Kılıç Dişli Kediler, Uzun Köpek Dişlerini Nasıl Evrimleştirdi?

Bilim insanları, kılıç dişlerin gelişiminin ardındaki evrimsel kalıpları araştırdı ve bu süreçte bazı beklenmedik sonuçlar ortaya çıkardı.

Kedigillerin ve nirmavidlerin kafatasında gözlemlenen morfolojik varyasyonun, hem kısa hem de uzun üst köpek dişleri sergileyen türlerin örneği. C: Narimane Chatar / Liège Üniversitesi

Uzamış üst köpek dişleri veya kılıç dişler, uzun süredir bilim insanlarının ve kamuoyunun ilgisini çekiyor.​ Bunun en önemli nedeni, kılıç dişli kedilerin özellikle iyi bilinen iki soyu da dahil olmak üzere, fosil kayıtlarında birkaç kez ortaya çıkmış olmaları: kedigiller (evcil kedilerimizin, aslanların, kaplanların vb. ailesi) ve nimravidler (soyu tamamen tükenmiş bir aile). Bununla birlikte, bu soyların uzun üst köpek dişlerini elde etme süreci oldukça belirsizliğini koruyor.

Şimdi ise Araştırmanın baş yazarı Narimane Chatar, kılıç diş evriminin sırlarını ortaya çıkarmak için iddialı bir çalışmaya öncülük etti. Ekip, son teknoloji ürünü üç boyutlu tarayıcıları ve analitik yöntemleri kullanarak, mevcut ve soyu tükenmiş çeşitli türlerden verileri titizlikle topladı ve analiz etti.

Dr. Chatar, “Farklı çağlara ve kıtalara ait 99 alt çene ve 91 kafatasının şeklini ölçerek bu hayvanların evrimini daha iyi anladık.” diyor.

(İlgili: Güney Afrika’da 5 Milyon Yıllık İki Kılıç Dişli Kedi Türü Keşfedildi)

Profesör Valentin Fischer, “Kılıç diş evriminin sırlarını açığa çıkarmak, yalnızca Dünya’nın geçmişine dair anlayışımızı zenginleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda evrimsel yakınsamaya yol açan mekanizmaları da belgeliyor” diyor.

Çalışma bazı şaşırtıcı sonuçları da ortaya çıkardı. Birincisi, uzun üst köpek dişlerine sahip türlerdeki ve kısa dişli türlerdeki iki farklı kafatası morfolojisini karşılaştırmak yerine, günümüzün en küçük kedileri ile onların soyu tükenmiş kılıç dişli benzerlerini birbirine bağlayan bir form sürekliliği vardı.

Fransız Guyana Üniversitesi’nden araştırmacı Dr. Margot Michaud, “Morfolojik açıdan bakıldığında, günümüzün küçük bir kedisinin kafatası, kılıç dişli büyük bir kedininki kadar tuhaf ve değişikliğe uğramış durumda.” diyor. Dolayısıyla bunlar, yırtıcı kedilerin jeolojik zaman boyunca evrimleştiğini gözlemlediği bir dizi morfolojinin iki uç noktası.

Kılıç dişli bir nimravid olan Eusmilus sicarius’un kafatası ve çene kemiği Yale Üniversitesi Müzesi’nde (Yale Paebody Müzesi, New Haven, ABD) tarandı. C: N.Chatar/Université de Liège

Roma La Sapienza Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırmacı olan Davide Tamagnini, “Çalışmamız, ders kitaplarındaki evrimsel kalıp örnekleri olarak sıklıkla düşündüğümüz şeylerin aslında eğitim amaçlı basitleştirilmiş olduğunu öne sürüyor. Ancak istatistiksel analizlere daldığımızda, yakınsama testlerimizin sonuçlarının da gösterdiği gibi, bu durumlarda çok daha karmaşık senaryolar keşfediyoruz.” diyor.

İkinci sürpriz, evrimin kılıç dişli türler üretmek için izlediği yol ile ilgiliydi. Aslında ekibin çalışması, kılıç dişli türlerin, evrimsel tarihlerinin başlangıcında daha kısa köpek dişlerine sahip türlere göre daha hızlı morfolojik evrim oranları gösterdiğini ortaya çıkardı. 

Margot Michaud, “Diğer etkileyici keşiflerin yanı sıra, kılıç dişli türlerde çene entegrasyonun azaldığını, çene ve kafatası morfolojisinde daha fazla uyum sağlamayı ve çeşitliliği kolaylaştırdığını gösterdik” diye belirtiyor.

Bu nedenle, hızlı morfolojik çeşitlilik ve nispeten kolay şekillenebilir bir kafatası, hem kedigillerde hem de nimravidlerde uzamış üst köpek dişlerinin ortaya çıkmasına yardımcı olan iki önemli faktör olarak kabul edildi. Dr. Chatar, “Sonuç olarak, kılıç dişli kedi benzeri yırtıcı hayvanlara dönüşmenin ortak bir tarifi var gibi görünüyor” diyor.

Son olarak ekibin araştırması, kılıç dişli formların düşüşünün yanı sıra kedi benzeri yırtıcı hayvanların evrimsel tarihleri ​​boyunca daha geniş eğilimlerini de ortaya çıkardı. Kılıç dişli türlerin ‘yalnızca’ birkaç bin yıl önce nispeten yakın zamanda yok olmasına rağmen, kedi yırtıcılarının sayısı aslında Miyosen döneminden bu yana (23 ila 5 milyon yıl önce) azalıyor.

Dr. Tamagnini şöyle söylüyor, “Bu yırtıcı kedilerden bazıları, özellikle de kılıç dişli türler, hızla oldukça özelleşmiş nişleri işgal etti ve bu da onları yok olmaya karşı daha duyarlı hale getirdi.” diyor.

‘Ratchet’ veya makroevrimsel ratchet olarak bilinen bu olgu, evrimin erken genelleştirilmiş formların azalışını desteklediği ve soyun tarihinde daha ileriki aşamalarda daha uzmanlaşmış, ancak aynı zamanda daha savunmasız formların ortaya çıkmasına yol açtığı belirli grupların gerilemesi için potansiyel bir itici güç olarak öneriliyor..

Profesör Fischer sözlerini şöyle bitiriyor: “Yırtıcı hayvanların kendi evrim yolları ve yok olma riskleri var. Antik yırtıcıların nasıl çeşitlendiğini ve azaldığını incelemek bize ekosistemlerimizin olası geleceği hakkında bilgi sağlıyor.”


University de Liege. 16 Mayıs 2024.

Makale: Chatar, N., Michaud, M., Tamagnini, D., & Fischer, V. (2024). Evolutionary patterns of cat-like carnivorans unveil drivers of the sabertooth morphology. Current Biology.

Ankara Üniversitesi, Tarih Öncesi Arkeolojisi bölümünden mezun.

You must be logged in to post a comment Login