Küresel Ekonomi Çok Daha Önce Ortaya Çıktı

Uluslararası bir ekip, enerji tüketimini ölçüt alarak, antik medeniyetlerin geçmişte düşünüldüğünden çok daha önce küreselleşmeye dair faaliyetlerde bulunduğunu saptadı, bu da entegre bir küresel ekonominin yeni bir şey olmadığını, çağlar boyunca toplumlara fayda sağladığını gösteriyor.

Chemamuller, Mapuche cenaze heykelleri. C: Şili Kolomb Öncesi Sanatı Müzesi

Belirli bir bölge veya kültüre odaklanmak yerine, insan toplumlarını daha geniş ve daha uzun bir kapsamda incelemek için radyonkarbon testi kullanılıyor oluşu, bu arkeolojik araştırmayı kendi alanında bir ilk kılıyor.

Merkez Florida Üniversitesi Siyasal Bilimler Bölümü’nden doçent Jacopo A. Baggio’nun eş yazarı olduğu araştırmanın sonucunda elde edilen bulgular Preceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlandı.

Araştırma ekibinde Utah Eyalet Üniversitesi’nden arkeoloji doçenti Jacob Freeman ve Wyoming Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nde yardımcı araştırmacı bilim insanı Erick Robinson da yer alıyor.

(3200 Yıl Önce Yaşanan Küresel Ekonomik Çöküş ve Troya’nın Düşüşü)

Araştırmacılar, toplumların ani yükseliş ve düşüş dönemlerini sıklıkla eş zamanlı olarak yaşadığını saptadı.
Yaklaşık 10.000 ila 400 yıl öncesine kadar uzanan bir dönem, diğer bir deyişle Holosen çağın büyük bir bölümünü kapsayan bir zaman dilimi, boyuncaki enerji tüketimini ölçmek için radyokarbon tarihleme ve tarihi kayıtlar kullanıldı.

Bulgular sonucunda, enerji tüketimi ne kadar fazlaysa, bir toplumun nüfusta, ayrıca siyasal ve ekonomik faaliyetlerde bir yükseliş yaşamış olmasının daha muhtemel olduğu saptandı.

İncelenen alanlar arasında ABD’nin batısı, Britanya Adaları, Avustralya ve Kuzey Şili yer alıyor.

Radyokarbon tarihleme tohumlar, hayvan kemikleri ve bu bölgelerdeki antik çöp yığınlarından alınan yanmış odunlar gibi organik maddelere uygulanıyor. Bu tarihleme yönteminde, organik maddenin yaşını saptamak için maddedeki karbon14 izotopunun radyoaktif bozunumu ölçülüyor.

Araştırmacıların elde ettiği bulgular erken küreselleşmenin bir toplumun, taşıma kapasitesi aşılmaya başlandığında, göç, ticaret ve uzaktaki diğer toplumlarla savaş aracılığıyla gelişmesi için bir strateji olarak kullanılmış olabileceğini gösteriyor.

Profesör Boggio, enerji tüketimini medeniyetleri incelemenin yolu olarak kullanan bir araştırmanın eş yazarı. Belirli bir bölge veya kültüre odaklanmak yerine, insan toplumlarını daha geniş ve daha uzun bir kapsamda incelemek için radyon karbon testi kullanılıyor oluşu bu arkeolojik araştırmayı kendi alanında bir ilk kılıyor. C: Merkez Florida Üniversitesi, Karen Norum

Aynı zamanda, Merkez Florida Üniversitesi’nin Ulusal Entegre Kıyı Araştırmaları ve Sürdürülebilir Kıyı Sistemleri Merkezi’nin bir üyesi olan Baggio, toplumların uzun vadedeki direncini, diğer bir deyişle bir felaketi atlatma becerisini, incelemenin özellikle önemli olduğunu ve radyokarbon tarihlemenin bunun için faydalı bir araç sağladığını belirtiyor.

Baggio konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Direnç, doğası itibariyle dinamiktir” diyor. “Dolayısıyla, direnci kısa bir zaman aralığında kavramak oldukça zordur. Araştırmada, uzun vadeli eğilimleri inceleme, yükseliş ve düşüşlerin ne olduğunu öğrenme ve toplumların bunlara nasıl tepki verip adaptasyon sağladığını görme fırsatımız oldu. Bunun günümüz toplumları için bir ders niteliğinde olacağını umuyoruz.”

(Anadolu’da Vergi Kaçakçılığı, Rüşvet ve Faiz 4000 Yıldır Var)

Toplumlardaki iniş ve çıkışların medeniyetin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirten Baggio, “Elimizdeki bilgi 400 yıl öncesinde duruyor, bu noktada organik ekonomilerden fosil yakıta dayalı ekonomilere doğru devasa bir değişim gerçekleşmiş. Ancak, toplumlarımızdaki dayanışma göz önüne alındığında benzer senkronizasyon eğilimlerinin günümüzde de devam ettiği görülüyor” diyor.

Freeman ise bu yeni çalışmanın, küreselleşme olarak da bilinen, toplumların ilişkiler kurma ve bağımsızlaşma süreçlerinin bin yıl önceki insan toplumları için de önemli bir rol oynadığını söylüyor.

“Her kültür eşsiz olsaydı, enerji tüketimine dair kayıtlarda herhangi bir eşzamanlılık veya uyum göremezdik.”

Robinson’a göre Kültürleri yalnızca belirli zaman kapsamlarında değil uzun zaman dilimlerinde incelemek gerekiyor.

“Resmin tümünü görebilmek için farklı uzamsal ve zamansal kapsamlar arasında gidip gelmeliyiz.”

“Daha geniş bir perspektif benimsediğimizde, kültürel farklılıklarımız ne olursa olsun, hala diğerleriyle dayanışma içindeyizdir.”

(Geçmişten Günümüze Para)

“Karşılıklı bağlılık toplumlar için avantaj sağlasa da bunun olumsuz yanları da olabilir.”

Robinson durumu, “Birbirimize ne kadar sıkıca bağlı ve dayanışma içinde olursak, diğer bir ülkede yaşanan ve bizim ülkemize yayılan toplumsal veya ekolojik bir krize karşı o kadar zayıf hale geliriz. Ne kadar senkronize olursak, diğer bir deyişle yumurtalarımızı aynı sepete koyarsak, öngörülemeyen değişikliklerle o kadar başa çıkamaz duruma geliriz” diyerek açıklıyor.

“2007-2008 yıllarındaki ekonomik kriz buna iyi bir örnek.”


University of Central Florida. 17 Eylül 2018.

Makale: Freeman, J., Baggio, J. A., Robinson, E., Byers, D. A., Gayo, E., Finley, J. B., … & Anderies, J. M. (2018). Synchronization of energy consumption by human societies throughout the Holocene. Proceedings of the National Academy of Sciences, 115(40), 9962-9967.

Ege Üniversitesi Mütercim Tercümanlık bölümü mezunu. Arkeoloji ve özellikle sanat tarihini çok seviyor.

You must be logged in to post a comment Login