Bu keşfin, İtalya’daki mağaralarda yaşayan veya ölülerini buraya gömen tarihöncesi insanlar hakkında daha fazla bilgi vermesi bekleniyor.
Arkeologlar, İtalya’da derin bir mağarada 4.000 yıllık bir bakır hançer ve insan kafatası parçaları ortaya çıkardı. Mağaranın açıkça bir mezarlık olarak kullanıldığı anlaşılıyor, fakat burada eski bir ocak kalıntısının da bulunması dikkat çekici.
“Hançeri keşfettiğimiz an unutulmazdı” diyen arkeolog Federico Bernardini, bu keşfin kendileri için tamamen beklenmedik olduğunu belirtiyor: “Metal eserler, özellikle bir hançer bulmayı hiç beklemiyorduk.”
(İlgili: İtalya’da Dev Stellere Sahip Bir Demir Çağı Nekropolü Bulundu)
Bu bölgede MÖ 2.750 – 2.200 yılları arasındaki Geç Kalkolitik Çağ ile MÖ 2.200 ila 950 arasındaki Erken Tunç Çağı süresince mağaralarda ve kaya barınaklarında ölü gömme uygulaması yaygındı. Ancak Bernardini’ye göre, bu tür nadir buluntular genellikle ibadet yerlerinde ortaya çıkıyor, bu yüzden hançerin bulunması şaşırtıcı bir gelişme oldu.
“Toprağın son katmanlarını dikkatlice kaldırırken bir bakır parıltısı dikkatimizi çekti” diyen Bernardini, keşfin önemini hemen anladıklarını söylüyor.
Tina Jama Mağarası
Hançer, İtalya’nın kuzeydoğusundaki Slovenya sınırına yakın, aşırı derecede aşınmış kireçtaşlarıyla kaplı Karst Platosu’nda bulunan Tina Jama Mağarası’nda keşfedilen birçok eserden biri. Mağarada ortaya çıkarılan diğer buluntular, bölgedeki farklı toplulukların 9.000 ila 4.000 yıl önce mağarayı nasıl kullandığını anlamaya yardımcı oluyor.
Bernardini, kazıların hâlâ devam ettiğini fakat bölgenin tarihöncesi dönemine ışık tutan değerli veriler sağlamaya başladığını belirtiyor.
Üniversite tarafından yapılan açıklamaya göre, kazılarda Kalkolitik Çağ’ın son aşamalarına ve Tunç Çağı’nın başlangıcına ait katmanlar ortaya çıkarıldı. Bu dönem, insanların tunç üretmek için bakıra kalay ekleme tekniğini henüz keşfetmediği zaman dilimine denk geliyor.
Slovenya Bilimler ve Sanatlar Akademisi’nden arkeolog Elena Leghissa, üçüncü binyılın ikinci yarısına tarihlenen bu buluntuların, Avrupa’daki teknolojik, kültürel ve sosyal dönüşümleri anlamak açısından kritik öneme sahip olduğunu vurguluyor.
Kazılar sırasında “structure-from-motion fotogrametri” yöntemi kullanılarak iki boyutlu görüntülerden sanaldan üç boyutlu haritalar oluşturuluyor. Ayrıca, Bernardini’ye göre toprağın 1 mm gözenekli eleklerle dikkatlice elenmesi, mümkün olduğunca fazla bilgi toplanmasını sağlıyor.
İlginç Taş Yapılar
Tina Jama Mağarası’nın en ilginç özelliklerinden biri, girişin taş levhalar ve bloklarla kapatılmış olması. Bu yapının MÖ 2.000 ile MÖ 1.500 arasına tarihlendiği ve hançerin buraya bırakılmasından yaklaşık 500 yıl sonra inşa edildiği düşünülüyor.
Yapının amacı hâlâ bilinmiyor. Arkeologlar, bunun kış aylarında bölgeye kuzeydoğudan esen sert “bora” rüzgârına karşı bir koruma sağlamak için inşa edilmiş olabileceğini düşünüyor. Ancak Bernardini ve ekibi, bu taş yapının mağaradaki defin uygulamalarıyla bağlantılı olabileceğini de değerlendiriyor, çünkü yakınlarında insan kafatası parçaları bulundu.
Bernardini, “Kafatası parçaları, mağaranın bazı dönemlerde defin yeri olarak kullanıldığını gösteriyor, fakat taş yapı ile bağlantısını anlamak için radyokarbon tarihlendirme sonuçlarını beklememiz gerekiyor” diyor.
Kazılarda ayrıca, mağaranın girişine inşa edilen taş yapıdan daha eski olduğu düşünülen bir ocak kalıntısı bulundu. “Bu, taş yapı inşa edilmeden önce insanların mağaranın girişini kullandığını gösteriyor” diyen Bernardini, elde edilen verilerin Dalmaçya bölgesindeki Cetina kültürüne işaret ettiğini söylüyor. Cetina kültürü, günümüz Hırvatistan’ında ortaya çıkan erken Tunç Çağı topluluklarından biri olarak biliniyor.
Live Science. 7 Kasım 2024.
You must be logged in to post a comment Login