Kız Kulesi Restorasyonunda Neler Oluyor?

Kız Kulesi’nde bir süredir devam eden restorasyon çalışmaları, kulenin yıkıldığı iddialarıyla gündeme geldi. Peki iddiaların gerçeklik payı ne?

Restorasyon sürecinde brandalarla kapatılmış Kız Kulesi.

Sosyal medyada, restore edilmek üzere brandalar ile kapatılan Kız Kulesi’nin yıkıldığı iddia edildi. Birçok hesaptan yapılan paylaşımda Kız Kulesi’nin arkasından geçen bir geminin görüldüğü ve dolayısıyla kulenin yerinde olmadığı ileri sürüldü.

Kız Kulesi’nin restorasyon ve onarım projesi kapsamında hazırlanan teknik raporunda şu ifadeler geçiyor: “…Kulenin üst bölümü ile bitişik betonarme yapının sökülmesi ve yerlerinin, yığma ve ahşap iskeletli olarak tamamlanması…”

Raporda ayrıca kule üst bölümünün 1944 yılında betonarmeye çevrildiği belirtiliyor. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Yahya Coşkun , hazırlanan raporlar doğrultusunda ömrünü doldurmuş betonarme aksamın, yapıdan uzaklaştırıldığını söyledi.

Proje danışmanları olarak Prof. Dr. Zeynep Ahunbay ve Han Tümertekin görülüyor. Projede imzası bulunan iki isim ise; İnş. Yük. Müh. Dr. Haluk Sesigür ve İnş. Yük. Müh. Prof. Dr. Feridun Çılı.

Arkeofili olarak, restorasyon projesinin danışmanı olarak yer alan Zeynep Ahunbay gibi değerli hocalarımızı, restorasyon çalışmasının evrensel ilkelere bağlı olarak yapıldığının bir teminatı olarak görüyoruz.

Kız Kulesi’ndeki restorasyon çalışmalarının 2022 yılının sonlarına doğru tamamlanması planlanıyor.

Kültür Varlık ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından paylaşılan, 2023 açılması planlanan Kız Kulesi görünümü.

Branda açılmalı ve kule gösterilmeli

Kız Kulesi’ndeki yıkım iddiaları konusunda açıklama yapan Y. Mimar-Restoratör Seda Özen Bilgili, sosyal medyada yaptığı açıklamada, kulenin üst ve bitişik bölümlerinin, 1940 onarımında betonarmeye çevrildiği için söküldüğünü ve ahşap olarak tekrar inşa edileceğini söylüyor.

Özen-Bilgili, “Kızkulesi’nin 1995 restorasyonunun mimari müellifi, meslekten yıllarca men edildi. Geçmişe dair böyle bir hafıza varken, Han Bey veya Zeynep Hoca kariyerlerini ve adlarını niteliksiz bir uygulamaya koymazlar. Ama bu uygulama ziyaretçiler almalıydı, ayrıntılı bilgi verilmeliydi. Bana kalırsa, Kız Kulesi’nin restorasyon brandasının bir kısmı hemen açılıp kule gösterilmeli. Basına ve meslek odamıza, kamu kurumlarına gezdirilmeli.” diyor.

Muhdes çatı ve asma katın yapıdan uzaklaştırılmasının ardından batı ve güney cephelerinin durumu.

Betonarme kısım kaldırılıyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, restorasyon projesinde çok değerli hocaların yer aldığını ve gerekli açıklamanın yetkililer tarafından yapılacağını söylüyor.

“Kültür Bakanlığı Kız Kulesi Restorasyonunda son derece değerli hocalarımız yer alıyor. Restoran yapıldığında zamanlardan kalmış, binaya yük getiren betonarme bir teras vardı sanırım o kaldırılıyor. Yetkili arkadaşlarımız da proje hakkında açıklama yapacaktır.”

Kulenin doğu cephesine bitişik olarak inşa edilmiş betonarme yapının söküm süreci.

