açısından da oldukça dikkat çekicidir.
Maya Klasik Çağında (MS. 300-1000) Copan, Palenque ve Tikal kültürlerinde Venüs gezegeni pek de ilgi görmüyordu. Sonraki yıllarda Aztek kültüründe Venüs ile bağlantılı olan tanrı Quetzalcatl’a çok benzeyen bir figür Maya kültüründe Kukulan olarak yer almaya başladı. Tüylü bir yılan olan Kukulan, Venüs gezegeni ile bağlantısından dolayı Mayalarda 10. yüzyılda artışa geçen Venüs gözlemlerinin sebebi olarak gösteriliyor.
Live Science. 22 Ağustos 2016.
You must be logged in to post a comment Login