2014 yılının en önemli keşiflerinden sayılan Aziz Neophytos Bazilikasının bulunduğu İznik Gölü’nde aşırı kirlenme tespit edildi.
2014 Yılının En Önemli Keşifleri Arasında Gösterilmişti
2014 Yılının Dünyada En Önemli Keşifleri arasında gösterilen ve “Tarihi Kültürel Mirası Tespit ve Havadan Fotoğraflama Çalışmaları” sırasında tesadüfen tespit edilen Aziz Neophytos Bazilikasını barındıran İznik Gölü’nde çevresel atık kaynaklı kirlenme gözlemlendi.
Böyle Giderse 10 Yıl İçinde yok Olacak
Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin, göle ve gölü besleyen akarsulara pis su boşaltılmasının engellenmesi, tarım faaliyetleri kapsamında ilaç ve gübre kullanımının denetim altına alınması, ekosistem dahilinde biyolojik çeşitliliğin koruma altına alınması gerektiğini, aksi takdirde gölün 10 yıl içinde kullanılmaz hale geleceğini belirtti.
Sualtı Arkeoloji Müzesi Yapılacaktı
Günümüzden 1600 yıl öncesine tarihlenen ve birçok mimari ögesi bozulmadan günümüze kadar ulaşmayı başarabilen bazilikanın, gerekli düzenlemeler ve çalışmalar yapıldığı takdirde taban mozaiği gibi daha birçok görkemli eserin de günyüzüne çıkması bekleniyordu. 740 yılında büyük bir depremle sular altında kalan, mimari plan olarak İstanbul Ayasofya ve Selçuk St Jean Bazilikasına benzeyen Roma Dönemi bazilikasının, bir sualtı arkeoloji müzesine dönüştürülmesi planlanıyordu.
Sular altına gömüldüğü depremle beraber unutulan Aziz Neophytos Bazilikası’nın, bu sefer turizm amacıyla tekrar kullanıma açılması için hazırlıklar yapılmaya başlandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da onay verdiği proje ile birlikte bazilikada yüzey araştırmaları başladı fakat araştırmayla beraber gölün kirlilik seviyesi de günışığına çıktı.
Prof. Dr. Mustafa Şahin, Araştırmalar esnasında plankton ve alg patlamaları sebebiyle su altında görüş mesafesinin oldukça düşük olduğunu, Plankton ve algılardaki artışın sudaki kirliliğin ve oksijen azalmasının bir yansıması olduğunu söyledi.
İznik Gölü’nün Önemi
Bir tatlı su deposu olan İznik Gölü bölgenin en büyük, Türkiye’nin ise 6. büyük doğal gölü olma özelliğini taşıyor. Toplam 310 kilometre kare alana sahip olan göl, deniz seviyesinden 85 metre yüksekte ve en derin yeri 70 metreyi buluyor. Göl suları fosfat ve azot bakımından oldukça zengin olup çok sayıda su kaynağından beslenmekte. Yaklaşık 9 bin hektarlık sulu tarım arazisi ise gölün suyu ile sulanmakta.
*Bu haber Prof. Dr. Mustafa Şahin’in Arkeofili’ye yaptığı açıklamalar doğrultusunda değiştirilmiştir.
You must be logged in to post a comment Login