Kayseri’de Bit Pazarının Altındaki Hipodrom Tescillendi

Kayseri’de yıllardır bit pazarı olarak kullanılan alanın altında, Roma dönemine ait devasa bir hipodromun varlığı resmi olarak tescillendi.

Hipodrom’un olduğu alan, uzun yıllar boyunca bit pazarı ve çöplük olarak kullanıldı.

Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararıyla 3. derece arkeolojik sit alanı ilan edilen yapı, şehrin Roma dönemindeki rolüne dair bildiklerimizi değiştirebilir.

Kayseri’de her pazar binlerce insanın gezdiği bit pazarının kurulduğu alan, aslında Roma İmparatorluğu’nun görkemli yapılarından birini gizliyor. Yıllar içinde kısmen çöplük olarak da kullanılan Beştepeler mevkisindeki bu alanın altında, yaklaşık 450 metre uzunluğunda olduğu düşünülen bir hipodrom yatıyor.

Bu yapının varlığı, yeni bir kazıyla ortaya çıkmadı. Aksine, tarihi kayıtlar, haritalar ve modern teknolojinin birleşimiyle “yeniden keşfedildi” ve resmiyet kazandı.

Arşivler ve Hava Fotoğrafları Yapıyı Doğruladı

Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Kayseri Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy, bu tescil sürecinin bilimsel temelini vurguluyor. Özsoy, Kayseri’nin eski şehir merkezinin kurulduğu Beştepeler bölgesinin tarihi potansiyelinin zaten bilindiğini belirtiyor.

(İlgili: Anadolu’nun İlk Şirketi 15 Kg Altın Sermaye ile Kayseri’de Kuruldu)

Süreci tetikleyen en önemli verilerden biri, gezgin Gregorios Bernardakis’in 1908 tarihli makalesinde yer alan ve şehrin su yolları, dini yapıları ve kalesi gibi unsurlarını gösteren haritaydı. Prof. Dr. Özsoy, “Bu çizimler de bizim için bir ışık yaktı. Şehrin mevcut haritasıyla bu çizimlerin üst üste bindirilmesiyle bu yapıların varlığı kanıtlanmış oldu” diyor.

1950’li yıllarda çekilen hava fotoğraflarının da incelenmesiyle desteklenen bu veriler, Koruma Kurulu’na sunuldu. Kurul, alanı 3. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil ederek yapının varlığını resmi kayıtlara geçirdi.

“Garnizon Şehri” Algısını Yıkan Keşif

Prof. Dr. Özsoy’a göre hipodromun kesin tarihlemesi şu an için net olmasa da, yapının mimari özellikleri onun bir Roma yapısı olduğunu güçlü bir şekilde gösteriyor. Roma kültüründe hipodromlar, at yarışlarının yapıldığı ve gladyatörlerin dövüştüğü, yüksek duvarlarla çevrili anıtsal sosyal merkezlerdi.

Bu keşfin en önemli çıktısı ise Kayseri’nin (Antik Mazaca/Caesarea) Roma dönemindeki statüsüne dair algıyı değiştirmesi. Prof. Dr. Özsoy, bu tür büyük kültürel yapıların daha çok deniz kenarındaki zengin liman kentlerine kurulduğunun, Kayseri’nin ise daha çok bir “garnizon şehri” olarak bilindiğinin altını çiziyor. Yaklaşık 450 metrelik bir hipodromun tespiti, bu anlayışı yıkarak kentin Roma dönemi için sanılandan çok daha önemli bir metropol olabileceğini gösteriyor.

Hipodrom Buzdağının Görünen Kısmı Olabilir

Arkeolojide bir hipodromun varlığı, genellikle çok daha büyük bir kentsel kompleksin habercisi. Prof. Dr. Özsoy da bu duruma dikkat çekiyor:

“Eğer bir yerde Roma örneğinde olduğu gibi hipodrom varsa orada başka şeyler de beraberinde düşünülüyor. O yapıyla beraber yanında hamamlar, sütunlu geçit bölgeleri belki darphane, alışveriş merkezleri, tapınaklar, saray, bir kompleks gibi düşünebiliriz… Eğer burada hipodrom tespit edilmişse diğer yapılar nerede? Burası Roma tarafından çok önemli bir yerse burada bu krallar adına imparatorlar adına para basılması lazım. Eğer burada para basıldı ise darphane nerede gibi sorular karşımıza çıkıyor.”

Resmi olarak tescillenen bu alan, gelecekte kültürel rotalara dahil edilme potansiyeli taşıyor. Aynı zamanda, şehir planlamacıları, mimarlar ve arkeologlar için Kayseri’nin Roma dönemini araştırmak üzere bir “açık hava laboratuvarı” işlevi görmesi bekleniyor.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login