Kültür, Yalnızca İnsanlara Özgü Değil!

Araştırma, uzun zamandır kabul gören ve kültürün yalnızca insanlara özel olduğunu söyleyen düşüncelerin artık rafa kaldırıldığını belirtiyor.

Komşu bonobo toplulukları; farklılıklara dair ekolojik açıklamalar hariç tutulduğunda, birbirleriyle bitişik alanlarda yaşasalar ve büyük örtüşmelere sahip olsalar bile farklı av hayvanı tercihleri sergiliyor. Örneğin bu grup, üzerinde uzmanlaştıkları bir av hayvanı olan duikeri yakalamış. C: Liran Samuni and Kokolopori Bonobo Research Project

Birleşik Krallık’taki St. Andrews Üniversitesi’nden evrimsel ve gelişimsel psikolog Andrew Whiten; Science adlı dergide yayımlanan derleme makalesinde, böcekler ve balıklar da dahil olmak üzere birçok hayvan türünde kültürün varlığına dair kanıtları gözden geçiriyor. Çalışmasında, uzun zamandır kabul gören ve kültürün yalnızca insanlara özel olduğunu söyleyen düşüncelerin artık rafa kaldırıldığını belirtiyor.

Whiten; kültürü, bir gruptaki bir bireyden diğer bireye geçebilen ve daha sonra tüm gruba yayılan hayvan davranışları olarak tanımlıyor. Kültürün aynı zamanda nesiller boyunca aktarılabileceğini de not ediyor. Whiten, aynı zamanda insanlık tarihinin büyük bir kısmı süresince kültürün yalnızca insanlara özgü olduğunun düşünüldüğünü belirtiyor. Geçtiğimiz birkaç on yıl boyunca yapılan araştırmaların, bu kanının hiç de doğru olmadığını ortaya çıkardığına dikkatleri çekiyor.

(Zambiya’daki Şempanzeler Neden Olmaksızın Kulaklarına Çimen Sokmaya Başladı)

Yaptığı değerlendirmede Whiten; birbirlerinden yem arama rotalarını öğrenen balıklardan toz yeşili bir eşi diğerlerine tercih etmeyi öğrenebilen dişi meyve sineklerine kadar, diğer hayvanlarda görülen birçok kültür örneğinden bahsediyor. Kültüre dair çoğu kanıtın büyük insansı maymunlarda bulunduğunu belirtiyor: Örneğin bir dişi şempanze, süs eşyası olması amacıyla kulağına bir ot sapı takmıştı. Ondan hemen sonra gruptaki birçok birey de kendilerini bu modaya uyacak şekilde süslemeye başlamıştı.

Zambiya’daki bir doğal hayatı koruma alanında yaşayan dört şempanze grubundan birinde, fotoğrafta görülen Julie adlı şempanze, kulağına ot sapı sokmaya başladı. Kısa süre sonra diğerleri de bu ilginç ve görünüşe göre nedensiz modayı kopyalamaya başladı. Bu moda gittikçe yayılarak yalnızca bu grup içinde büyük bir çoğunluk (12 bireyin 8’i) tarafından takip edilen bir gelenek halini aldı. C: Edwin van Leeuwen

Whiten, hayvanlarda kültürün varlığına dair farkındalık arttıkça araştırmacıların da daha iyi çalışmalara olanak sağlayacak yeni aletler geliştirerek uyum sağladığını söylüyor. Örneğin yeni istatistiksel metodların davranışsal yeniliklere uygulanmasıyla, normalde ilk elden öğrenilmesi zor ya da imkansız olan sosyal ağlardaki -örn. balinalardaki- eğilimleri tespit etmek mümkün hale geldi. Whiten’a göre çalışma teknikleri geliştikçe alet kullanımı, göç, iletişim, sosyal gelenekler ve eş seçimi gibi yeni alanlarda kültürün varlığına dair daha fazla örnek keşfedilmeye başlandı. Bu tür araştırmalar, bilim insanlarının kültür hakkında bir şeyler öğrenmenin aracı olarak gördükleri hayvan beyinlerinin nasıl çalıştığına dair de daha fazla bilgiyi açığa çıkardı.

Whiten, bu konudaki düşüncelerini şöyle sonuçlandırıyor: “Diğer hayvanlardaki kültürün tanınması, bu hayvanların iyi korunabilmesi bakımından büyük etkilere sahip. Bu alanda çalışan araştırmacılardan bazıları, belirli türlerin kültürel yönlerini içeren koruma ilkeleri oluşturmayı bile öneriyor.”


Phys. 2 Nisan 2021.

Makale: Whiten, A. (2021). The burgeoning reach of animal culture. Science, 372(6537).

Kocatepe Üniversitesi'nde Hukuk okuyor. Dil, tarih ve arkeoloji alanlarında kendini geliştiriyor.

You must be logged in to post a comment Login