Bu mermer heykelcik, Ptolemaios dönemi sanatının simgesi: belirgin bir Mısır dokunuşuna sahip, farklı stillerin bir karışımı.
İskenderiye kökenli, Ptolemaios dönemine (MÖ 332–150) tarihlenen küçük bir mermer heykelcik, antik Akdeniz’de cüce figürlerine bakışı yeniden düşündürüyor. New York’taki The Metropolitan Museum of Art’ta sergilenen yaklaşık 10 santimetrelik eser, çıplak bir erkek dansçıyı hareketi ima eden burgu (torsion) bir gövdeyle betimliyor. Kolları ve bacakları ile başının arka kısmı eksik olsa da, figürün “tanrımsı” duruşu ve belirgin karın kasları, geç Hellenistik üslubun ustalıklı anatomi anlayışını yansıtıyor.
Uzmanlara göre heykelcik, klasik Yunan sanatındaki çıplaklık geleneğini, geç Hellenistik dönemin kas işçiliğiyle birleştiriyor ve Mısır’da bulunmuş olması, Ptolemaios çağında farklı insan beden tiplerini betimlemeye yönelik güçlü bir merakı işaret ediyor.
(İlgili: Cüce Tanrıyı Tasvir Eden Mısır Kabında Halüsinojen Kanıtları)
Büyük İskender’in generallerinden Ptolemaios I Soter’in kurduğu hanedan döneminde İskenderiye, Yunan ve Mısır kültürlerinin iç içe geçtiği kozmopolit bir merkezdi; bu heykelcik de bu melez estetiğin çarpıcı bir örneği olarak öne çıkıyor.
Antik Akdeniz sanatında “cüce dansçı” motifi yaygındı; ancak Yunan örneklerinde figürler çoğu kez abartılı ya da grotesk bir dille ele alınır, bu da toplumsal bir damgalamaya işaret eder. İskenderiye’den gelen bu heykelcik ise cücelerin karikatürize edilmediğini, aksine kültürün onurlandırılmış üyeleri olarak görüldüklerini düşündürüyor.
Bu yaklaşımın kökleri Ptolemaioslardan da eskiye uzanıyor: Dört bin yıl önceki Mısır kayıtları, cüce ve pigme bireylerin soylu ve firavun hanesindeki varlığına ve yüksek itibarına işaret eder. Bu itibarda, genellikle kısa boylu, güçlü kaslı ve ifade dolu yüz hatlarıyla tasvir edilen koruyucu savaşçı tanrı Bes’in etkisi büyük; Bes doğum yapan kadınları gözeten, aynı zamanda sık sık tef çalan bir dansçı olarak da biliniyor.
Müze kayıtları, mermer “cüce-dansçı”nın elinde antik bir vurmalı çalgı tutmuş olabileceğini belirtiyor. Bu yorum, eseri Mısır’da cücelerin topluma entegre olduğu ve genel olarak olumlu çağrışımlarla anıldığı uzun bir geleneğin parçası hâline getiriyor. Böylece mütevazı boyutlarına rağmen heykelcik, Ptolemaios dönemi İskenderiyesi’nin kültürel melezliğini, antik Mısır’ın koruyucu tanrılar panteonunu ve beden çeşitliliğine dair kapsayıcı bir bakışı tek bir mermer blokta bir araya getiriyor.
You must be logged in to post a comment Login