Korkunç Bir Roma İnfaz Metodu: Damnatio Ad Bestias Nedir?

“Damnatio ad bestias” muhtemelen Roma döneminde en çok korkulan üç Latince kelimeydi ve bu ifadeyle cezalandırılacak kadar şanssız olanlar için gerçekten korkunç bir kaderin habercisiydi.

Bir suçluya saldıran leopar, Roma mozaiği, MS 3. yüzyıl, Tunus Arkeoloji Müzesi. C: Wikimedia Commons

Kelimenin tam anlamıyla “hayvanlara atılmak” anlamına gelen bu acımasız ceza, suçluların halkın eğlenmesi için vahşi hayvanlar tarafından parçalanması demekti.

Bu infaz yöntemi hakkında bildiklerimizin çoğu, Liber Spectaculorum adlı kitabında yaban hayatının kolaylaştırdığı çok sayıda imha olayını anlatan Romalı şair Martialis’ten geliyor. Roma’daki Kolezyum’da düzenlenen çeşitli gösterilere adanan kitap, suçluların nasıl Yunan ve Roma mitlerindeki ünlü karakterler olarak canlandırıldığını ve ölümlerinin koreografisinin bu popüler hikayeleri yeniden canlandıracak şekilde tasarlandığını açıklıyor.

Örneğin Martialis, Laureolus adlı bir haydutun, karaciğerini sonsuza dek bir kartal tarafından gagalanmaya mahkum edilen Yunan ateş tanrısı Prometheus rolünü oynarken nasıl öldürüldüğünü anlatıyor. Ancak Laureolus’un vakasında kuşun yerini, Laureolus’un karaciğerinden çok daha fazlasını alan, onu “ezilmiş uzuvlarla” ve “kan damlar” halde bırakan bir ayı almıştı.

(İlgili: Elit Romalılar Neden Zeminlerini Çöple Dekore Etti?)

Bir başka tiksindirici vakada Martialis, zina suçundan hüküm giymiş bir kadının, Minotaur olarak bilinen bir yaratığı doğurmadan önce bir boğayla çiftleşen Pasiphae’nin hikayesini yeniden canlandırma cezasına çarptırıldığını anlatıyor. Bu korkunç hikayeyi yeniden yaratması beklenen zavallı kadın, Kolezyum’daki kalabalığın önünde bir boğanın tecavüzüne uğrayarak öldürüldü.

Bu ahlaksızlığa bir açıklama arayan bilim insanları, “damnatio ad bestias”ın o dönemde sosyal normları korumaya yardımcı olmuş olabileceğini öne sürdüler. Örneğin, Pasiphae rolündeki bir suçluyu idam ederek yetkililer Pasiphae’yi cinsel suçlarından dolayı suçlu olarak mahkum etmiş oldu.

Bu korkunç uygulamalar aynı zamanda, Roma İmparatorluğu’nun doğal dünyanın tehlikelerine karşı sağladığı korumayı sürekli olarak hatırlatıyordu. Ancak yasayı çiğneyenlerin bu koruma hakları ellerinden alınıyor ​​ve ölümcül vahşi doğaya geri atılıyordu; sonuçları ise herkesin göreceği şekilde ortadaydı.

Bu uygulama aynı zamanda Romalı yetkililerin Hıristiyanlığın yükselişini bastırmasına da yardımcı oldu; mahkum edilenlerin büyük bir kısmı din değiştirenlerden oluşuyordu. Bazı kaynaklara göre, Saturus isimli Hıristiyan şehidi, bir leoparın saldırısına uğradığında o kadar kana bulanmıştı ki, kalabalık onun “vaftizini” alaycı bir şekilde kutlamıştı.

Genel olarak, yaklaşık 400 yıllık bir süre boyunca inanılmaz bir şekilde 400.000 insanın canavarlara mahkum edildiği tahmin ediliyor. Roma İmparatorluğu’nun en uzak yerlerinden ithal edilen aslanlar ve diğer büyük kediler, en yaygın infazcılardı.

Bir olayda, tek bir aslanın 200 suçluyu öldürdüğü söylenirken, bazen filler, timsahlar ve diğer tehlikeli yaratıklar da bu ölümcül gösterilere dahil ediliyordu.


IFL Science. 15 Haziran 2024.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login