Krizleri Geçmişte Nasıl Atlattık ve Şimdi Nasıl Atlatabiliriz?

Dünyayı vuran krizlerden nasıl kurtuluruz? Gıda tedariğinin kesildiği ve kaynakların tükendiği aşırı durumlarla nasıl başa çıkarız?

Çöl. C: Pixabay

Yiyecek stoklamalı mıyız, evlerimizi terk etmeli miyiz yoksa komşularımızdan yardım mı istemeliyiz? Bu tür kararlar ve sonuçları, araştırmacılar tarafından genellikle “dayanıklılık” olarak adlandırılıyor.

Dayanıklılık, farklı zaman ve yerlerde toplumların karşılaştığı birçok krize çözüm olarak gösterilse de genellikle soyut bir kavram olarak ifade ediliyor. Bazı bireylerin, grupların veya daha büyük sosyal sistemlerin dış krizlere dayanmasını sağlayan sabit bir özellik olarak görülüyor. Ancak dayanıklılık, en iyi şekilde birçok bireysel karar ve stratejinin toplamı olarak anlaşılıyor. Ne doğuştan gelen bir özellik ne de değişmez bir nitelik ve tüm kriz türleri için evrensel bir strateji her zaman işe yaramaz.

(İlgili: Toplumların Karşılaştığı Krizler Uzun Vadeli Dayanıklılık Sağlıyor)

Aarhus Üniversitesi ve Colorado Üniversitesi’nden arkeologlar, Science Advances dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmada, geçmişte kullanılan ve günümüzde de dünya genelinde birçok insan tarafından benimsenen dört yaygın dayanıklılık stratejisinin (altyapıya yatırım, değişim, hareketlilik ve ekonomik uyum) etkinliğini ve maliyetlerini bilgisayar simülasyonlarıyla ölçtü.

Hareketlilik, altyapıya yatırım ve güçlü sosyal bağlar krizlere karşı koruma sağlıyor

“Çalışmamızın başında ekonomik uyum stratejisinin, geniş bir kriz koşulu yelpazesinde diğer stratejilere kıyasla belirgin şekilde daha kötü performans gösterdiğini fark ettik. Kısacası, bir kriz meydana geldiğinde, kaynaklar yeterli değilse gerekli kaynakları elde etmek için daha fazla çalışmak yeterli olmayacak” diyor çalışmanın baş yazarı Colin Wren.

Dört dayanıklılık mekanizmasının özeti. C: Colin D. Wren et al. 2025.

Araştırmaya göre, daha güvenli bir bölgeye taşınmak anlamına gelen hareketlilik, orta derecede maliyetle sağlam bir strateji olarak öne çıkıyor, ancak yalnızca daha iyi yerlere gitme seçeneği varsa işe yarıyor. Kaynakların sosyal ağlar aracılığıyla paylaşılması anlamına gelen değişim, hareketlilik ve altyapı yatırımının bir karışımı gibi çalışıyor. Buna karşılık, bir krize yanıt vermek için davranışları ayarlamayı içeren ekonomik uyum, en az etkili strateji olarak ortaya çıkıyor.

Gelecekte kriz yönetimi

Çalışmanın sonuçları, farklı grupların incelenen tüm dayanıklılık stratejilerini uyguladığını ve bunun farklı sonuçlara yol açtığını gösteren etnografik ve arkeolojik analizlerle destekleniyor.

“Bu çalışma, atalarımız için hangi dayanıklılık stratejilerinin işe yaradığını daha iyi anlamak için geçmişe bakmamız gerektiğini ve gelecekte karşılaşmamız muhtemel kriz türlerine en uygun olanları seçmemiz gerektiğini gösteriyor” diyor çalışmanın yazarlarından Iza Romanowska. Ancak bir uyarı ekliyor:

“Sonuçlarımız düşündürücü olsa da, oldukça basit bir bilgisayar simülasyonuna dayandığı için muhtemelen bugünün dünyasına birebir uygulanamaz.”


Aarhus University. 21 Ocak 2025.

Makale: Wren, C. D., Romanowska, I., & Riede, F. (2025). Bad year econometrics: Agent-based modeling of risk management strategies under varying regimes of environmental change. Science Advances, 11(3), eadr0314.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login