Evrensel ilkeler kapsamında külah kısmı yıkılıyor

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü yaptığı açıklamada, depreme karşı dayanımı olmadığı için, kulenin külah kısmının yıkıldığı belirtiliyor. Açıklamada, külah kısmının yıkıldığı ve özgün malzemesine uygun olarak yapılmasının planlandığı yazıyor.

“1940’lı yıllarda kız kulesinde yaşanan yangın sonrasında yapılmış olan betonarme eklenti, alanında uzman isimler olan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Feridun Çılı, Han Tümertekin ile İstanbul Teknik Üniversitesi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi tarafından hazırlanan yapının depreme karşı dayanımının olmadığına ilişkin raporlar ve yine danışman hocalarımızın kontrollüğünde hazırlanan projeler doğrultusunda evrensel koruma ilkelerine bağlı kalarak külah kısmı yapıdan uzaklaştırılmakta, özgün malzemesine uygun olarak yapılmasına yönelik çalışmalar devam etmekte olup restorasyona ve Kız Kulesine ilişkin tüm belgeler ve gelişmeler kizkulesi.com sitesinden tüm halkımızla paylaşılmaktadır. 2023 yılında, Cumhuriyetimizin 100. yaşında, Kız Kulesi, tarihi ve abidevi değerine uygun şekilde, bir anıt eser ve müze olarak hizmet verecektir.”

Kulenin doğu cephesine bitişik olarak inşa edilmiş betonarme yapının söküm süreci.

Tarihte Kız Kulesi

MÖ 5. yüzyılda, bugün kulenin bulunduğu adacıkta bir gümrük noktası oluşturulmuş ve Karadeniz’den gelen gemileri denetlemek ve vergi almak amacıyla bir kule inşa edilmişti. 12. yüzyılda Doğu Roma imparatoru I. Manuel Komnenos tarafından adacıkta bir savunma kulesi inşa ettirildi. Bu kule ile Sarayburnu’nda Mangana Manastırı’nın yanında bulunan bir kule arasında bir zincir gerilerek gemilerin boğaza giriş çıkışı kontrol altına alındı. İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet, buraya yeni bir kale inşa ettirdi ve yeni bir nöbetçi birliği yerleştirdi. Bayramlarda ve padişahların tahta çıktıkları zaman sahil saraylarını ziyaretlerinde Kız Kulesi’nden top atışı yapılması gelenek haline geldi.

1660-1730 yılları arasında, ahşap kulenin kuzey bölümüne Sultan III. Ahmed’in sadrazamı Damat İbrahim Paşa tarafından Karadeniz ve Marmara’dan gelen gemilere geceleri yolları göstermesi için fener konuldu. Bu tarihten itibaren burası bir kale değil, deniz feneri olarak hizmet vermeye başladı. 1830-1831 yılları arasında, kolera salgınının şehre yayılmaması için karantina hastanesine dönüştürüldü. 1836-1837 yıllarında 20.000 ila 30.000 kişinin öldüğü veba salgını sırasında hastaların bir kısmı burada kurulan hastanede tecrit edildi. 1857 yılında Fenerler İdaresine devredilen kuleye Fransız şirket tekrar fener ilave etti.

1926 yılında İstanbul Liman İdaresi’ne devredildi ve fener işlevinin yanısıra gaz deposu olarak kullanıldı. 1959 yılında bir süre radar istasyonu olarak kullanıldı. Deniz taşımacılığı seyrüsefer emniyeti için kulede akşamları ışık yakıldı ve sisli havalarda sis düdüğü çalındı. 1964 yılında Milli Savunma Bakanlığına bağlı gözetleme ve radar istasyonu olarak kullanıldı. 1983 yılından itibaren Türkiye Deniz ve Liman işletmeciliğine devredildi. Bir süre siyanür deposu olarak kullanıldı, ardından İBB meclisinin 1992 yılında aldığı kararla siyanürler Tuzla’daki bir depoya taşındı. 1994 yılında kule, Ulaştırma Bakanlığından Deniz Kuvvetleri Komutanlığına devredildi. 1995 yılında kapsamlı bir restorasyon sürecinin ardından, turistik amaçlı olarak özel bir tesise kiralandı.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login