İstanbul’un 15 ilçesini kapsayan İstYA Projesi’nin üçüncü kitabı “İstanbul İli Yüzey Araştırmaları 2018-2019 Beykoz” çıktı.
2013 yılında çalışmalarına başlanan ve araştırma alanını İstanbul’un Avrupa yakasında altı, Anadolu yakasında dokuz ilçenin oluşturduğu İstanbul İli Yüzey Araştırmaları (İstYA) Projesi’nin, 2018-2019 yıllarında Beykoz ilçesinde gerçekleştirdiği yüzey araştırması çalışmalarının sonuçlarının değerlendirildiği kitap, 2020 yılı Aralık ayında yayınlandı.
Projenin önceki yıllarda çıkardığı İstanbul İli Yüzey Araştırmaları 2013 Silivri ve İstanbul İli Yüzey Araştırmaları 2016-2017 Büyükçekmece kitaplarının ardından, İstanbul İli Yüzey Araştırmaları 2018-2019 Beykoz kitabı, proje kitaplığının üçüncü yayınını oluşturdu.
(İstanbul İli Yüzey Araştırmaları Projesi’nin Yeni Kitabı Çıktı)
Editörlüğünü aynı zamanda proje başkanı olan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Tarihöncesi Arkeolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Emre Güldoğan’ın yaptığı kitap, Beykoz Belediyesi’nin destekleri ile yayınlandı.
Beykoz’un geçmişine yolculuk
Proje kitaplığının diğer yayınlarında olduğu gibi, Beykoz kitabında da arazi çalışmalarının sonuçlarına dair değerlendirmeler, sözlü tarih çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen mülakatların deşifre metinleri ve çalışmalara dair görseller olmak üzere üç bölüm bulunuyor.
Birinci bölüm içerisinde toplamda yedi makale yer alıyor. İki çalışma sezonu boyunca gerçekleştirilen arazi çalışmalarına dair detayların incelendiği “İstanbul İli Yüzey Araştırmaları 2018-2019 Beykoz Arazi Çalışmaları” başlıklı yayın Doç. Dr. Emre Güldoğan tarafından kaleme alındı.
Bölgenin araştırma tarihçesinin, projenin araştırma stratejisi ve çalışma planının, çalışmalar sırasında tespit edilen yontmataş ve çanak çömlek buluntularına dair genel bir değerlendirmenin, proje sonrasında İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne teslim edilen envanterlik buluntuların ve belgelendirilmesi yapılan taşınmazların anlatıldığı yayın görseller ile de desteklendi.
Proje çerçevesinde gerçekleşen sözlü tarih çalışmalarına ait genel bir değerlendirmenin yapıldığı “İstanbul İli Yüzey Araştırmaları (İstYA) Projesi Beykoz Sözlü Tarih Çalışmaları” başlıklı yayın da yine Doç. Dr. Emre Güldoğan tarafından hazırlandı. Görüşülen kişilerin yaş, cinsiyet, meslek, ikamet yeri gibi başlıklar altında ve grafiklerle desteklenerek anlatıldığı bu yayında hem Beykoz sözlü tarih çalışmaları hem de genel olarak sözlü tarih çalışmalarının tanımı ve önemi hakkında bir değerlendirme yapıldı.
Beykoz’un yontma taş buluntuları
Arazi çalışmalarında tespit edilen yontmataş buluntulara dair değerlendirmeler iki makale kapsamında sunuldu. Bu makalelerden ilki, Paleolitik döneme tarihlenen yontmataş buluntuların teknolojik ve tipolojik olarak değerlendirildiği, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Tarihöncesi Arkeolojisi Anabilim Dalı’nda yüksek lisans öğrencisi olan Volkan Manap tarafından hazırlanan “Beykoz Paleolitik Çağ Yontmataş Buluntuları 2018-2019” başlıklı makale. Buluntuların tespit edildikleri alanlara göre yoğunluk gösteren bölgelerin detaylı bir şekilde belirtildiği makalede, tercih edilen hammaddelerin özellikleri ile İstanbul ve çevresinde önceki yıllarda gerçekleştirilen araştırmalara da değiniliyor.
