İtalya’nın Napoli kenti yakınlarında bir Tunç çağı mezarına gömülmüş iskeletlerin dişlerinde kenevir kalıntılarına rastlandı.
İtalya, Napoli yakınlarındaki bir alana gömülmüş antik iskeletlerden alınan binlerce diş üzerinde yapılan yeni bir analiz, insanların keneviri ip ve kumaş haline getirme işleminin de dahil olması muhtemel işlerini yaparken yalnızca ellerini değil aynı zamanda ağızlarını da kullandığını ortaya çıkardı.
Elbette ki bizler de dişlerimizi besin öğütmenin yanı sıra şişe açmak, kağıt parçaları tutmak ve hatta pipo tüttürmek gibi çeşitli işler için kullanıyoruz. Bunları yaparken, dişlerimizi kırma olasılığını göz önüne alıyor ve diş minemizin yüzeyinde mikroskobik çizikler ve oluklar açıyoruz. Dişler, kemikler gibi kendilerini yenileyemediğinden bu ufak yaralanmalar tüm hayatımız boyunca bize eşlik ediyor.
(Anadolu ve Mezopotamya İnsanları Ritüellerde Marihuana Kullanıyordu)
Arkeologlar için, çiğneme dışındaki eylemlerden oluşan diş kullanma modeli, AIDM (aktiviteye bağlı dental modifikasyon) olarak adlandırılıyor ve bir bireyin yaşamı, diyeti ve mesleği ile ilgili kültürel bilgi sunabiliyor. Uzun yıllardır bu modele ilişkin incelemelerde bulunan arkeologlar Hollanda ve diğer tarihöncesi insan popülasyonlarında antik eser üretimini işaret eden dikkat çekici bulgulara rastladı.
Amerikan Fiziksel Antropoloji Dergisi’nde yayımlanan bir çalışmada, İtalyan ve Amerikalı araştırmacılardan oluşan, Roma Medeniyet Müzesi’nden Alessandra Sperduit’nin önderliğindeki bir grup, Napoli’nin hemen kuzeyinde yer alan bir Erken Tunç Çağı (2500-1800 MÖ) mezarlığı olan Gricignano d’Aversa’ya gömülmüş 200’ü aşkın kişiden alınan 3000’den fazla diş üzerinde yaptıkları analizi rapor etti.
Sperduti ve meslektaşları dişleri hem gözle, hem de taramalı elektron mikroskobu kullanarak dikkatlice inceledi. İncelemelerde, 28 kadın ve 1 erkeğin dişlerinin çiğneme yüzeyinin yakınlarında oyuklar olduğu keşfedildi, 15 yaş altındaki hiçbir çocukta ise AIDM’e izine rastlanmadı.
Oyukların şeklinin “küçük çaplı iplik üretimi veya dokuma hazırlığı teorisiyle uyuştuğu” belirtildi. İddiaya göre kadınlar bu üretim veya hazırlık sürecinde ipleri üst kesici ve köpek dişleriyle art arda defalarca çekiyordu. Oyuk sayısına ilişkin kadınlar ve erkekler arasındaki bu çarpıcı fark iplik işinde bariz bir cinsiyet ayrımı olduğunu gözler önüne seriyor.
(Avcı Toplayıcılarda Esrar Kullanımı Bağırsak Parazitlerini Azaltıyor)
Araştırmacılar ayrıca, mezarlığa gömülmüş 19 iskeletin dişlerindeki mikroskobik besin kalıntılarını da inceledi. Taramalı elektron mikroskobuyla elde edilen dental kalkulus görüntülemeleri çok çeşitli sonuçlar verdi, ancak “bunlardan en ilginci”nin “iki kadında mikroskobik boyutta üç lif parçasına rastlanması” olduğu belirtildi. Lif parçalarının kenevir (Cannabis sp.) olduğu ve diş oyuklarının genişliğiyle mükemmel bir biçimde uyuştuğu bildirildi.
Lif iyi bir şekilde korunamadığı için Antik İtalya’da kenevir üretiminin nasıl yapıldığı arkeolojik olarak bir kesinlik kazanmış değil, ancak Roma döneminde nasıl olduğu oldukça iyi biliniyor. Gricignano d’Aversa’da kenevir yetişkin bir erkeğin mezarındaki metal bir bıçakta da bulunmuştu. Bu kenevirin kumaş bir kılıfın kalıntısı olması muhtemel. Aynı alan içerisinde hem dental kalkulusta hem de mezarda kenevir keşfedilmesi Tunç Çağı Güney İtalya’sında kumaşın ve üretiminin önemine dikkat çekiyor.
Sperduti ve meslektaşlarının çalışmalarında vardığı sonuca göre dental kalkulus analizleri, bu biyolojik materyalin beslenme ile ilgili olmayan alışkanlıkları belgeleyen zengin kaynaklar barındırdığını gözler önüne seriyor.
The Forbes. 30 Ağustos 2018.
Makale: Sperduti, A., Giuliani, M. R., Guida, G., Petrone, P. P., Rossi, P. F., Vaccaro, S., … & Bondioli, L. (2018). Tooth grooves, occlusal striations, dental calculus, and evidence for fiber processing in an Italian eneolithic/bronze age cemetery. American journal of physical anthropology.
You must be logged in to post a comment Login