Küllüoba’da İnsanlar 5.000 Yıl Önce Mezarlara Tahıl Serpiyordu

Eskişehir’deki Küllüoba Höyüğü’nde 5.000 yıl önce yaşayan insanlar, ölülerini gömerken mezara çeşitli tahıllar serpiyordu.

Küllüoba’da bulunan bir amfora mezar.

Kazılar, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Murat Türkteki başkanlığında, “Geleceğe Miras” projesi kapsamında sürdürülüyor. Arkeobotanik çalışmaları ise Abdurrahim Cavit Özcan tarafından yürütülüyor.

Küllüoba Höyüğü, konumu itibariyle Orta Anadolu, Marmara, Ege ve Balkanlar’ı birbirine bağlayan doğal bir ulaşım yolu üzerinde yer almasıyla dikkat çekiyor. Prof. Dr. Turan Efe başkanlığında 1996 yılında başlayan kazılar, Geç Kalkolitik Dönem’den Orta Tunç Çağı’na kadar düzenli bir yerleşimi gösteriyor ve İlk Tunç Çağı’nın tüm evrelerini kesintisiz bir şekilde sunuyor.

(İlgili: Bir Parmağı Eksik El Kabartması: Küllüoba’dan Bir Yas Hikayesi)

2019’dan beri araştırılan İlk Tunç Çağı I Dönemi mezarlık alanında, MÖ 3.200 ila 2.900 yıllarına tarihlenen bitkisel kalıntılara rastlandı. Elde edilen veriler, binlerce yıl önce Batı Anadolu’da uygulanan bitkisel bir ritüelin varlığına işaret ediyor.

Mezarlarda Tahıl ve Baklagil Bolluğu

Küllüoba’da yerleşim içinden ve özellikle mezarlık alanından toplanan arkeobotanik örnekler, yerleşimde yoğun bir bitki kullanımına işaret ediyor. 2019-2022 yılları arasında kazılan mezarlardan toplam 28 mezar örneği seçilerek, elde edilen kömürleşmiş kalıntılar incelendi.

Elde edilen bitki kalıntılarında ağırlık tahıllardaydı (Poaceae). Tespit edilen başlıca tahıllar arasında altı-sıralı kabuklu arpa (Hordeum vulgare ssp. vulgare), siyez buğdayı (Triticum monococcum ssp. monococcum), gernik buğdayı (Triticum turgidum sp. dicoccum) ve ekmeklik/makarnalık buğday (Triticum aestivum/durum) vardı.

Arpa, ekmeklik-makarnalık buğday (üsttekiler), mercimek ve karaburçak (alttakiler).

Tahılların yanı sıra, ekonomik bitki grubunun diğer önemli ailesi olan baklagiller (Fabaceae) de mezar ve dolgularda görüldü. Bunlar mercimek (Lens culinaris), karaburçak (Vicia ervilia) ve bezelye (Pisum sativum) türleriydi. Yabani bitki kalıntıları olarak ise arap baklası (Vaccaria pyramidata), taşkesen (Lithospermum arvense), ak sirken (Chenopodium cf. album) ve böğürtlen (Rubus) gibi türler teşhis edildi.

Bilinçli Ritüel Uygulaması

Araştırmacılar, mezarların neredeyse hepsinden ele geçen tahıllar, baklagiller ve yabani bitkilerin, oranları itibarıyla bilinçli olarak mezarlara dahil edildikleri kanısına vardılar. Bu yorum, sadece iskeletin bulunduğu topraktan değil, aynı zamanda çeşitli küp ve kapların içerisinden alınan örneklerde de bitki kalıntılarına ulaşılmış olmasıyla destekleniyor.

Söz konusu uygulama, Batı Anadolu için bir ritüel kapsamında değerlendiriliyor ve bir ölü gömme kültürü/geleneğini temsil ettiği düşünülüyor. Bu tür mezarlara bitki serpme geleneğinin en erken izleri Kanlıtaş Erken Kalkolitik Dönem mezarından İzmir’deki Baklatepe İlk Tunç Çağı mezarlarına kadar takip edilebiliyor.

Küllüoba’daki mezarlardan birinde bulunan böğürtlen.

Ritüel ve Gündelik Yaşam İlişkisi

Küllüoba sakinlerinin günlük yaşamında tarımın yüksek bir öneme sahip olduğu biliniyordu. Tarımsal üretimin önemi, mezarlardan ele geçen iskeletler üzerinde yapılan antropoloji çalışmalarıyla da destekleniyor. İskeletlerde yoğun diş çürüklerinin varlığı, karbonhidrat açısından en zengin besin olan tahılların Küllüoba halkı için hayati önem taşıdığını gösteriyor. Ritüel sırasında kullanılan bitkilerin, günlük beslenme döngüsünün temelini oluşturan ürünler olması, yaşam ve ölüm arasındaki kültürel bağı güçlendiriyor.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login