Dünyanın çeşitli yerlerindeki mağara duvarlarına yapılan onbinlerce yıllık el şablonlarında neden bazı parmaklar eksik? Araştırmaya göre bunun dehşet verici bir açıklaması olabilir.
Dünyanın çeşitli yerlerindeki onbinlerce yıllık mağara resimlerinde el şablonları sürekli olarak görülüyor. Yine de, Fransa ve İspanya’nın Paleolitik sakinleri tarafından dekore edilmiş bazı mağaralarda, merak edilen bir şey gözlemleniyor: Bu el şablonlarının çok yüksek bir kısmında bazı parmaklar eksik.
Bu durum, uzun yıllar boyunca yoğun tartışma konusu oldu. Bu parmaklar nasıl eksilmişti? İnsanlar olarak ağırlıklı olarak ellerimize bel bağladığımız için, pek çok kişinin yanlışlıkla parmaklarını kaybetmesi olağandışı bir şekilde dikkatsizce gözüküyor.
Bu yüzden birçok arkeolog, eksik parmakların kasıtlı olarak yapıldığı sonucuna vardı. Ancak nasıl ve neden olduğu konusunu çözmek oldukça zor. Bazı arkeologlar, sanatçıların sadece parmaklarını aşağı doğru katladığını veya şablonun bazı kısımlarını boyadıklarını iddia ediyor.
(Tarih Öncesi El Şablonlarından Cinsiyet Tespit Edilebildi)
Diğerleri ise, bu bölgelerde yaşayan insanların, dehşet verici bir uygulamayla meşgul olduğunu iddia ediyor: kendi parmaklarını kesmek. İlk başta çılgınca geliyor, ancak ihtimal vermekte fayda var. Yeni bir araştırma, kanıtlarını tartışmanın “parmak kesimi” tarafına ekledi.
Arkeolog Mark Collard, “Parmak kesimi yakın geçmişte birçok bölgede oldukça yaygın bir davranıştı.” diyor.
“Mevcut veriler, bazı Üst Paleolitik insanların dini kurban amacıyla parmak kesimi yaptıkları hipotezine oldukça uygun görünüyor.”
Araştırma ekibinin sonuca varmak için ortaya çıkardığı birkaç kanıt var. Birincisi, bir avuç mağaraya kaydedilmiş şeffaf sayılar (izole edilmiş örnekler başka yerlerde de bulunabilir).
Fransa’daki Gargas Mağarası’nda, 45-50 farklı kişi tarafından yapılmış 231 el şablonu bulundu. Bu el şablonlarından 114 tanesinin bir ya da daha fazla parmağı eksikti.
Yine Fransa’daki Cosquer Mağarası’nda, 49 el şablonundan 28 tanesinin eksik parmakları vardı. Ek olarak, İspanya’daki Maltravieso’da, 71 el şablonundan 61 tanesinde eksik parmaklar vardı.
(Tarih Öncesi Dönemden 11 Mağara Sanatı)
Ayrıca parmağı eksik olan insanların resimler yaptığına dair de kanıtlar var. 1976 yılında arkeolog C. Barrière’in belirttiğine göre, Gargas Mağarası’nda sertleşmiş çamurda insan uzuvlarının izleri vardı ve bunlardan bazılarında belirgin olarak parmaklar eksikti. Çamurda bırakılmış bu izlerin, mağara duvarlarına yapılan el şablonlarıyla aynı döneme ait olduğu düşünülüyor.
Üst Paleolitik dönemdeki bazı insanların parmaklarını ya da parmaklarının bir kısmını, kangren ya da başka travmatik sebeplerle kaybetmiş olması mümkün, hatta büyük bir ihtimal. Ancak el şablonlarının çoğunda birden fazla parmak eksik. Hatta bazılarında dört parmak birden eksik.
Araştırmacıların odaklandığı nokta da tam olarak bu. Araştırmacılar, İnsan İlişkileri Alanı Dosyalarını (küresel bir insan etnografyası veri tabanı) incelediler ve Afrika, Avrasya, Okyanusya ve Amerika kıtalarında, ritüelistik olarak parmak kesme işlemi yapan dünya çapında 121 modern toplum buldular. Sonuçlar, bunun yok olma sürecinde olmasına rağmen gerçek ve yaygın bir uygulama olduğunu gösteriyordu.
Collard, “Oldukça şok ediciydi. Uygulamayı hayal bile edemediğim, zarar verici bir uygulama gibi görünüyor. Ancak bunu uygulayan grupları bulmaya devam ettik.” diyor.
Bunun yapılma nedeni ise çeşitlilik gösteriyordu. Bazı kültürlerde sevilen birinin kaybıyla ilişkili aşırı üzüntü ifadesi olarak uygulanırken, bazılarında ise bazı Aborjin Avustralya gruplarının balıkçıları gibi kimlik belirtisi için kullanıyordu. Bu gruplardan bazılarında parmak kesimi evlilik belirtisi veya bir ceza biçimi olarak da kullanılabiliyordu.
(Resmileşti: Neandertaller Mağara Resmi Yapıyordu)
Ya da ritüel kurban biçiminde uygulanıyordu. Araştırmacılar, Üst Paleolitik insanların neden kendi parmaklarını kestiklerinin en olası açıklaması olarak, onları bir tanrıya ya da doğaüstü güce ulaştırdıklarına inandıklarını düşünüyor.
Bu, travmatik dini ritüellerin kişilerarası bağları güçlendirdiği göstermesi, grup dinamikleri hakkında da bize bir şeyler söyleyebilir.
Ancak herkes bu araştırmaya ikna olmuş değil.
Araştırmada alıntı yapılan arkeolog Ian Gilligan, “İnceledikleri etnografik vakaların hiçbiri, buz çağı el şablonlarında görülen ayırt edici örüntüyle eşleşmiyordu; yani, beşinci, dördüncü ve üçüncü parmakların düzenli kısaltılması ve başparmağın olduğu gibi bırakılması.” diyor.
“Öte yandan, bu model tam olarak kangren ile eşleşiyor. Bu model, parmakların donmaya karşı farklı duyarlılığına karşılık geliyor ve başparmak genellikle bundan etkilenmiyor.”
Ve Durham Üniversitesindeki arkeologlar, bu yapının kasıtlı olarak kesilmesinin intiharla eşdeğer olabileceğine inanıyor ve bu yüzden kişilerarası ilişkilerdeki kazancın, bu riske değmeyeceğini söylüyor. Bu arkeologlar, parmakların eğildiğini ya da sembolik bir iletişim biçimi olarak boyanmış olduğunu öne sürüyor.
Ve Chicago Üniversitesi’nden Dale Guthrie, mağarada çocukların şakalaştığını düşünüyor.
Ancak araştırma ekibi, parmak kesme işleminin kesinlikle meydana geldiğini iddia etmiyor. Makale, bir olasılığın araştırılması ve kesin bir cevap değil. Hatta aslında bu konuda asla kesin bir cevap alamayabiliriz.
Araştırmacılar, “Parmak kesim hipotezini destekleme durumu hava geçirmez değil. Hipotezin ileri tetkik amaçları için doğruymuş gibi muamele edilmesini gerektirecek kadar güçlü olduğu kanaatindeyiz ve burada bildirilen çalışmada yaptığımız şey budur.” diyor.
Sciencealert. 3 Aralık 2018.
Makale: McCauley, B., Maxwell, D., & Collard, M. (2018). A Cross-cultural Perspective on Upper Palaeolithic Hand Images with Missing Phalanges. Journal of Paleolithic Archaeology, 1-20.
You must be logged in to post a comment Login