Araştırmacılar, Maya takvimi ve bu takvimin özellikle de tutulmaları öngörebilme yeteneği hakkında yeni bilgiler elde etti.

Diğer gelişmiş antik uygarlıklar gibi Mayalar da uğurlu işaretler ve ilahi cezalar için gökyüzünü izliyordu; ancak onların takvimi bizim alıştıklarımızdan epey farklı ve bu da kullanımını modern arkeologlar için kalıcı bir gizem hâline getiriyor.
Maya astrolojik/ritüel takvimi 260 gündü ve bireylerin kaderlerini “okumak” için kullanılıyordu. Dresden Kodeksi’nde 405 Yeni Ay içeren bir tablo bulunuyor; bu sayı, neredeyse tam olarak bu 260 günlük döngülerden 46’sına karşılık geliyor; dolayısıyla Dolunay ya da Yeni Ay’ın gerçekleşmesini bir güne kadar hata payıyla öngörebiliyorlardı.
Tutulmalar ya Dolunayda (Ay Tutulması) ya da Yeni Ay’da (Güneş tutulması) meydana gelir; fakat yalnızca Dünya, Ay ve Güneş ay düğümlerinde hizalandığında. Ay’ın Dünya çevresindeki yörüngesi, Dünya’nın Güneş çevresindeki yörüngesine göre eğik olduğundan, üç gök cismi ancak düğümlerin yakınında kabaca aynı doğru üzerinde yer alır ve o zaman bir tutulma yaşanabilir.
(İlgili: Maya Takvimi Düşünülenden Çok Önce Ortaya Çıktı)
Bu 260 günlük takvim yalnızca Ay evrelerini değil, dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelebilecek tutulmaları da öngörmeye imkân tanıyordu. Ay tutulmaları aynı anda rekor sayıda kişi tarafından görülebilirken, Güneş tutulmaları bazen yalnızca çok az kişinin görebileceği yerlerde gerçekleşir.
Ancak bir sorun ortaya çıkıyor: Eğer Ay takvimi tablosunu olduğu gibi alırsanız, birkaç döngü sonra tutulma öngörü kabiliyeti giderek bozulur. Fakat “gün sayıcıları” (Maya takvimi uzmanları), belirli aralıklarda Ay takvimi tablosunu yeniden ayarlamayı öğrenmişlerdi.
“Şunu fark ettim: Tabloda Dünya, Ay ve Güneş’in tam hizalanmasına—yani bir tutulma tarihine—en yakın iki nokta vardı. Bunlardan biri 358 ayda ve hatası günün çok küçük bir kesri kadardı. Diğeri ise 223 ayda ve hatası yaklaşık dört kat daha büyüktü” diyor başyazar Prof. John Justeson.

358 ve 223 kulağa rastgele iki sayı gibi gelse de öyle değil. Her ikisi de tutulma döngülerini temsil ediyor. Inex döngüsü 358 sinodik ay, saros döngüsü ise 223 sinodik ay sürer. Ay takvimini bu iki özel noktayı kullanarak “sıfırlamak”, öngörülerin yüzlerce yıl boyunca doğru kalmasını sağlıyordu.
Araştırmacılar, takvimin büyük olasılıkla MS 1083 ila 1116 ya da 1116 ila 1140 yılları için tasarlandığını öne sürüyor; bu da onun, son yıllarda Meksika üzerinden geçen iki tutulma dâhil olmak üzere günümüze dek tüm tutulmaları öngörmekte işe yaramış olabileceği anlamına geliyor.
IFL Science. 22 Ekim 2025.
Makale: John Justeson, Justin Lowry. (2025). The design and reconstructible history of the Mayan eclipse table of the Dresden Codex. Sci. Adv. 11.
You must be logged in to post a comment Login