Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, müzelere yapılan %50 zamdan sonra yaptığı açıklamada müzelerin çok ucuz olduğunu söyledi.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’deki ören yerlerinin giriş ücretlerine yaklaşık yüzde 50 civarında zam yapıldı. Zamlar Ekim 2018’den itibaren geçerli olacak.
Bakan Ersoy, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Kültür alanında yapılacak çalışmalara yönelik soru üzerine Ersoy, gelecek yıl tanıtımda arkeolojik, kültürel değerleri de ön plana çıkaracaklarını belirtti.
(Müze ve Örenyerlerine Yeniden %50 Zam)
Bakan Ersoy, müzelerin giriş fiyatlarına yönelik Müzekart’ın fiyatının en pahalı müzenin giriş fiyatının 5 lira üstü olarak belirlendiğine işaret ederek, şunları söyledi:
“70 lira karşılığında bir yıl boyunca sınırsız bizim bütün müzelerimizi ziyaret edebiliyorsunuz. Yani ayda bir kere gitseniz, hani iyi bir müze severseniz ayda dört kere gidersiniz de bir kere gitseniz ortalaması 6 liraya geliyor arkadaşlar. Yani biz Türk misafire, Türk ziyaretçiye böyle bir koruma kalkanı oluşturduk. 6 lira hiçbir şey değil. Yani bence yüzde 50 zam yapılması şart, bence daha fazla zam yapılması lazım, çünkü döviz bazında dünyayla kıyasladığın zaman bizim müzelerimiz çok ucuz ve bunun büyük bir kısmı yabancı ziyaretçi. Şimdi ben ‘Türk ziyaretçi müze kartı bir türlü algılayamıyor ‘diye yabancı ziyaretçiden elde edeceğim gelirden olup, o müzenin bakımını, onarımını, temizliğini yapmayayım mı? Ama hep kötü tarafından çekilmeye çalışılıyor, bizi rahatsız eden bu. Biz zaten koruyoruz Türk ziyaretçiyi. Hani oraya da zam yaptık, ama ona niçin zam yapıyoruz? Çünkü müze kartın bir esprisi var, müze kart en pahalı müze neyse onun 5 lira üstü, öyle bir mantalitesi var.”
2015 yılında ülke genelindeki kaos hali ve diğer ülkelerle yaşanan anlaşmazlıklar, müze ve örenyerlerinin ziyaretçi sayılarını kötü yönde etkilemişti. 2015 yılında bakanlığa bağlı müze ve örenyeri ziyaretçi sayısı, bir önceki yıla göre, yüzde 5,6 azalarak 28.122.934’e gerilemişti. Ancak yine de istatistiksel düşüş çok büyük oranlarda değildi. 2016 yılında bu sayı 16.746.868’e düştü. Son olarak 2017 yılında ise 20.509.746 kişi müze ve örenyerlerini ziyaret etti.
Turizm sektörüne ilk adımı 1985’li yıllarda, yatırımcı olan babasının kendisine ait tatil köyünü “otelcilik zor işmiş, bana göre değilmiş.” diyerek kiraya vermesi üzerine, 17 yaşında ikiz kardeşiyle hem rehberlik hem de öğrenci turları yaparak attığını belirten Ersoy, üniversiteyi bitirmelerinin ardından da ETS Tur’u kurduklarını ifade etti.
Ersoy, o dönemlere ilişkin, “1997’de pazar lideri olduk, 99’da da işte bu şirketi kurma amacımız, turizme başlama amacımız olan oteli kiracısından geri aldık, geri aldık derken babama en iyi teklifi biz verdik, en iyi teklifi biz verdiğimiz için aldık. Yani bizde hiç öyle şey yok, evlada kıyak geçeyim, şöyle yapayım falan böyle şeyler yok, doğrusu da odur zaten.” diye konuştu.
Ardından da otel işlerini büyüttüklerini, havacılık sektörüne girdiklerini firmaların çok büyümesiyle kardeşi Murat Ersoy ile 11 yıl önce firmaları ayırdıklarını aktaran Ersoy, “2018’de de açıkçası Sayın Cumhurbaşkanımızın davetiyle 9 Temmuz’da Turizm Bakanlığına kendisi beni öngördü. Açıkçası 11 Temmuz itibarıyla da yönetim kurullarındaki bütün görevlerimi icra kurulundaki arkadaşlarıma devrettim, artık sadece hissedar olarak duruyorum şirketlerimde. Bir bakıma da güzel bir şey oldu, şirketler kurumsallaşmaya ne kadar hazır olduğunu ispat etti.” değerlendirmesini yaptı.
Ersoy, “Sektördeyken birgün Bakan olacağınızı düşündünüz mü?” sorusuna, “Ben şimdi şikayet etmeye geliyordum hep, hani ‘çok mu şikayet ediyorsun, çok mu biliyorsun, al o zaman gel de yap’ gibi oldu. Ama masanın bu tarafı farklı, ben arkadaşlara da söylüyorum, daha doğrusu sektöre söylüyorum, bu tarafa gelince anlıyorsunuz.” yanıtını verdi.
Tanıtım stratejisiyle ilgili de Ersoy, “Tanıtımda şimdi hep bir endişe var; ya işte şundan vazgeçersem sektörden çığlık kopar, bilmem ne kopar. Şimdi arkadaşlar, Türkiye’nin sınırlı kaynağı var, çok da büyük beklentileri var özellikle turizmde. Biz hala şu ne der, bu der diye endişeyle davranırsak çözemeyiz işi. Mesela ‘offline’ tanıtıma çok önem verildi bugüne kadar, doğruydu da, ama artık geldiğimiz çağda ‘offline’ın çok çok etkisi yok.” değerlendirmesinde bulundu.
Offline tanıtımı belli ölçülerde tutarak, dijital ve sosyal medyayı da ön plana alacak başka çalışmalar da yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Bakan Ersoy, şöyle devam etti:
“Mesela önemli fuarlarda kalmaya devam edeceğiz, olduğumuz yerde çok düzgün lansman yapacağız ama gerekli olan yerlerde olacağız, reklam ve tanıtım bütçemizi ciddi oranda artıracağız. Bakın ben ‘reklam-tanıtım bütçemizi azaltacağız’ demiyorum, ciddi oranda artıracağız. Gereksiz yaptığımız birçok işten ayrıştırıp buraya koyacağız. 2019 itibarıyla reklam bütçelerimizin ciddi şekilde arttığını göreceksiniz, reklam kampanyalarımızın şeklinin değiştiğini göreceksiniz. Çağa uygun ‘youtuber’lar, ‘trendsetter’lar gibi sosyal medyada ses getirecek tanıtım kampanyaları yapacağız. Türkiye’nin algısını değiştirecek, turizm algısını değiştirecek çalışmalar yapacağız. Bununla ilgili hazırlıklarımız devam ediyor, 2019 Ocak ayı itibarıyla görmeye başlayacaksınız bu değişimleri.”
Bu noktada tarifeli sefer yapılan, ağırlık verilen destinasyonların da üzerinde duracaklarını belirten Ersoy, hangi ülkelerin tercih edileceğine ilişkin de “Türkiye’ye en çok yolcu veren top 10’a ilk etapta konsantre oluyoruz, top 20’ye kadar çıkarmaya çalışacağız, hani ilk hedefte top 10. En çok, baktığınız zaman görürsünüz; Rusya, Almanya, bir sürü ülke var zaten, İngiltere, Hollanda.” yanıtını verdi.
You must be logged in to post a comment Login