Yontmataş buluntular arasında Erken Holosen Döneme tarihlenen örneklerin değerlendirildiği makale ise İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Tarihöncesi Arkeolojisi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Doç. Dr. Çiler Altınbilek-Algül ve Doç. Dr. Semra Balcı tarafından kaleme alındı. “Riva ve Göllü Erken Holosen Dönem Yontmataş Buluntuları” başlıklı makalede, buluntular kendi içerisinde hammadde türü ve teknolojik ayrımları alt başlıkları altında değerlendirildi. Ayrıca buluntular arasında yer alan alet türleri hakkında da detaylı bilgilere ulaşılabilir. Beykoz araştırmaları sırasında Riva ağırlıklı olmak üzere tespit edilen obsidiyen örneklerine dair bilgilere de bu makale içerisinde değiniliyor.
Yazıtlı mezar taşı
Beykoz ilçesi Alibahadır Mahallesi’nde yer alan mezarlık içerisinde tespit edilip belgelenen ve MS 2. yüzyıla tarihlenebileceği düşünülen yazıtlı bir mezar taşına dair makale, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Aşkım Özdizbay ile Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Hüseyin Sami Öztürk tarafından hazırlandı.
“Kalkhedon’dan Flavıus Syrıon ve Ailesine Ait Sunak Formlu Yazıtlı Mezar Taşı” başlıklı makalede, mezar taşının detaylı tanımı, üzerindeki yazıtın çevirisi ile bölge ve çevresinde daha önceki yıllarda tespit edilen benzer mezar taşları hakkında bilgiler sunuluyor.
Mezar steli
Yine Alibahadır Mahallesi’nde yer alan mezarlık içerisinde tespit edilen bir mezar steline dair değerlendirme, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı’ndan Araştırma Görevlisi İpek Dağlı-Dinçer tarafından kaleme alınan “Beykoz İlçesi Alibahadır Mevkii’nden Bir Mezar Steli” başlıklı makalede sunuluyor. Stel kırık halde tespit edildiği için, stel üzerinde betimlenmesi olası sahneler hakkında önerilerin sunulduğu yayında, bu öneriler görseller ile de destekleniyor.
Beykoz’un jeomorfolojisi ve jeolojisi
Birinci bölümde yer alan son makale İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Selman Er tarafından kaleme alınan “Beykoz İlçesinin Jeomorfolojik ve Jeolojik Özellikleri” başlıklı yayın. Beykoz’un jeomorfolojisi ve jeolojisinin genel olarak anlatıldığı yayında, arazi çalışmaları süresince tespit edilen çakmaktaşı ve obsidiyen buluntuların yoğunluk gösterdiği alanlara göre de detaylı bir değerlendirme yapıldı.
Sözlü tarih çalışmaları
Kitabın ikinci bölümünü sözlü tarih çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen toplam 18 adet görüşmenin deşifre metinleri oluşturuyor. Etnografi yaklaşımlı görüşme teknikleri kullanılarak bölgenin kültürünün, tarihinin, gelenek ve göreneklerinin kayıt altına alındığı mülakatlar, görüşme sırasında çekilen görseller ile desteklendi.
Serinin üçüncü kitabı
İstYA Projesi’nin amaçları arasında, çalışmaların kitaba dönüştürülmesi ve sonucunda İstYA Projesi Kitaplığı olarak tanımlanabilen bir serinin oluşturulması bulunuyor. Bu doğrultuda İstanbul İli Yüzey Araştırmaları 2018-2019 Beykoz kitabı hem serinin üçüncü kitabını oluşturuyor, hem de daha önceki yıllarda kapsamlı bir şekilde araştırılmamış olan bölge hakkında önemli bilgiler sunuyor.
You must be logged in to post a comment Login